Ercan Çalışkan
Ercan Çalışkan

Bu Hamur Daha Çok Su Götürür

featured

Eeee, şimdi birisi kalkıp derse! “Ortada hukuk varsa, anayasaya uymak zorundasınız. Haaa hukuk yok diyorsanız o başka!” Ona ne cevap vereceğiz?

Şimdi sizi taaa 2016’ya götüreceğim.

Sayın Cumhurbaşkanı’mız Anayasa Mahkemesinin verdiği bir kararla ilgili olarak 28 Şubat’ta Atatürk Havalimanı’nda açıklamalarda bulunmuş ve “Anayasa Mahkemesinin verdiği karara uymuyorum, saygı da duymuyorum.” demişti.

Bu haberi dinlediğimde “Cumhurbaşkanı’mız böyle derse bunun sonu nasıl gelir? Bir başka mahkeme de aynı şekilde düşünüp Anayasa Mahkemesi ile tersleşirse bu sorun nasıl çözülür?” diye düşünüp hayretler içerisinde kalmıştım.

Yıllar geçti. 31 Mart 2021’de Sayın Devlet Bahçeli de yine bir Anayasa Mahkemesi kararına kızıp “Anayasa Mahkemesi’nin de kapanması artık ertelenemez bir hedef olmalıdır.” demişti.

Bu haberi dinleyince de aynı duyguları bir kez daha yaşamıştım. Biraz daha ayrıntılı düşündüğümü hatırlıyorum. “Anayasa olmadan ülke bir kaos ortamına girmez mi? Çok önemli sorunlarda başvurulacak bir makamın yok olması nasıl düşünülebilir ki?” gibi…

Yıllar geçti. Zaman zaman ülkenin gündemine geldi Anayasa Mahkemesi (AYM) konusu, zaman zaman ben de düşündüm nedense.

Derken… Son haftalarda bir Anayasa Mahkemesi fırtınası daha koptu.

İsterseniz kısaca özetleyeyim:

İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde 18 yıl hapse mahkûm edilen Can Atalay, Hatay milletvekili seçilince, hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi talebiyle Yargıtay’a başvuru yapmıştı.

Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, başvuruyu reddetmiş, 18 yıl hapis cezasını da onamıştı. Bunun üzerine Atalay’ın avukatları, AYM’ye bireysel başvuruda bulunmuş; AYM de Can Atalay’ın ‘seçilme hakkı’ ile ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı’nın ihlâl edildiği yönünde karar vermişti.

Herkes, gıyabında kapısında ismi olan bir oda ayrılan, TÜM PARTİLERİN OYBİRLİĞİYLE TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na seçilen Can Atalay’ın TBMM’ye gidip yemin etmesini beklerken yerel mahkeme dosyayı yeniden Yargıtay 3’üncü Dairesi’ne göndermiş, Yargıtayın jet hızıyla üç maddede özetleyebileceğimiz kararı gündeme bomba gibi düşmüştü:

  1. Can Atalay hakkında verilen mahkûmiyet kararının temyizi üzerine yapılan değerlendirmede, kararın Yargıtay tarafından onandığına işaret edilerek kesinleşen karar karşısında, AYM’nin söz konusu ihlal kararına uyulmamasına,
  2. Hükümlü Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik işlemlere başlanması için kararın bir örneğinin TBMM Başkanlığı’na gönderilmesine,
  3. AYM üyeleri hakkında gereğinin takdir ve ifası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi.

***

Peki, bu konuda Anayasamız ne diyor:

Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.

Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.

***

Eeee, şimdi birisi kalkıp derse!

“Ortada hukuk varsa, anayasaya uymak zorundasınız. Haaa hukuk yok diyorsanız o başka!”

Ona ne cevap vereceğiz?

 

Not: “Bu konu bitti mi?” diye sorarsanız cevabı “Bitmedi!” ama devamı haftaya…

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!