Son yıllarda yaşadığımız derin kırılmaların, belirleyici olduğu “Yeni Türkiye’yi,” eski Türkçe bir kavramla ifade etmeyi anlamlı buluyorum. Bugün Kerkük civarında hala kullanılan “bî-insaf kalabalık” (insafını kaybetmiş kalabalık) deyişi günümüzü özetler derinliktedir.
Türk Milleti dendiği zaman zihinlerde ve gönüllerde husule gelen yücelik, bugün ısrarla sadece “millet” olarak ifade edilir olunca, oluşan karmaşa zihinleri işgal eder durumdadır. Türk Milleti demekten imtina edenlerin, aynı zamanda otuzlu kırklı etnik guruptan bahsediyor oluşu dikkat çekicidir.
Türk Milletinden olmanın erdemi, belirsizliklere indirgenir olmuştur.
***
Değerlerimizin aşındırılmaya, ahengimizin bozulmaya, toplumsal şuurumuzun çürümeye başladığı süreç, pervasızca derinleştirilerek devam ettirilmektedir.
Ortak değerlerimiz, gücümüzün temeli iken, bugün tüm değerlerimizi tartışılır kılan gelişmeler vahim boyutlara ulaşmış durumdadır.
“Bî-insaf kalabalık,” oluşun tezahürleri yaşanıyor olmuştur, artık!
—Akçakale’de sınır dışından gelen havan topunun patlaması sonucu hayatını kaybeden insanlarımızın, henüz cenazeleri kaldırılmadan evlerine hırsız girip yağmalanması çürümüşlüğün en dip noktası olsa gerektir.
—Tüm gönüllere taht kurmuş büyük ozanımız Neşet Ertaş’ın ebediyete intikalinde, cenazesini kaldırırken yaşatılan rezillikler rahmetlinin kemiklerini sızlatacak durumdadır.
—Yıllar boyunca ülkemizi hedef alan bölücü terörün hamisi konumunda olan, bugünde her türlü alçaklığı pervasızca sergilemekten çekinmeyen peşmerge başının, ülkemizde onur konuğu tayin edilmesi ve Türkiye seninle gurur duyuyor tezahüratına muhatap kılınması bu millete yapılan zulmün doruk noktası konumundadır.
—Burada Suriye ile savaşın eşiğine gelişimiz konusuna özel bir ilgi alanı oluşturmamız gerekir.
Evvelinde ABD ve Rusya arasında imtiyaz merkezli mücadele alanı olan Suriye bir müddettir ABD’nin hedef ülkelerindendi. Suriye’de tasarlanan değişimin Türkiye üzerinden gerçekleştirilmesi düşüncesi son zamanlarda artık gizlenemez boyutlara ulaşmıştı. Nitekim anlaşılamaz bir şekilde kendimizi bu bataklık alanın merkezinde tek başımıza kalır şekilde buluşumuz, olası savaşın ilk hedef ülkesi haline gelişimiz hala gereken sorgulamayı halk nezdinde bulamamıştır. 1300 ayrı guruptan oluşan muhalif hareketin hamiliğine soyunmak hangi aklın eseridir?
—Türk Milleti tarihinde ilk defa emperyalist görünüme nasıl düşürülmüştür?
Nasıl bu hale geldiğimizin, asıl bu kadar umursuz oluşumuzun husule gelişini oluşturan basamaklara örnek çözülmelere bakacak olursak;
- Şahadetle ihanetin denk tutulma anlamı taşıyan demeç ve uygulama teşebbüsleri sıcaklığını muhafaza eder durumdadır.
- Bebek katilleri görüşme masalarında milli birliğimizi meze eder küstahlığa ulaşmışlardır.
- Eşkıya başı kapatıldığı çukurda gündem belirlemektedir.
- Ülkemin bağrına düşen ateşlerin sıcaklığında, kaç vatan evladını daha şehit verdik diye yanarken, televizyonlar şen şakrak eğlenceler düzenleyebilmektedir.
- Birçok ülkeden ajanların topraklarımızda fink atıyor oluşu çarşaf, çarşaf yazılırken tüm kesimlerin ilgisizliği yürekler acısıdır.
- Toplumsal dengelerin alt üst olduğu, her alanda uçurumları yaşar hale geldiğimiz acı gerçeğimizdir.
- Adalet duygusu zedelenmiştir.
- Yardıma muhtaç kişi sayısının 13 milyonu bulduğu ülkemizde, dolar milyarderleri sayısı 2 yılda 3 katına çıkabilmektedir.
- Yetim hakkı yenilmesinin hızlı tırmanışı tepkisizlikteki çöküş süreciyle beslenir olmuştur.
- Patlayan cephanemizde şehit olan 25 vatan evladının henüz kimlik tespitleri bile yapılamadan, sorumlu idarecilerin hediyeleşme fasılları hala vicdanlarımızı kanatır durumdadır.
- Vatan evlatları artar şekilde bir bir şehit olurken, Türkiye; vicdani retçileri, bedelli askerliği, şehit ailelerinin ağırlıkla yoksullardan oluşunu, meclisin içerisinde hınzırca meydan okuyuşları, devlet imkânlarının peşkeş çekilişini konuşmaktadır.
İhanet cesaretlenmiş, hainler pervasız ve arsızlaşmıştır.
Çarpıtmalar yoğunlaşmış, zulüm meşrulaşmıştır.
Vatanı nimet bilip uğrunda can vererek bedel ödeyenlerin olduğu ülkemde, vatanın nimetlerini paylaşma peşinde olanların cirit attığı dönemin şahitliğindeyiz….
Türk Milleti olarak geleceğimizi tehdit eden kahpeliklere dur dememiz gerekirken, çaresizliği siper ederek, yılgınlığın kolaycılığına sığınıp, bencilliğimizin çukuruna gömülmeyi maharet bilir duruma düşürülmenin acizliğinde…
Önceliklerden, kutlu hedeflerden vazgeçip, mecburiyetlerde çırpınır olmanın girdabındayız..!
***
İhanet her dönem olmuştur, olacaktır.
Münafıklık ve çarpıtma her dönem olmuştur, olacaktır.
Ancak ülke meselelerine ve değerlerine, umursuzluk, nemelazımcılık, belirleyici konuma ulaştığı an tehlikenin en yüksek olduğu zamandır. “Bî-insaf kalabalık” işbaşındadır!
Millet olmanın değerlerinin içten içe çürütüldüğü, hakkaniyetin tüketilip, zulmün taçlandırıldığı dönem bu dönemdir.
Artık sadece kalabalıklar vardır insaf ve izanı olmayan!
“Bî-insaf kalabalık,” her anlamda beslenip büyütülmektedir.
“Bî-insaf kalabalık,” bir milletin geleceğini belirler hale gelmiştir.
Savaştan daha vahim, bölünmekten daha tehlikeli olan budur..!