Ercan Çalışkan
Ercan Çalışkan

Caiz mi hocam?

Caiz mi hocam?

Baş döndürücü bir gündem…

“Ne yazsam?” sorusuna cevap bulduğumu sandığım anda yepyeni bir gündem ilk sıraya tırmanıveriyor. Onu yazmak için bilgisayar başına geçiyorum, araştırma yaparken bir başkası takılıyor oltama. Tam yakaladım derken o da değişiyor.

“Dur!” dedim kendi kendime, “Şu iç sesimi çağırıp ona sorayım da bir işe yarasın.”

Hiç zaman kaybetmeden çağırdım. “Emekli Öğretmen’le bir olup her defasında beni tongaya düşürüyorsunuz. Bu defa o yok. Telefonunu da açmayacağım. Şimdi söyle bakayım şu konulardan hangisini yazayım:

“Mesela, ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ hakkında yazayım mı?”

Sen mi yazacaksın Köşe Yazarı? Güldürme beni! Muhalefet bu yasaya ‘Sansür Yasası’ adını verdi. Şimdi sen yazını internet ortamında yayınlayacaksın. ‘Sansür Yasası’ adını kullanabilecek misin, bunu eleştirebilecek misin?

Bir başka örnek… Geçtiğimiz günlerde Mersin’de bir terörist etkisiz hale getirildi. Teröristlerden birinin yere düşen kimlikten ve taksicinin tanıklığından hareketle kimliğinin belli olduğu açıklanmış; tüm yetkililerin demeçlerinde ve tam altı gazete manşetinde birden bir parti suçlanmıştı. Bu haberler de internette milyonlarca kez dolaştı. Bir de baktık ki ölen terörist bir başkasıymış. Tabii sadece alfabenin ilk harfi haber kanalını izleyenler bu gerçeği duyamadı. Bunun üzerine suçlananlar: “Öldürülen teröristin DNA raporuna rağmen yalan söylediniz, Havuz Medya’nız manşetler attı.” açıklamasını yaptı. Peki, bu görüşü yazıp savunabilecek misin?

Daha örnek vereyim mi?”

“Tamam, tamam! Dilin de çok uzamış senin. Ben kim öyle ciddi konulara girmek kim? Hatta sana bir şey söyleyeyim mi iç sesim? Bundan sonra Emekli Öğretmen bile bu konulara giremez bence. Ben bunları yazmam. Peki, şu enflasyondan söz etsem?”

“Yaz, bence sakıncası yok. Ben baştan hatırlatayım da… Bazen kimseye söylemiyorsun ama bana şikâyet ediyorsun. Mesela şu 200 TL konusu seni çok üzmüştü. Hani, ‘200 TL piyasaya çıktığında dolar kuru 1.52 idi. Yani 200 TL 131 dolara karşılık geliyordu. Bugün ise dolar kuru 18,50… 200 TL 11 dolar bile etmiyor.’ dediğinde çok sevdiğin birileri bunda bile başarı kırıntıları aramıştı.

Enflasyondan söz ettiğinde de ‘Tüm dünyada var!’ demişlerdi. Sen de o gün, bir daha bu konulara girmesem mi diye bana sormuştun. Hem TÜİK’in %83,45’ini mi yazacaksın, ENAG’ın %186,27’sini mi? Ya ikinciyi yazıp savunursan buna ‘yalan haber’ derlerse?”

“Peki, o zaman Sayın Cumhurbaşkanı’mızın, ‘Vakti saati geldiğinde biz Suriye’nin başkanıyla da görüşme yoluna gidebiliriz.’ demecini ‘Yaşasın barış geliyor!’ ana düşüncesi çerçevesinde yorumlayayım bari. Ne dersin?”

“Ya Köşe Yazarı! Her seçtiğin konu, bir öncekini aratıyor. Bunu yazarken, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın Esat’ı Eset yaptıktan sonraki demeçlerini nereye koyacaksın? Yeri gelmişken İsrail’le karşılıklı büyükelçi atanması kararından söz edecek misin? ‘Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir, asla İsrail’in başkenti olamaz!’ demecini sorabilecek misin?

Bence sen böyle çetrefilli konuları bırak! Sana güzel bir konu önereyim.”

“Helal be iç sesim! Neymiş o konu?”

“Bence sen, Manisa Kırkağaç ilçesinde din görevlisi olarak görev yapan Fatih Ardıç’ı yaz.”

“Ooo! İyi fikir… Hem din görevlisi… Kimse bir şey diyemez. Sağ ol iç sesim. Peki ne yazayım?”

“Fatih Ardıç, her gün artan hayat pahalılığı ve yaşanan derin ekonomik krizle ilgili olarak ‘Caiz mi Hocam?’ adlı bir şarkı yazıp klip çekti.”

“Bu cümlenin sonu pek iyiye gitmeyecek galiba iç sesim?”

“Bana yine haksızlık ediyorsun Köşe Yazarı! Bak devamı nasıl: Ardıç’ın Türkiye’de yaşanan olumsuzlukları anlattığı ‘Caiz mi Hocam’ isimli şarkıya çekilen klip, sosyal medyada da yayınlandı ve kısa süre içerisinde çok sayıda kişi tarafından izlendi.”

“Bu çok doğal. Günümüz gerçeklerini işlemiş. İnsanlar da izleyerek takdir etmiş. Kusura bakma iç sesim. Yine sonunda bir hinlik var zannetmiştim.”

“Devamında küçük bir gelişme daha olmuş ama…

Manisa’nın Kırkağaç ilçesinde Ören Camii’nde görev yapan din görevlisi Fatih Ardıç, ‘Caiz mi Hocam’ isimli şarkısına çektiği klipten, ‘Haram Helal Diyorlar, Her Haltı Yiyorlar, Caiz mi Hocam?’ sözlerinden dolayı Diyanet tarafından Mucur’a hizmetli olarak sürüldü.”

***

İşte, sonunda yine yaptı yapacağını! Nedir dostlar, benim bu iç sesimden çektiğim? Yine beni zor bir konunun içine çekti. Ben kim, böyle konuları yazmak kim?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!