Her zaman rastlayabileceğimiz, belki de eskiden veya daha dün yaptığımız ya da gelecekte yapacağımız bir konuşma… Küçük çocukla baba arasında bir sohbet:
− Baba, harçlığımı artırabilir misin?
− Hayır yavrum, param yeterli değil.
−Ama daha dün anneme cebimde 128 TL var demiştin, ne oldu o paraya?
…
Konuşmanın bundan sonrası için elbette birçok alternatif var. Siz neyi seçerdiniz bilmem ama ben, o parayı nereye harcadığımı söylerdim. Öyle değil mi, ben evladıma açık olmalıyım ki o da bana hep güvensin!
***
Bilmem, sizin de dikkatinizi çekiyor mu? Bugünlerde ortalıkta bir soru dolaşıyor. Muhatabı devlet olan bu soru çok basit:
“128 milyar dolar nerede?”
Kastedilen belli. Merkez Bankasının nereye gittiği belli olmayan, açıklanmayan rezervi soruluyor. Yapılması gereken ne, bu da çok basit. Tüm zorluğu yetkili kişinin bilgisayarda birkaç tuşa basması, çıkan listeyi de kamuoyuyla paylaşması.
Ben şimdi böyle yazıyorum ya! Birden aklıma geldi. “Devlet sırrı diye bir şey bilmez misin? Belki de bu beka meselesi. Belki de sorulması gereken bir 128 milyar dolar diye bir şey yok. ” diye söylendim kendi kendime. “Boşu boşuna gevezelik yapıyor belki insanlar!”
***
Ben böyle kendi kendime mırıldanırken iç sesim kulağıma fısıldadı:
− Yine sahadan kaçmaya çalışıyorsun, kal bakayım kaldığın yerde. Unutma: Merkez Bankasının rezervleri ve onunla ilgili bilgiler ne kadar şeffafsa ülke o kadar güçlü ve güvenilirdir, bu bir! 2014 yılına kadar Merkez Bankamız tüm işlemlerini kendi sitesinden her ay ilan ederdi, yerli yabancı dileyen herkes de o bilgilere ulaşır; ülkenin durumunu bilirdi. Bu iki! Dünyada Merkez Bankası verilerini saklayanlar sadece üçüncü dünya ülkelerinde ve totaliter rejimlerde görülür. Bu da üç!
Bunları art arda sıralayıp beni kendimle baş başa bırakıp gitti iç sesim.
***
Sonra düşündüm bir daha, başka böyle cevabı çok kolay olup da ortada kalmış soru ya da sorular var mı diye düşündüm, Şöyle bir geçmişe uzandım. Mesela beş tane Büyükşehir Belediye Başkanı görevden alınmıştı da pardon istifa etmişti(!) de, sebebi hiç söylenmemişti. Mesela çok yüksek oyla seçimi kazanan bir Başbakan, bir işaretle görevden alınmıştı da, pardon istifa etmişti de, sebebini kimse dillendirmemişti.
Yok yok, ben bu uzak geçmişi sorgulamaktan vazgeçeyim. Yoksa yine uykusuz kalacağım. En iyisi yakın geçmişte aklıma takılanlarla yetineyim.
Mesela cevapları hemen verilebilecek birkaç soru:
- Bir yönetim neden son birkaç senede dört Merkez Bankası Başkanı değiştirir?
- Bir yönetim neden son birkaç senede dört Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı değiştirir?
- Bir yönetim neden 19 yılda tam 191 kez ihale yasasını değiştirir?
- Bir yönetim neden dünyada devletten en çok ihale alan 10 şirketin 5 tanesinin Türk müteahhitlerine ait olduğunun ve bunların aldıkları tüm ihalelerin kendi ülkemizde olduğunun, herkese kendi paramızın kullanılması tavsiye edilirken bunlarla dolar sözleşmesi yapılmasının nedenlerini açıklamaz?
- Ve neden bu şirketlerle yapılan sözleşmelerin tümü gizli tutulur?
Şimdi yetkililer açısından bu soruların cevabını vermek çok mu zordur? Bu soruların cevabı, hangi devlet sırrını veya “Beka“mızın hangi aşamasını tehlikeye atabilir?
Bu sorulara neden cevap verilmez sahiden?
Çok mu zor bu sorular?
Kaynak: Günboyu