Suriye bizim en uzun kara sınırımızın tarihi, dini ve sosyal ilişkilerimizin olduğu ve olacağı bir komşumuzdur. Bir atasözümüz, “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.” Der unutmayalım.
Takip edilen yol ve uygulanan strateji göstermektedir ki, Suriye üçe bölünecek. Başarırlar mı o şüpheli. Zira Suriye’nin arkasında Rusya, İran var. Esad’ın etrafında da Suriyeli aydınlar ce din adamları.
Bizim yöneticilere, “Süriye’yi parçalayacağız, üçe böleceğiz sizde buradan pay alın” mı dediler acaba? Suriye’yi yedirmezler unutulmasın.
Suriye’nin parçalanmasına en çok sevinecek olan İsrail ile ABD’dir. Sn. Erdoğan’a da Trump, “Orada petrol var mı” diye sorduğuna göre. Demek ki amaç, Suriye’de insan haklarını koruma, kadına şiddeti önleme değil, Suriye’nin kaynaklarını sömürme.
İsrail çok sevinir. Zira İsrail’i tanımayan galiba tek Arap ülkesi de SURİYE.
Suriye’de çıkarılan iç savaş ile 20 milyon civarında olan Suriye nüfusunun 10 milyon kadarı Suriye dışına çıkarıldı. Bir başka deyişle Suriye’nin içi boşaltıldı.
Biz işe başlarken, “Sıfır sorunlu komşuluk” diyerek başlamıştık. Geldiğimiz nokta sorunlu olmadığımız komşumuz kalmadı.
Unutulmasın! Suriye ile biz daha yüz yıllarca komşuluk yapacağız. Onun için komşunun baş ağrısı bizi rahatsız etmeli. İsrail ve ABD’nin değirmenine su taşımamalıyız. Rusya’nı Suriye’de ne işi var. Doğru bir yaklaşım da, neden Astana ve Soçi mutabakatını Rusya ile imzaladınız?
Esad yıkılırsa, Suriye parçalanırsa nelerin olacağını biliyor muyuz?
ENSAR MUHACİR KAVRAMI
Zamanında “Hiçbir ülke bu kadar sığınmacıyı kontrolsüz bir şekilde ülkesine almaz” dedikçe bizi ırkçılıkla suçladınız. Ensar-Muhacir kavramlarının kutsallığı ile bize vurdunuz.
Şimdi sınırları açtınız. Neden? Sn. Erdoğan, Sn. Soylu, Sn. Kalın, Sn. Çavuşoğlu Yunanistan ile Bulgaristan’ın sınırları açmayacağını bilmiyorlar mıydı?
Ensar-Muhacir kavramının da, anlamının da Bulgaristan, Yunanistan, İngiltere, Almanya, Rusya, ABD için bir anlam ifade etmediğini bilmeyen kim var?
Bütün bunları bilerek kapıları açmak, Batı’yı böylece dize getirmekle tehdit etmek bizden başka kimseye zarar vermez.
Aç bi ilaç yağmur ve soğukta bekleşen bu insanların büyük bir bölümü hastalanacak. İnanın bu hastaları tedavi etmek ve böylece yeni bir masraf da bizim kârımız(!) olacak.
Milyonlarca insanı bir çırpıda içeri almak ne kadar yanlış idiyse, kapıları açtık demek de o kadar yanlış ve hatalı.
Dokuz yıldır baktığımız bu insanlara böylesi bir davranış reva görülmemeliydi. Sınır kapılarının açılmayacağını bile bile.
Umuyorum be bekliyorum ki, hem Suriye hem de sığınmacı meselesi iki ucu da boklu bir değneğe benzemesin.
Oynanan oyunu iyi görmek, aklı devreye almak, meşverete önem vermek ve ülkemizi bu badireden az zararla çıkarmak olsun. Hiçbir savaşın kesin galibi yoktur. Az zarar göreni ile çok zarar göreni vardır.
Esen kalınız.