Sevgili okurlarım! Zamanın Başbakanı S. Erdoğan Diyarbakır’da, Amerika’yı yeniden keşfedercesine: “Türkiye’de bir Kürt sorunu vardır. Bu sorun benim ve devletin sorunudur” demişti, göğsünü gererek.
Bizler, “Etmeyin Sayın Başbakan! Ne Kürt sorunu olacak. Kürt adı altında terör sorunu vardır.” Dedikçe; bizleri insafsızca ve acımasızca: “Sizler kandan besleniyorsunuz. Anaların gözyaşı dinsin istemiyorsunuz.” diye suçlamış, aziz ve necip Türk halkına şikâyet etmiştiniz.
Keser döndü sap döndü, gün geldi hesap döndü.
7 Haziran sonrası; Hem AKP hükümetinin hem Sayın R.T. Erdoğan’ın hem de S. A. Davutoğlu’nun Kürt politikaları değişti. Ağız birliği etmişçesine her ikisi de:
“Türkiye’de Kürt sorunu yok; iç ve dış şer güçlerin ortaya koyduğu TERÖR sorunu vardır.” Demekteler.
Hem Sayın Cumhurbaşkanı’na hem Sayın Başbakan’a naçizane şunu hatırlatmak isterim , Hiç bir terör unsuru sizleri asla sevmemektedir. Sizleri önceleri “Kürt sorunu vardır” politikanızdan dolayı; bir şeyler kazanmak umuduyla sizleri sever görünmekteydiler.
Her iki devlet büyüğüm; sizler Türkiye’yi bölmek isteyen teröre ve teröristlere karşı bu tutarlı politikalarınızı takip eder ve sürdürürseniz; istisnasız bu millet bu fakir dahil sizin yanınızda olacaktır.
Bundan asla şüpheniz olmasın.
Asıl olan; Türk milleti ve Türkiye’dir.
Asıl olan; Türk milleti ve Türkiye’nin kalkınmışlığı, huzuru, mutluluğu ve refahıdır.
Asıl olan; Türkiye’nin ve Türk milletinin saygınlığı ve yüceliğidir.
Asıl olan; Türkiye’nin, Türk milletinin ve Türk dünyasının birliği, dirliği, soyluluğu, kardeşliği ve kalkınmışlığıdır.
Asıl olan; Teröre destek olmak, teröristi ve liderini muhatap almak, gizli-kapaklı görüşmeler yapmak, müzakere masalarına oturmak, sırtını sıvazlamak; onlara yaşam hakkı vermek değildir.
Teröristle çuvala girmek, onunla müzakere etmek; akıl kârı mıdır?
Türkiye’deki teröristlerin ve terör olaylarının çıkış noktası; Türkiye’den de koparılacak toprak parçasıyla sözde bağımsız ama özünde Batı’nın ve ABD’nin taşeronu olan bir Kürt devleti kurmaktır.
Amacı bu olan terörist, amacına ulaşmadan eylemlerinden vaz geçer mi?
Vaz geçeceğini mi sanmıştınız? Onun için mi Habur’da gururla karşıladınız, seyyar mahkemeler kurdunuz, Oslo’da gözetmenli görüştünüz, Dolmabahçe’de mutakabat imzaladınız?
Ama bütün bunlara rağmen; geçmişteki yanlış politikalardan sıyrılarak; “Kürt sorunu yoktur” demeniz ve sorunun iç ve dış Türk düşmanlarınca; Türkiye’nin bölünmesine yönelik bir terör eylemi olarak görmeniz ve buna göre de politika geliştirmenizi: kutluyorum ve alkışlıyorum.
Birde Çözüm Süreci aşkına okullardan kaldırdığınız ANDIMIZ’ı, Bakanlıklardan ve Resmi kurumlardan sildirdiğiniz: T.C mizi de yerlerine tekrar koyarsanız; sizlere minnettar olacağız.
Ne mutlu Türküm diyene! Tanrı Türkü korusun ve yüceltsin!
Esen Kalınız.