TRT Haber’de bir video başladı. “Vay be!” dedim kendi kendime; sonunda neredeyse herkesin sorduğu bu sorunun cevabını sonunda devletim kendi televizyonunda verecek dedim. Saniyeler içinde neler neler geçti gözümün önünden…
Gözümün önünden geçenleri yazmadan bir gerçeği vurgulayayım:
Bir Merkez Bankası’nın değil 128 milyar doları, 128 doları bile kayıt dışı bir biçimde birinin cebine koyması mümkün değildir. Burada merak edilen kendi basamadığı paraları yani dolarları satıp yerine kendi basabildiği paraları yani TL’leri koyarken gerçekleştirilen eylemler…
Gelelim saniyeler içinde gözümün içinden geçen hayallere… Şimdi bu videoda kesin aklımdaki sorulara cevap verecekler. Herkesin çenesi kapatılacak. Ben de hem Emekli Öğretmen’e WhatsApp’tan bu videoyu gönderip onunla dalgamı geçeceğim hem de iç sesime bir daha işime karışma diye haddini bildireceğim. İşte heyecanla cevap beklediğim sorular:
1- TCMB hangi kuruma/kurumlara hangi tarihte, ne miktarda ve fiyattan döviz satışı yaptı?
2- Bu paraları alan hangi kurum ya da kurumlarsa aynı tarihlerde kime sattı? Kasalarında kalan fazla varsa bunu ne yaptılar?
3- En önemli sorulardan biri, bu satışlar ortalama olarak ve tek tek işlem olarak hangi fiyattan yapıldı?
4- Bunlardan döviz alan kamu bankaları, aynı gün içerisinde döviz piyasasına hangi fiyattan ne kadar döviz sattı?
5- Kamu bankalarının o günkü alış maliyetinden daha düşük fiyattan yapılan satışlar varsa bunlar kimlere yapıldı?
Coşkuyla ve ümitle seyretmeye başladım videoyu. Tam 6 dakika 31 saniye sürdü.
Peki bu soruların hangisine cevap buldum derseniz. Hiçbirine… Yalan, yalan, yalan diye başlayan video, yalan, yalan, yalan diye bitti. Yalnız arada “Merkez Bankası sıkı denetim ve şeffaf raporlama ilkesiyle çalışır. Rezervler harcanabilir iktisadi bir varlık değildir. ” bilgisi verildi. 2002’den 2021’e rezerv rakamları sıralandı. Meğer bizim Merkez Bankası’nda 89,4 milyar dolarımız varmış.
Videonun belgesiz “yalan yalan yalan” bölümleri her ne kadar kafamı karıştırsa da 89,4 milyar dolar rezerv açıklaması tam moralimi düzeltmeye başlamıştı ki iç sesim gene bu işe burnunu soktu: “İyi ama ekonomistler, eksi rezervden söz ediyor. Bu arada Reuters haber ajansı, geçtiğimiz haftalarda yayımladığı bir haberde, Albayrak’ın istifa ettiği dönemde Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığı görevine getirilen Naci Ağbal’ın Mart ortasında görevden alınmasında rezervlerde yaklaşık 130 milyar dolarlık kayba neden olan döviz satışlarıyla ilgili inceleme başlatmasının rol oynadığını iddia etmişti. Bu ne olacak?”
İç sesim sen git başımdan. Zaten kafam karışık. Seninle uğraşamam. Ben en iyisi, Sayın Cumhurbaşkanımızın grup toplantısındaki cümlelerine bakayım:
Son iki yılda Merkez Bankası kaynaklarından 30 milyar dolar cari açığın finansmanı için kullanılmıştır. Yabancı sermaye çıkışı için kullanılan rakam 31 milyar doları bulmuştur. Reel sektörün döviz cinsinden borcunu azaltmak için talep ettiği kaynak da 50 milyar dolara ulaşmıştır. Vatandaşlarımız da 54 milyar dolar karşılığı döviz ve altın alarak tasarruf tedbirlerinde değişikliğe gitmiştir. Gördüğünüz gibi sadece dört kalemde 165 milyar dolarlık bir rakam ortaya çıktı.”
Haydaaa, 128 derken sayın Cumhurbaşkanımız, dört kalemde 165’i buldu. Dört kalemi on dört kaleme çıkarsa kim bilir neler olacak?
Bunlar çok karışık konular, benim aklım almadı. Vazgeçtim bu konuyu kurcalamaktan ama şu cümleye takıldım kaldım:
“Vatandaşlarımız da 54 milyar dolar karşılığı döviz ve altın alarak tasarruf tedbirlerinde değişikliğe gitmiştir. TL’ye çevirsen 448.964.910.000,00 TL.”
Yani kundaktaki bebekten en yaşlımıza kadar her birimize düşen pay, 5.281 TL…
Yani hane başına düşen desen 23.046 TL
Bana ne 128 milyar dolardan, bizim haneye düşen 23 bin TL nerede, gören var mı? Siz onu söyleyin. Bulana küsurattaki 46 TL bahşiş olarak verilecektir.
Duyanlar duymayanlara haber versin…
Siz kendi payınıza düşeni ister sorarsınız ister sormazsınız, ben karışmam.
Kaynak: Günboyu