23 Mart 2013 Cumartesi günü Bursa’da Milliyetçi Hareket Partisi tarafından bir büyük milli direniş açık hava toplantısı düzenleniyor. Bu açık hava toplantısı sıradan bir parti toplantısı değil. Bir seçim çalışması da değil. Bu toplantı “Türkiye’nin PKK’ya teslim olmasına HAYIR” diyenlerin seslerini, tepkilerini, direnişlerini ortaya çıkarmaya başlayacakları bir direniş günü. Bu toplantı Bursa ve çevresinin toplantısı değil, bütün Türkiye’nin toplantısı. Edirne’den Hakkari’ye uzanan coğrafyada “Ne mutlu Türküm diyene” ruhu ile yaşayanların toplantısıdır Bursa toplantısı.
Bursa toplantısı Alparslan’ın Malazgirt’te Bizans İmparatoru Romen Diyojen’den aldığı Anadolu’nun egemenliğini, İmralı’da Abdullah Öcalan ile paylaşmaya hazırlananlara verilecek cevabın ilk adımıdır. Terörist Öcalan ile fütursuzca gerçekleşen bu pazarlıklar sürecinde televizyon karşısında çaresizlik içinde kıvranan, “nasıl tepki verebilirim” diye kendisine soran kitlelerin, AKP-PKK koalisyonuna tepkilerini ortaya koyacakları yerdir Bursa.
Bursa, 21 Mart’ta sahte Nevruz gösterileri ile Diyarbakır’da alanlardan polisi ve jandarmayı çeken, alanın güvenliğini PKK milislerine bırakan AKP iktidarına tepkidir. Bursa, İmralı’daki teröristin “Türkiye’ye demokrasi ve barış getiren adam” rolüne sokulmasına tepkidir.
Bursa’da olmak, AKP ile PKK arasında yapılan mütareke yani ateşkes görüşmelerine tepkidir. PKK ile mütareke lanetli Mondros Mütarekesi kadar lanetli bir mütarekedir. Mondros Mütarekesi imzalandığı zaman da İstanbul’da fener alayları düzenlenmiş, anı pulu çıkarılmıştır. Bugün de benzeri bir ruh halinin televizyon kanallarında dolaştığı görülmektedir.
Bursa’da olmak bölücü “siyasetçi” Emine Ayna’nın “Türk askerleri boşuna öldü” hezeyanına verilmiş cevap olacaktır. Şehitlerimize toprağa boşa düşmediklerini, gazilerimize kanlarını boşa dökmediklerini gösterecektir. (Erdoğan, Ayna’ya tepki göstermiş. Çok güldüm. Ayna’ya bu lafı söyleten Öcalan ile İmralı’da AKP Hükümetinin yaptığı müzakerelerdir.)
Bursa’da toplanan kitle, sınır boyunda bekleyen askere boşuna beklemediğini gösterecektir.
Bursa’da olmak teröristler tarafından katledilen 392 bebeğin ruhuna “sizi unutmadık” anlamına gelecektir.
Bursa’da herkes hangi partiden olursa olsun, hangi STÖ’den olur ise olsun, bir tek bayrağın altına olacaktır. O bayrak Türk bayrağıdır.
Bursa toplantısına katılmak, işgal altındaki İstanbul’da Sultanahmet mitingine katılmak kadar onurlu bir görevdir, milli bir görevdir.
Önce Bursa’da sonra İzmir, Adana, Erzurum, Konya, Elazığ, İstanbul, Samsun ve Ankara’da düzenlenecek olan MHP açık hava toplantıları, Türk Milletinin anayasada isminden vazgeçmemesinin, Anadolu üzerindeki 1000 yıllık egemenliğinden geri adım atmamasının, Türkiye’nin PKK’ya teslim olmamasının, Öcalan ve diğer teröristlerin serbest kalıp, TBMM’ye katılmalarının önünde milli bir direniş seddi oluşturmanın bir adımı olacaktır.
Önce Bursa’da sonra İzmir, Adana, Erzurum, Konya, Elazığ, İstanbul, Samsun ve Ankara’da düzenlenecek olan MHP açık hava toplantıları milli direnişi bir sel haline getirip, İmralı’ya, Kandil’e ve Ankara’daki teslimiyet odaklarına akacaktır.
23 Mart 2013’te “Ne mutlu Türküm diyene” şiarını benimseyen herkes eline bir Türk bayrağı alarak, Bursa’ya gitmelidir. Bursa’ya gitmek, gidenlere, yarın çocuklarına ve torunlarına “ben oradaydım ve Türk Milletinin adının Anayasadan silinmesini engelleyenler arasındaydım” deme fırsatı verecektir.