Şu an Konya siyasetine yön verenler, AKP ve onun dümen suyuna yatanlar, onun siyasetine zarar vermemeye çalışanlardan oluşmaktadır..
Konya’dan Konya ekonomisine, Konya siyasetine yön verecek gür bir ses, yiğitçe bir çıkış gördünüz ve duydunuz mu?
“Siz bilirsiniz efendim. Sizinle gurur duyuyoruz efendim” teslimiyetçi tavırdan başka ne duyduk, ne işittik.
Yirmi yıl öncesine gidersek; Ne Gaziantep, ne Denizli, ne Çorum, ne Bursa yoktu meydanlarda. Ama bir KONYA vardı. Konya bugünde var. Ama pısırık, korkak, kendi kabuğuna çekilmiş ve kendi gücü ve etkinliğinin farkında olmayan bir Konya ile karşı karşıyayız.
Soru soramayan, problemini anlatamayan, tenkit yeteneğinden yoksun bir Konya.
Yumurta, Konya’dır, Konya yumurtanın merkezidir. Ne yazık ki daha düne kadar Yumurta’nın borsası Afyon’un küçük bir kasabası BAŞMAKÇI’ da değil miydi?
Sanırım demek istediğimi anladınız.
Süt üretimi ve süt inekçiliği de bunlardan birisidir.
Eğer yanlış anlamadıysam Konya 772 ton/günlük süt üretimiyle İzmir’den, Bursa’dan, Denizli’den önde. Ereğli: 260 ton/günlük üretime sahip bir kaynak. Bu değerimiz acaba yeterince gündemde mi?
Konya Ovası, son yılların gözde yatırım aracı konumuna gelmiştir. Daha da iyisi olabilir miydi?
Neden olmasın.
Konya Ovası, tohum ıslahı ve yetiştiriciliğinde, süt ve süt ürünleri imalatında, besi ve sığır üretimi ve damızlığında, tavuk-yarka ve yumurta sektöründe elbette MERKEZ ve ÜS olabilir.
Olmuş mudur?
Olmuş mu? Sizlerde görüyorsunuz ki, bu alanda: EMEKLEYEN bir KONYA ile karşı karşıyayız.
Öyleyse neden olmuyor?
İş gelip insan unsuruna dayanmakta! Koltuklar, oturanları değil, koltuğa oturanlar o koltukları yüceltmelidir.
Konya’yı, tohumculuğun, besiciliğin, kanatlının merkezi ve üssü yaparak, bir silikon vadisi oluşturmak istiyorsak; siyasetçilere kendimizi teslim etmeden, siyasetçileri teslim alarak Konya’nın bu alanda ufkuyla birlikte önünü de açmalıyız. Açılması için her türlü girişimi, her türlü eylemi yapmalıyız.
Bağ-bahçe, tahıl, besi, süt, yumurta merkezli bir Konya neden olmasın??!! Etin, sütün, tohumun, tarımın, sebze-meyvenin ve bunların alt yapılarını neden Konya üretmesin?
Konya, iklim, doğal yapı, coğrafi konum, arazi büyüklüğü olarak bu söylediklerimin üssü olmayı çoktan hak etmektedir.
Konya insanı da, bu işleri başaracak güç ve donanıma sahiptir. İzmir ve Bursa’da on dönüm arazisi olmayan insanlar bu işleri yapıyor ve de başarıyorsa; Konya neden yapmasın neden becermesin, neden başarmasın.
Konyalının başı kel mi?
Konyalı bugüne kadar siyasetçilere hep güvenmiştir. “ Neden Konyalı bir bakan yok?” sorusuna yıllarca, “İşte sizin bakanınız benim ya!” avutmasıyla cevap verilmiştir. Konyalı, önümüzdeki Haziran seçimlerini iyi değerlendirmeli, kendini ağırdan satmalı ve istediklerini de koparmalıdır.
Pısırık ve korkak, siyasetin basit bir payı olanlarla bu iş yürümüyor. Yürümediği de görülmüştür.
Haydi Konyalı! Göster kendini. Almadan veren olma modundan çık ve istediğini alan ve koparan ol.
Hayalim ve istediğim; pek çok Avrupa, Asya ve Afrika ülkesinden büyük bir toprağa sahip Konya’nın ve Konyalının kazanmasıdır.
Kazanan olmaya var mısın ey Konyalı?!
Esen kalınız.
Not: Recep Konuk yönetimindeki TORKU’yu Konya’ya ve Konyalıya verdiği katkıdan dolayı nasıl tebrik edilmez. Kutluyorum ve başarılarının devamını diliyorum
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı