Belli ki MHP’nin içine fitne girmiş.
Fitnenin de kararlı olduğu gözüküyor.
Daha önce aynı fitne BBP’nin içine de girmişti.
Şehremini olamayanların şehir eşkıyalığını sevk ve idare etme sanatının piyonu olmaya namzet güruhlar her zaman böylesi fitnelerin aparatı olarak kullanılmışlardır.
Kimin kiminle kol kola olduğu yakında herkesin malumu olacak.
Fakat korkarım bu fitne cana kıymayı da çok iyi beceriyor.
Foyaları ortaya çıkmasın diye şimdiye kadar birçok cana kıydılar…
Acaba şimdi sırada kim var?
Hani derler ya: “de-facto başkan bunları yönetiyor.”
Bence o da bunlardan çekiniyor.
Yoksa ne eyvallahı olsundu ki?…
Daha ne diyeyim?
Gördüğünüz gibi fitne nerelere uzanmış?..
Bayramı Geri Sarın
Bayramlaşmalar yanlış oldu.
Bu bayramı geri sarın.
Partililer tamam birbirlerine gidip geldiler. HDP ile CHP, AKP ile MHP temsilcileri ekranlarda bayram esprileri yapıyorlardı gördüm.
Ama ülkücüler yanlış bayramlaştılar.
Oysa MHP genel merkezi için büyük fırsattı.
Kongre sürecindeki yanlışını telafi edebilir küskün gönülleri barıştırabilirdi. Küskün dediysem de eski küskünleri kastetmiyorum. Yeni daha dün Devlet Bey’in yanında yer alanları kastediyorum. Bayramlaşma mı yapıyorsun idam fermanı mı açıklıyorsun belli değil. Bu ne biçim bir psikolojidir?..
Halbuki öyle yapmayıp gerçek bir bayram yaşatabilirdi ülkücülere…
İki günlük bir ön çalışma yeterdi bunun için.
Bütün herkesi kucaklayan bir bayramlaşma ile öyle bir süreç başlatabilirdi ki tarihe geçerdi.
Olmadı. Yapamadı…
Görev adamlığı yaptırmadı… Ne kutsal görevmiş be…
Ayıklama
Ayıklamanın başına bir yılankavi s harfi yerleştirirsin olur sana sayıklama…
Sayıklama ile yakaza halini birbirine karıştırmamak gerekir.
İnsan var, öyle coşkulu bir deruni hale duçar olur ki dışarıdan bakarsın sayıklama sanırsın; aslında derin bir zikir faslında nefsi emareden nefsi levvamelere oradan nefsi mutmainlere doğru kanat çırpmaktadır.
…
Ayıklama hali pirinç ayıklama ilmini de çağrıştırır.
Önünü göremeyen, torunlarını seçemeyen nice nine vardır; fakat sanki asırlardır yapıyormuşcasına yün örerken de pirinç ayıklarken de nedense hiç şaşırmaz.
Ne yanlış bir ilmik atar, ne pirinci beyaz taş diye tasın içine…
Pirinç ayıklama işini o yüzden o geniş ailelerde evin en ihtiyar kadınına yaptırırlar.
En sağlam pirinç ayıklama işini o yapar.
Pirinçler kendisine benzeyen beyaz taşlardan ayrılır.
Demek ki ayıklama işinde tecrübe şartı olmazsa olmaz şartlardandır.
…
İkincisi de şekil ve geometri filan bilmek.
Ayıklamak için iyi bir göz de lazım tabii.
İyi bir göz şekil bozukluğu olan beyaz taşın hiç de bir pirince benzemeyeceğini bilir. İlk bakışta anlar farkı…
Ankara’nın çıkışlarında farkı fark ettiniz mi gibisinden laflarla fark anlaşılmaz.
…
Bir camia yeni değil yıllardır ayıklanır.
Şimdi ayıklanacakmış güya…
Zaten geldiğinden beri ayıklıyorsun. Güzide ile pespayenin o bariz ayırdına bile varamayanların birbirine pek benzeyenleri ayıklamaları kabil olmadığından yapageldikleri şey güzideyi pespayeye yedirmekten ibarettir.
RUBAİ
Aldatıcı
Allah ile aldatandan kork, korkma garip gâvurdan
Mazlum kılığında zalimden kork düşmeden şuurdan
Rabbin seni bil diye kendinden bir hüner bahşetti
Tefrik edebil güzideyle pespayeyi huzurdan
RUBAİ
Bende*
Rezil rüsva eyleme el âleme
Nazenin kalbimi hoyrat elleme
Yitirdiğin dilden okur, yazarım
Ben de bu ildenim düşman belleme