Bölgesel ve küresel güçlerin elleri Suriye’dedir. Ülkeyi bir mikser gibi karıştırdılar. Suriye’de elini Müslüman kanına bulaştırmamış kimse kalmamıştır.
Bir ülke beş yıldır yıkılıyor, bir halk kimi zaman varil bombalarıyla kimi zamanda füzeyle, roketle katlediliyor.
Suriye’ye ait savaş uçakları İdlip’te sarin gazlarını kendi halkının üzerine atıyor.
Buna karşın ABD, Suriye’ye füze yağdırarak Şayrat hava üssünü tahrip ediyor.
Sarin gazıyla öldürülen de füzelerle öldürülen aynı insanlar. Füzelerle tahrip edilen de, uçaklarla bombalanan da aynı ülkedir.
Her halükarda biraz daha fazla zayıflayan, güçten düşen ve kaybeden Suriye, bundan yararlanan ise İsrail oluyor.
Gerçek budur.
İslam ülkeleri ABD’den büyüktür!
Trump, Temsilciler Meclisinde yaptığı konuşmada, Suriye’ye askeri müdahale için henüz karar vermediğini, ama bu ihtimali Pentagon ile konuştuğunu ve BM karar alamıyorsa, ABD’nin tek başına da harekete geçebileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Trump’a kararından dolayı teşekkür etti ve “lafta kalmaması halinde” Türkiye’nin destek vereceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin Suriye’de hava üssünü vurmasıyla ilgili olarak “Olumlu bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Yeterli mi? Ben bunu da yeterli görmüyorum“ dedi.
Hangi şart altında olursa olsun emperyal bir gücün bir İslam ülkesini vurması onaylanacak bir tavır değildir.
Sömürgeci güçleri bölgeye çağıran her yaklaşım İslam dışıdır.
İslam ülkeleri kendi sorunlarını kendilerinin çözmesini “dünya beşten büyüktür” diyenlerin savunması gereken bir ilkedir.
Umarız bir İslam ülkesinin lideri çıkar ve “İslam Ülkeleri ABD’den büyüktür” der.
Rusya’nın Suriye’deki tavrı!
Moskova 6 Nisan sabahında İdlib’te yaşananları gaz kullanımını “canavarca” bulduğunu söyledi.
Vladimir Putin’in sözcüsü Dimitri Peskov, Esad’a verdikleri desteğin “kayıtsız şartsız olmadığını” söyledi.
Ancak BM’de Suriye’ye yönelik yaptırımları da Rusya engelledi ve karar çıkartmadı.
BMGK’nın Suriye konusunda karar alamamasına tepki gösteren Angela Merkel BM’nin Suriye’yi kınama kararı dahi alamamış olmasını “Utanç verici” olarak kınadı.
Trump, Temsilciler Meclisinde Pentagon ile konuştuğunu ve BM karar alamıyorsa, ABD’nin tek başına da harekete geçebileceğini söylemişti.
Ardından saldırı geldi.
Vladimir Putin, ABD saldırısını “uluslararası hukuk ihlali, ABD ile ilişkileri zedeleyecek” diyerek BM Güvenlik Konseyini acil toplantıya çağırdı.
ABD’yi resmen tehdit eden Medvedev ise “ABD ile çatışmaya ramak kaldı” açıklamasını yaptı.
Suriye’de savaş oyunu!
ABD’nin Suriye’de füze saldırısı düzenlediği hava üssü, ülkenin en aktif askeri üslerinden. Ancak rejim kaynakları ABD bombardımanından önce üssün boşaltıldığını duyurdu. Saldırı sırasında, üste neredeyse hiç kimsenin bulunmaması ilginçtir.
Pentagon yetkilisinin, can kaybının önlenmesi için Ruslara önceden birkaç kez bilgi verildiği açıklamıştı.
Rusya’nın saldırıdan önce Şam yönetimine haber verdiği yaygın iddialar arasındadır.
Doğrusu ABD’nin ve Trump’ın, Suriye rejiminin insanlık suçu işlemesiyle ilgili bir sorunu yoktur.
Trump ve ABD için Suriye’nin İsrail karşısında daha da zayıflaması her şeyden önceliklidir.
Bunun için gerekeni ABD her zaman yapmaya hazırdır.
Göz göre göre belayı davet!
Suriye göz göre göre insanlık suçu olan “Sarin Gazı”ni kendi vatandaşlarına karşı kullanabilir mi?
Rusya’ya rağmen böyle bir insanlık suçunu işleyebilir mi?
Trump, ABD’de iş başı yapmışken bunu yapmaya cesaret edebilir mi?
2013 Ghuta’da yapılan gaz saldırısında Suriye müdahalenin ucundan döndüğü, bütün kimyasal silahlarını teslim ettiği halde bu suça bir daha nasıl kalkışır?
Aklın alacağı gibi bir iş değildir.
Nitekim Suriye, direnişçilerin gaz ürettiği binaların vurulması sonucu insanlık felaketinin yaşandığını iddia ediyor.
Suriye’de işler sanıldığından çok daha fazla karışık ve tehlikelidir.
