Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Kurtuluş Savaşı Gezisi 2018 (26)

Kurtuluş Savaşı Gezisi 2018 (26)
Azınlıklar Mutlu
 
10 Eylül günü sabahtan Aydın İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Büyükşehir Belediye’sine gittim; Kurtuluş Savaşındaki Aydın ile ilgili kitap, şehir rehberi buldum. Milli Mücadele’de Aydın-8 (MMA, Bildiriler Aydın Belediyesi Başkanlığı Yy 2007) kitabı işime yaradı. Bu ve sonraki yazımda MM-A kitabından alıntılar yapacağım.
 
Osmanlı devleti Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan ile birlikte olduğu 1. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmış, 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes anlaşması ile egemenlik ve toprak bütünlüğünü kaybetmişti.
 
Savaşın sonunda galip devletler Paris’te toplandılar, 18 Ocak 1919 günü, “Paris Barış Konferansı” ile Batı Anadolu ve Doğu Trakya’yı Yunanistan’a verme kararını aldılar. Bu karar Ege’deki halkımızda üzüntü ve heyecanı yarattı. Vahdettin ve Damat Ferit şehzade Abdürrahim Efendi başkanlığında bir “Öğüt Heyeti” oluşturdu, halkı teselli ve teskin etmek için Anadolu’ya gönderdi. Aydın’a da gelen heyetin bir amacı da, “yeni bir gaileyi”/Milli mücadeleyi önlemekti. Heyet’in Aydınlılara yararı değil zararı olmuştur. (Prof. Dr. Sabri Sürgevil, MMA s. 70,71)
 
Şu alıntı o günlerdeki Aydın’ın ve Aydınlıların ekonomik ve psikolojik yapısını aydınlatması açısından önemlidir: Aydın’da Esat Efendi adındaki saygın hoca var. Esat Hoca Öğüt Heyeti’ni karşılamaz. Abdürrahim Efendi hocayı çağırtır, sebebini sorar. Aldığı cevap şudur:
 
“Bizim nasihata ihtiyacımız yoktur. Hıristiyanlarla iyi geçinmediğimizi kim söylüyor?.. Bu havaliyi gezecek ve göreceksiniz, Hıristiyan mahalleleri mamur ve abadan/şen , İslam mahalleleri muhtac-ı umrandır. Biz Türkler cephelerde harp eder, aziz vatanımızı korumaya çalışırken, onlar fabrikalar kurmuşlar, bağlar bahçeler içinde yaşarlar. Servet, refah, saadet her şey onlarda, fakr u zaruret Türklerde toplanıyor. Nasihatı bizlere değil, bizi iktisaden öldürmeye çalışan zümreye vermelisiniz.” (Alıntı Mehmet Başaran’ın,  Aydın’da Milli Mücadele Dönemi Sivil Direniş adındaki makalesinden yapılmıştır.)   
 
Yunanlılar 15 Mayıs 1919 günü İzmir’e asker çıkardılar. İngiltere, Fransa ve Amerika Yunanistan’a destek verdi. Hatta Amerika Yunan işgalini kolaylaştırmak için İzmir limanına gemiler gönderdi. Venizelos 15 Mayıs günü İzmir’de 62 Rum’un, 78 Türk’ün, 23 diğer azınlıkların idam edildiğini söyler. Driyol 15 Mayıs günü Yunan askerlerinin 2 ölü 6 yaralı verdiğini, Türklerin 300-400 arasında ölü ve yaralısının olduğunu söyler. Amerikalı general aynı gün Türklerin 800 ölü verdiğini bildirir. Bizim resmi ve milli kaynaklarımız 15 Mayıs günü 2000’den fazla Türk’ün tevkif edilip gemilerle götürüldüklerini, binden fazlasının öldürüldüğü bilgisini verir. (Sabri Sürgevil, MMA, s. 72)
 
 

Korkaklar ve Para Babaları:
 
İzmir’in işgalinden sonra halk arasında: “Aydın da işgal edilecekmiş” söylentileri yayılmaya başlamış, “İşgale karşı koyalım” konuşmaları yapılıyormuş. Aydın’daki 57. Tümen’in komutanı Albay Şefik Bey halkı uyandırmaya ve direnmeye çağırmaktadır. Keyfi yerindeki zenginler milli heyecan sahibi kişilere: “Deliliğin lüzumu yok” diye öğütler verir. Bir öğretmenin halka: “Vatanın her karış toprağını koruma” yemini ettirmesinden sonra korkak ve zenginlerin iddiaları şudur:
 
“Mukavemet hakkındaki sözlere kapılmayınız. Bu sözler felakettir. Memlekette zabitlerin/subayların bir dikili ağacı yoktur (aynı kara propaganda günümüzde de yapılıyor), müttefiklerimizle birlikte itilaf devletlerine karşı gelemedik. Şimdi biz mi üç buçuk kişi karşı çıkacağız. Biz Osmanlı’dan daha mı iyi bilecek ve düşüneceğiz?..”
 
Aydın’da ülkesini seven insanlar ve onları kucaklayan subaylar olduğu gibi; Mihal Barocu, K. Hacı Apustol, Manisalı İstelyo, Bropulo, Teohari Yorgiyadis gibi Rum, Yahudi, Ermeni iş adamları ve onların yerli ortaklığını yapan, “yönetim ister Yunan ister İngiliz olsun fark etmez”  düşüncesinde olanlar da var.  (Sadettin Demirayak, MMA s.61, 62, 63)
 
 
Albay Mehmet Şefik Bey:
 
Ege Bölgemiz işgal edildiğinde Aydın’daki 57. Tümen’in komutanlığını yapan Albay Mehmet Şefik Bey hakkında kısa bilgi vereyim. Şefik Bey iyi bir asker, iyi bir yurtseverdir. Aydın merkezdeki hürriyetçi ve milli ruhun yetersiz olduğunu görünce, komutanlık merkezini kimseye sezdirmeden Güney’e/Çine tarafına nakleder. Bir taraftan da Aydın merkezindeki karargâhında işgale karşı direnme önerilerinde bulunur. Şefik Bey emrindeki subaylardan birisini Yörük Ali Efe ve adamlarına adamlarını gönderir, onları yurt savunmasında ortak mücadeleye çağırır. Çağırı sonuç verir, onlara silah ve cephane verir. Güvendiği kişilerle yaptığı bir toplantıda şunları söyler:
 
“Depolarımızda külliyatlı miktarda silah var. Cephanemiz de bol. Silah ve cephane milletin malıdır. Millet zaruret içinde kalınca, bu silah ve cephanelere el koyabilir. Sizler millete rehber olacaksınız. Yunanlılar topraklarımızı işgal etmeye kalkarlarsa silaha sarılacağımızı ilan ederiz. Bütün zabitler milletle beraberdir.” (Sadettin Demirayak, MMA s. 62)  
 
 
Devamı var

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!