Ercan Çalışkan
Ercan Çalışkan

Bir sabır çek!

Bir sabır çek!

Lafı eğip bükmeden söyleyeyim.

Bana göre Türkiye’nin en önemli BEKA sorunları, iki tane:

1.Sığınmacılar

2.Beyin göçü

Bu ikisi dışında aklınıza ne gelirse gelsin, bu ikisinden daha somut olamaz.

Son haftalarda, özellikle beyin göçüyle ilgili yazdıklarım, öncelikle kendimi çok etkiledi. Çok yakın çevremde, Türkiye’nin en iyi okullarından mezun olup Avrupa ve Amerika’da çalışanların sayısının çokluğu, bu sorunu daha somut olarak görmemi sağladı tabii…

Bir de Belçika’da 2021 yılında nüfus artışında birinci sırayı yurt dışından gelip Belçika vatandaşlığına geçenlerin aldığı, bunların tamamının da beyaz yakalı denilen okumuşlardan meydana geldiği gerçeğiyle de yüzleşince, üstüne de bu haberi Türkiye’den gidenlerle örtüştürünce çok ama çok gerildim. Rahatlamak için yine yeğenimin tavsiyesiyle alfabenin ilk harfi haber kanalını açtım.

İyi ki de açmışım. Tecrübeli yorumcularımız tarafından Sayın Cumhurbaşkanı’mızın konuşmasından iki başlık analiz ediliyor. Öyle müthiş analiz yetenekleri var ki şaşarsınız. Hayran olmamak, mümkün değil.

Bugün yorumladıkları haberlerden biri şu: Cumhurbaşkanımız, “Elbette sıkıntılarımız, sancılarımız, ödediğimiz bedeller mevcuttur. Son dönemde ortaya çıkan hayat pahalılığını biliyoruz. Ülkemizin imkanlarını, finansal illüzyonlarda değil, istihdamda artırmak için kullanma tercihinde bulunduk.” demiş. Bu cümleden hareketle, daha birkaç program öncesi Türkiye’nin uçtuğunu, dünyanın bizi kıskandığını anlatma yarışında olan müthiş(!) yorumcularımız, sıkıntıdan söz ediyorlar ama istihdamın ülkemiz için en önemli iş olduğunu vurgulayıp TÜİK’e göre kaç aydan beri işsiz sayısının azaldığını çeşitli rakamlarla seyredenlerin gözüne sokuyorlardı.İç sesim ortaya çıktı yine… “İyi ki orada Emekli Öğretmen yok. ‘TÜİK’e göre Şubat 2021 ile Şubat 2022 arasında kayıtlı işsiz sayısı 623 bin artarken, İŞKUR’a göreyse aynı dönemde325 bin kişi azaldı.’ cümlesindeki çelişkiyi gösterip bu haberi yorumlamalarını isterdi.(1) Onlar da, artık ezberlediğimiz, çözümü ileri bir tarihe atma yöntemi olan “Hükümetimiz inşallah önümüzdeki şubat-mart aylarıyla birlikte enflasyonu da kontrol altına alarak devam edecek.” cümlesini kurarlardı.”

“Ne ilgisi var?” demeyin bence, “uysa da uymasa da” öyle cümleler kuruluyor ki… Ortalığı daha fazla karıştırmasın diye iç sesimi kovdum.

Ve diğer haberi tartışmaya başladı her işi bilen ekip…

Sayın Cumhurbaşkanı’mızın “Ekonomik olarak battık diyenler var ama herkesin altında arabası da var maşallah!” cümlesi…

Az önce “Sıkıntılarımız var; Ama Avrupa… , Ama dünya… , Ama Rusya-Ukrayna savaşı, Ama özellikle dış güçler…” cümlelerini sıralayanlar Türkiye’nin uçtuğunu anlatmaya başladılar.

Onlar “Dünyaya biz yön veriyoruz.” diyorlar, benim koltuklarım kabarıyor.

Onlar “Dünya liderimiz…” diyorlar, ben “Heyt be!” naraları atıyorum.

Onlar “Herkesin arabası var.” diyorlar, bir de sözlerini belgeliyorlar: Benim de var cümlesini kuruyorlar art arda… Ben durur muyum? “Benim de var!” diyorum.

Gözlerimi kapıyorum: Kalabalık AVM’ler, yollardaki arabalar, arife günü kotayı doldurup aşan köprüler… ve daha nicelerini düşlüyorum.

İşte bu ruh halindeyken…

Bu defa, “İşin zor Emekli Öğretmen!” diyerek telefona sarıldım.

“Artık anla Türkiye’nin uçtuğunu, bak neler neler oluyor?” dedim.

“Neler oluyor?” diye cevap verdi ve makineli tüfek gibi sıraladı:

“Çarşıdaki, pazardaki yangın mı bitti? Ev kiraları mı ucuzladı; ev, araba fiyatları mı düştü? Dolar, altın, Euro değer mi kaybetti? Siyasiler, ihracat rakamlarıyla birlikte ithalat rakamlarını da mı verdi? Cari fazla mı verdik? Devletin ana parayı geçen ve tarihi zirveyi yakalayan faiz ödemeleri mi sıfırlandı?

Hangi somut gelişme oldu?”

Bu adam da konuştu mu hep böyle kalakalıyorum. Şimdi bunların hangi birine “Bak şu oldu!” diyebilirim ki? Ama daha kurşunum bitmedi, sihirli cümlem var:

“Sayın Cumhurbaşkanımız dedi ki ‘Milletimizden biraz daha sabır bekliyoruz. İnşallah 2023’ün Şubat ve Mart aylarından itibaren enflasyonu makul ve daha aşağı indireceğimiz seviyeye çekmiş olacağız.’ Biraz sabretmeyi öğren Emekli Öğretmen!”(Bu cümledeki anlatım bozukluğu, sözü söyleyene aittir. )

“Bu kaçıncı sabır isteği Köşe Yazarı, saymak bile mümkün değil ama bak sana bir link gönderiyorum, “Bİ’ SABIR ÇEK KARDEŞİME!” videosunu izle de hem biraz eğlenir hem de sabır isteklerinden bazılarını kendi kulaklarınla duymuş olursun.(2)

Ha bir de unutmadan, bir link daha gönderiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın seni havalara uçuran, onun da gururla söylediği “Ekonomik olarak battık diyenler var ama herkesin altında arabası da var maşallah!” cümlesinin kişi başına düşen otomobil sayısı bakımından dünyada 64.lüğe denk geldiğini gözlerinle gör.(3)

Sonra da sihirli cümlenle avun dur kardeşim.”

 

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!