Nazım Peker
Nazım Peker

MİT’te Neler Dönüyor Erdoğan mı Davutoğlu mu?

MİT, son yıllarda siyasallaşmanın da ötesinde kişiselleşmiş gibi. S. Erdoğan, Başbakanlık yıllarında kendince dünya liderliğine soyunmuş ve bunun gereği zannettiği bazı illegal terör örgütleriyle de iş tuttuğu: Türk ve dünya kamuoyunda düşük frekanslı olsa da dillendirilmişti.

  S.Erdoğan’ın bu alanda en büyük dayanağı ve işbirliği yaptığı kurumda MİT idi. Yakalanan MİT tırlarından tutunda, hukuksuz dinlemelere kadar pek çok alanda fikir birliği ve eylem yaptığı kurum MİT’tir.

  Onun içindir ki, S. Erdoğan, “Benim sırdaşım” deme ihtiyacını hissetmiştir. Oysa MİT, ülkenin ve ülke çıkarlarının sırdaşı olması gerekmez miydi?

  Nedendir bilinmez. Bir ihtiyaçtan dolayı, sırdaş MİT Müsteşarı S. Hakan FİDAN, “Yoruldum artık, taşıyamıyorum.” Diyerek bulunduğu ulvi görevden, S. Erdoğan’a rağmen ayrılarak; AKP’den milletvekili aday adaylığı için müracaat etmişti.

  S.Erdoğan, bu durumu: düş kırıklığı saymış ve “ Ben şahsen böyle bir istifayı ve milletvekilliği aday adaylığını kabul de etmiyorum, tasvipte etmiyorum” sitem ve tehdidinde bulunmuştu.
  S. Arınç ise “Vekillikten daha değerli böyle bir görevden insan neden ayrılır?” endişe ve kaygısını dile getirmişti.

  Bütün bunlara rağmen; hemşehrim Davutoğlu bu sitem ve örtülü tehditleri göğüsleyerek H. Fidan’ın aday adaylığına yeşil ışık yakmış ve istifayı kabul etmişti.

  Ne oldu da, köprülerin altından hangi sular geçti de S. Fidan, beşe beş kala aday adaylığından çekildi?

  Sürüyle söylenti dolaşmıştı ortalıkta: S. Erdoğan, Davutoğlu’ndan memnun değildi de yerine H. Fidan’ı Başbakan atayacaktı. Çözüm sürecini H. Fidan’la yürütecekti!

  Ne oldu?

  Bu adaylıktan çekilme işini nasıl yorumlayacağız? Dedikodular tevatür.

  “Güya Davutoğlu, Erdoğan’ın baskı ve itirazlarına göğüs gerememiş. Erdoğan’ı bir türlü geçememiş. Fidan listeye girse bile S. Erdoğan’ın vetosu ile karşı karşıya kalacakmış” gibi daha onlarca.

  H. Fidan MİT Müsteşarlığı’nda başarılı mıydı? Bize göre başarılı değildi. Bu görüşümü daha önce yazdığım: “Hakan Fidan Aday Olamaz mı – Hakan Fidan Başarılı mıydı?” yazılarımda belirtmiştim.

  MİT, askeriye gibidir. Siyasetten ve siyasallaşmaktan uzak tutulması gereken güzide bir kurumdur. Gerçi S. Erdoğan, diğer bütün kurumları siyasallaştırdığı ve paralelleştirdiği gibi bu kurumu da aynı konuma sokmuştu.

  “Yoruldum artık. Yapamayacağım ve taşıyamayacağım” gerekçesiyle kurumun başından ayrılan birini tekrar aynı kurumun başına atamak; ne kadar doğru ve isabetli?

  Siyasi yönünü ve siyasi tercihinin açık açık belli etmiş birini yine aynı kurumun başına atamak; ne kadar ahlaki ve ne kadar etik?

  Yarın ya da öbür gün, keser dönüp, sap dönüp, hesap dönünce; MİT’in başına böyle siyasi kimliği belli birini atarlarsa; Adalet’ten, dürüstlükten, demokratik olmaktan, İslam’ı referans vermekten bahseden AKP ve kurmaylarının tavrı ve davranışı nasıl olacak? Böyle bir siyasallaşmanın, ahlaksızlaşmanın karşısında seslerini çıkarmayacaklar mı?

  Neyse işler iyice karıştı.

  Vatandaş merak etmeye başladı; Tokmak kimin elinde, davul kimin boynunda? Bu işlerde koordinatör ve sözü geçen; icranın başı mı ya da değil mi?

  Mit’te bir şeyler dönüyor ama ne?

  Kimler, neyin ve niçin peşinde?

  Yakında onun da kokusu çıkar? Hiçbir şey sonsuza kadar gizli kalmaz. En azından bazılarının vicdanı rahatsız olur, sızlar!

  Esen kalınız.                                                       

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!