Eğri oturup doğru konuşmalı…
Düz oturup doğru konuşmak da mümkün elbet. Neden olmasın?
“İki büyük çıkardık medeniyetimizden/ Biri hırsız, biri casus; hiç tık yok müddeimizden” diyen şair hem nalına, hem mıhına vuruyor aslında.
Fakat kul hakkının gaspı hakikaten büyük insanlık suçu…
Suru çalıp ulvi emellere hizmet ettiklerini sananlar çıkmıştı bu ülkede… Ne adına olursa olsun ulvî hedeflere süflî araçlarla erişmek kabil değil. Erişilse bile artık o hedefler ulvî olmaktan çıkıyor maalesef…
Bu işe kalkışanlar sonunda nedamet duygusu içinde entropi yaşıyorlar…
Paralel Hırsızlık suçunu deşifre eden gence madalya takılmalı…
Büyük bir vicdan azabının ve muhasebesinin sonunda hakikat güneşini perdelemediği, hakikat nurunu ortaya çıkardığı için…
Soru çalmak ve yakınlara sınav öncesi cevap anahtarını vermek dünyanın en şerefsiz işidir.
Kul hakkına girer.
Bundan daha ala kul hakkı gaspı olur mu?
Zavallı genç, dirsek çürütsün, arkasında dayısı olmadığı için, cemaati olmadığı için 95 almasına rağmen istediği yere giremesin.
Cemaatin kolladığı genç de çalıntı sorularla istediği yere girsin…
Bu kul hakkı gaspıdır açıkça…
Bundan daha büyük bir günah düşünemiyorum.
Neden?
İki defa günah da ondan…
Sadece birine kadro açmış olmuyorsunuz bu gasp ile; diğer taraftaki bütün umutları, güven hissini yerle bir ediyorsunuz…
Böyle bir sistemden ulvî bir sonuç çıkar mı?
Ulvî amaçlara süflî araçlarla varılır mı?
Araç amacı temsil eder.
Araçları iğrenç, çirkin, kötü, zararlı, suç ve günah olanların nihai amaçlarının iyi, güzel, Hak ve doğru olduğunu ileri sürenler iki defa Allah’a şirk koşmaktadırlar.
Niçin? Allah emanetin ehline verilmesini buyurmaktadır.
Allah hükmettiğiniz adaletle hükmedin buyurmaktadır.
Allah bilenle bilmeyen bir olur mu diye hatırlatmaktadır.
Allah emanete hıyanetin en büyük günah olduğunu öğretmektedir.
Allah kul hakkıyla karşıma gelmeyin diye uyarmaktadır.
Her günah affedilebilir, ama kul hakkı asla…
Şimdi hakkı gasp edilen gençlerin gönlü nasıl alınacak?
Onlardan nasıl özür dilenecek?
Çok uyardık bu arkadaşları zamanında çoookkk…
Yapmayın etmeyin dedik, dinletemedik.
Askeri Tıp öğrencisi itiraf etmiş…
Madalya takılmalı, asla saklanmamalı…
Ne büyük bir vicdan muhasebesi bu…
Helal olsun…
38 Matematik sorusu, 23 Geometri sorusu çalınmış ve cevapları ezberlenmiş…
Sonra da üç defa sesli üç defa sessiz yemin ettirilmiş…
Şu ritüele bakar mısınız?
Kim bilir ne kadar ilahi bir vecd ve irfan içinde kendilerinden geçerek yemin merasimi tertip etmişler…
Yemin ne demek?
Allah’ı kandırmışlar yani…
Büyük bir günah işleyip bu günah için abdest almaya benziyor bu…
Hayır; ondan daha süflî, daha iğrenç…
Hiçbir açıklaması olamaz.
Bir kere soru çalmakla o makamlara gelen zavallılar kime hizmet eder? Hakka mı, suç ortağına mı?
Düşünün; doçent olamıyorsunuz yabancı dil sınavını veremediğiniz için…
Soru sistemine, imtihan sistemine sızmış paralel yapı, soru çalıp size veriyor; siz de önce doçent, ardından profesör oluyorsunuz…
Artık bir yerlere gebesiniz; ne yapabilirsiniz ki?..
Elbette onlar ne derse onu söylersiniz…
Soru çalıp Merkez Bankası’na girmişsiniz, ne yaparsınız? Ne yapabilirsiniz ki?
Soru çalıp Hazine’ye, soru çalıp Askeri Tıp’a, soru çalıp Genelkurmay’a girmişsiniz…
Maazallah, böyle devlet batmaz mı?
Kim adına olursa olsun, ne adına olursa olsun…
Hem büyük günah, hem büyük suç…
Fakat öyle istihdam ile açıklanacak bir suç ve günah değil…
Bu çirkinliğin izleri bütün bir istikbali karartacak kadar büyük bir suç ve günah yaratıyor…
…
Ne oldu?
“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum…”
Ne oldu, nereye gitti?
“İlim Çin’de de olsa onu alın…”
Yoksa şöyle miydi asılları:
“Benim için bir soru çalanın kırk yıl kölesi olurum.”
“Cevap anahtarı ÖSYM’de de olsa alın…”
Bugünlerde cemaat ile iktidar arasında af ve yeniden temas noktaları bakımından imkân ve kabiliyetler tartışılıyormuş…
Öncelikle cemaat bağışlanmak istiyorsa, o kul hakkı gasp edilen garip gureba vatan çocuklarından, o çalışkan çocuklardan, o emeğinden başkasının helal olmadığını bilen memleket evlatlarından özür dilemelidir.
NA’T
ÇABUCAK VE KOLAY YOLDAN ÇAĞDAŞLAŞMA PEŞİNDE
NİCE ÖNDERLERİ DÜŞ KIRIKLIĞINA UĞRATTI ÇAĞLAR
GERÇEKTEN YAŞANAN NEDİR – DUYULAN NE
EN ENFORMATİK BİR CEMİYET ŞEM’ASI MI?
BELİNDE BİR İLİK EMİŞ ACISI
VE ZAMANIN ONULMAZ DOĞUM SANCISI
TARİH DÜŞÜLMEYEN BİR VAKTE MİDİR AKIŞ
BU KALKIŞ BU UYANIŞ YOKSA BİR KOPUŞ MUDUR?
BİR YER AÇILDI DA BİR YER KAPANDI
BELKİ KUŞUN KANADI – BELKİ GÖZ KAPAKLARI
YA BU KAHREDİCİ SUSUŞ GECEDEN BETER
BİR YERLERDE BİRİLERİ NE EKER
EKMELİ… TOPRAK BİR İLAVE BEKLEMELİ
BAŞAKLAR YEŞERECEK DANESİZ DANELİ
NİÇİN ŞARKILARIMIZ YAVAN YANLIŞ GELİYOR
NEYİN İÇİNDE BİR ŞEY İÇİN İÇİN ERİYOR
BU FIRTINA SESSİZLİĞİ – BU SÜKÛTUN KORKUNÇ NAĞMESİ
ÇOCUK ŞARKILARINDA İHTİYAR TEKERLEMESİ
GERÇEĞE KAPANMIŞ BİR YALAN DÜNYA ÖRMÜŞÜZ
İLMİK İLMİK İFTİRA – RİYA VE RÜYA
SIRTI DÖNÜK KAHRAMANLARI ARKADAN VURMAK GİBİ
KARINCALAR KARŞISINDA HEYBETLE DURMAK GİBİ
NEREDE ATTIĞINI SAYI YAPAN UZUN ADAM*
HANİ TREN ÇARPMASI YUMRUĞUYLA ADAŞIN**
GÜZEL ŞARKILAR SÖYLERDİ BULUTLU ADALI
***
ARTIK BESTESİ YOK – NUTUKLARI VAR… BİR DE SAKALI
EZAN SESİ DUYMAK AYDI – DERYALAR HİKMETİNİ ÇÖZMEK****
O KOMÜNDEN BU KOMÜNE GEÇEN BİLİM ADAMLARI
***
EYÜP’TE BİR MEZAR TAŞI KIRILMIŞ SARIĞIYLA
ÖLÜM VE DOĞUM ORANI YÜKSEK MEMLEKETLERİMİZ
YA İHTİŞAM YA SEFALET SİMGESİ KENT ÇEKİCİLİĞİ
ALTIN SARISI SAÇLARIYLA BİZİ KENDİNE ÇEKEN
KISIR YOSMALARIN UZUN TIRNAKLI ELLERİ
BELLERİNDE NİCE KESKİN KILIÇLI SÜVARİ
KEMİKLERİNİ ERİTTİLER DE UNUTUP DÖĞÜŞLERİ
CEVAPSIZ SORULARLA DOLU İMTİHAN GÜNLERİ
VE BEKLER SON DURAKTA BİRİLERİ
KİMLERİ
BELKİ SON DURAK DA YOK
BİR ANLAMDA KİMSENİN BEKLEDİĞİ DE
ERDE ŞAN İSTEYEN O NAZLI GELİN DE
SEVDİĞİ DE
YALAN
YA DA GERÇEK – HANGİ AŞKI SONSUZ GÖRDÜK
HANGİ ÖPÜŞ NEFES ALMAK YERİNE
İLMİKLER ARASINDAN SIZMAYA ÇALIŞAN İRİNLER GÖRDÜM
BİR TEREDDÜT GİBİ SERİLİ SECCADEMDE
ALNIMI YASLASAM MI?
HEP KIYAMDA MI DURSAM
KÖRPE ŞEHİTLER Mİ TAŞISAM
KENDİ CENAZEMDE…
İKİ GÖZÜMÜZLE İKİ AYRI FİLM SERDERCESİNE
BİRKAÇ DAMLA GÖZYAŞI TEBESSÜMLÜ YÜZDE
İĞRETİ BİNALARDA HİSSE SENETLERİ
ONUN – BUNUN
HER HAMLEDE MAT OLMA KORKUSU
ARDINDAN TEPEDEN İNME NEŞ’E BEKLENTİSİ
HEMEN KAZANMANIN
NUN KARNINDA BİR NOKTA
TE ONA BENZER – SE ONA BENZER
BİR İKİ ÜÇ – BİR İKİ ÜÇ
HAYDİ BİRAZ DAHA GÜÇ
NEDEN ÇELİK BİLEK DEĞİLSİN OĞLUM
BEN SENİ BU GÜNLER İÇİN DOĞURDUM
DER DE DURUR ÜVEY ANA
YETİMİN HAKKI YETİME
SEZAR ÇIKAGELİR ANSIZIN
BEN YETİMİM DİYE
BEN YETİMİM VE BENİM OYUNCAĞIM OLUN
PEYGAMBER KELÂMININ KARŞISINDA HAZIR OLUN
DİLLERİNDE SEVGİ SÖZCÜĞÜ – YÜREKLERİ SEVGİSİZ
KAÇAK GÜREŞEN DÂVÂ ADAMLARI
ZEMZEM SUYUNU ÇALIP/ŞEHİR SUYUNA KATARAK
ŞİFA DAĞITTILAR
ANNELER GÖZLERİ YAŞLI/TAŞ BASARAK BAĞIRLARINA
ONLARI KUCAKLADILAR
BURÇLARA HİÇ TIRMANMADAN
YÜRÜTMEDEN GEMİLERİ KARADAN
FÂTİH EDÂSINDA NİCE UCUZ KAHRAMAN
EL Mİ YAMAN – BEY Mİ YAMAN
DİYEREK BAĞLADILAR KIRK KATIRI KIRK SATIRA
ÖYLE YA AT BİNENİN KILIÇ KUŞANANIN
YA MAZLUMLARI KİM KAYIRA
MAZLUMLAR YA MUHAMMED MAZLUMLAR
TİTREŞİR GÖNÜLLERİ İSMİNLE
GÖRÜŞMEDEN O MÜBAREK CİSMİNLE
BİR ULUĞ VECD İÇİNDE
YOLUNA BAŞ KOYARLAR
VE KİMİ ADAMLAR
BİNLERCE DEVE YÜKÜ HEYBELERİNDE
KUL HAKKI TAŞIRLAR.
Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı