Yerel seçimlerde herkesin her yere talip olduğu bir manzarayla Türkiye’yi bir kez daha karşı karşıya getirmiştir. Doğuştan siyasetçi ve ömür boyu belediye başkanı anlayışı içinde de Ankara’ya belediye başkanı seçilmektedir. İktidar partisi belediye başkan adaylarını “sen bana mecbursun” anlayışı içinde halka dayatmaktadır. Bu durum yönetimin niteliğini, inceliğini ve etkinliğini önemsiz hale getirmektedir.
Onlarca yıl başkanlık yapmış ve malum marifetleri arşı alayı sarmış kişiler belediye başkan adayı olarak yurttaşlara sunulmaktadır. Başkanlık yapmaktan yorulmuş, görev yapma ve kendini kanıtlama heyecanını kaybetmiş kişiler yeniden yeniden formatlanıp başkan adayı olarak halka sunulmaktadır. Bu yüzden belediye başkanlığı bazıları için bir hizmet yeri değil bir meslek biçimine dönüşmüş bulunmaktadır!
Bunca hengâme, beyin yıkama ve kargaşa arasında Büyük Şehir Belediye Başkanlığı için “Ankara’ya Karakaya” sloganı ile MHP’den Prof. Dr. Mevlüt Karakaya aday olmuştur.
Karakaya liyakat, ehliyet ve uzmanlık yönünden Büyük Şehir Belediye Başkan adayları içinde tartışılmaz en iyi konumda olandır. Muhtelif ülkelerde yürütülen projelerin finansal yönetim sistemlerinin kurulmasında görev almış ve danışmanlık yapmıştır. Alanında Türkiye’nin en genç profesörlerinden birisidir. Yaptığı bilimsel çalışmalarla parlak bir kariyer edinmiştir. Ankara’da doğmuş ve Ankara’nın sorunlarını kendisine dert edinmiştir. Türkiye’nin en kritik döneminde bütçesi Ankara Belediye bütçesinden kat be kat fazla olan bir kurumun genel müdürlüğünü başarıyla yönetmiştir. Karakaya, kısa süre içinde zarar eden bu kurumu kâra geçirmiş ve bu da ona “yılın bürokratı” unvanı verilmesine neden olmuştur.
Ankara’da aylardır sahadadır. Her yere ulaşmakta, herkesle buluşmakta ve her biçimde yurttaşlarla beraber olmaktadır. Ankara için düşündüklerini büyük bir tevazu içinde bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle sokak sokak gezip anlatmaktadır. Mevlüt Karakaya, Büyük Şehir Belediye Başkanlığı için aday olanlar arasında anlatacak hikâyesi, yapacağı projesi olan tek kişidir.
Onun karşısındaki malum adaylar kendi kendini tekrar etmekle meşgulken O, Ankara ve Ankaralılar için düşündüklerini halkla paylaşmaktadır. O, halk tabiriyle Ankara’da hilesi hurdası, defosu falsosu olmayan Büyük Şehir Belediye Başkan adayıdır. Yirmi yıldır Ankara’yı yönetenlerin unuttuğu insanı yönetiminin odağına koyacağını açıklamış bulunmaktadır.
Profesör Karakaya, ekoloji-insan uyumu, bütünsel ulaşım ve yönetim, verimli ve üretken hizmet, sosyal yardım-adil dağıtım, şeffaf yönetim-hesap verebilirlik bağlamında Ankara’yı yönetmeye talip olduğunu söylemektedir. Onun Ankara için yapacağı işleri, uygulamaya koyacağı projeleri, açacağı iş alanları vardır. O, adil, fazıl ve kâmil bir yönetim için Ankaralıların önüne çıkmış bulunmaktadır.
Karakaya her türlü iddia, itham ve isnattan azade olduğu için seçildiğinde bütün enerjisini ve mesaisini yalnızca Ankara’nın sorunlarına verecektir. O, tuttuğu yol, attığı adım, döndüğü kıblesi esnek olanlardan değildir.
Diğer yandan eski başkanlar aynı zamanda eskimiş başkan da olmuşlardır. Türkiye’de maalesef yaşını başını almış, yapacağını yapmış, ‘ununu elemiş eleğini asmışlar’ kendi istekleriyle kenara çekilmeyi bir türlü başaramıyorlar. Yılların yorgunluğu, yılgınlığı ve bıkkınlığı bu tür yöneticileri işlevsiz kılıyor. Halkın sürekli yenilenen ve değişen beklentilerine eski uygulamalarla cevap vermek mümkün değildir. Bu durum Türkiye’yi sürekli olarak kendi kendini tekrarlayan yöneticilerle başbaşa bırakıyor.
30 Mart yalnızca yerel yönetici seçimleri değil aynı zamanda israflara, yolsuzluklara, şaibelere, rüşvetlere ve mafyalaşmaya son vermek seçimidir. Yolsuzluğun, haksızlığın, adaletsizliğin ruhuna Fatiha okumak için en uygun isim Mevlüt Karakaya’dır.
Öyle görünüyor ki Ankara bu kez Mevlüt’le birilerinin ruhuna mevlit okutacaktır. Bu mevlide 1 Nisan’da bütün Ankaralılar davetlidir. Siz de katılın!