İnsanların hafızasıyla oynamak artık moda oldu. Kızılay başkanı, domuz eti yemiş ve alkol almış yabancılardan alınan kanların helal olmadığını vurgulayarak; kendi insanımızdan alınan alkolsüz ve domuz etsiz kanlarla da, millî ilaç üreteceklerini söylemiş ve çalışmaları başlatmıştı.
Millî ilaca da, başında, ortasında ya da sonunda millî olan her şeye eyvallah! Lakin bildiğim kadarıyla kan hücreleri devamlı yenilenir. Alınan bir kan, bir süre sonra yenilenir ve bünyeden atılır.
Bu zata ve Diyanet’e bir sorum olacak; acaba kul hakkı, kamu malı yemiş, midesinde; işçinin ve alın terinin haksız kazancı olan insanların kanı ne kadar helaldir?
Zira Allah, kul ve kamu hakkını affetmiyor, tövbesini de kabul etmiyor da!!!!
Bu söylem acaba ne kadar İslami idi?
GEZİ EYLEMİNDE POLİS DESTAN YAZMIŞTI
Başbakan, Gezi olaylarından oldukça rahatsız ve midesi bulanmıştı. Bu eylemlerde direnişçilerin üzerine acımasızca salınan ve uygulanan orantısız polis gücünü; “Benim polisim kahramanca görev yaptı-destan yazdı” demişti. Ve para ile de bu olaylarda görev alan polisler ödüllendirilmişti.
İyi ve güzelde olmuştu!
Amma, aynı polis neden, PKK’ya karşıda bir destan yazmıyor da; PKK’nın vatan bölme eylemlerini, içine kapandığı karakollardan seyrediyor?
Aynı polisler; 17 Aralıktan bu yana da; Vatan haini ve paralel devletin parçası oldular? Hangisine inanacağız, neden?
TENCERE-TAVA, HEP AYNI HAVA
Yine Başbakan, akşam-sabah çalınan tava-tencere seslerinden oldukça rahatsız ve sinirleri bozulmakta idi; İstanbul halkına” Ne duruyorsunuz? Bu, bir suçtur, hemen şikâyet edin!” tavsiyesinde bulunmuştu.
Bu millet, bu kadar hain ve nankör mü de, birilerinin heva ve hevesi için komşusunu ihbar edecekti?
Bu asil millet, komşunun ve komşuluğun ne olduğunu ezelden beri iyi bilir. Ne sonradan görmedir ne de sonradan bilme
Öyle anlaşılıyor ki, tencere-tava-aynı hava değilmiş.
AKP, GENÇLİĞİN ELİNE MOLOTOF KOKTEYLİ VERMEZMİŞ
Birileri yine kızıyor, kükrüyordu. Gezi eylemlerinde öfke ile “Biz % 50’yi zor tutuyoruz. İstesek meydanlara bir milyon insanı da biz yığarız.” Derken; ne oldu bilinmez, daha sonraki konuşmasında, “Biz gençliğin eline Molotof kokteyli vermeyiz” demişti.
Elbette veremezsin. Çünkü, senin gençliğin eli dolu, Hacı Muratların arkasına, “Huzur İslam’dadır” yazan MÜCAHİTLER şimdilerde MÜTAHİT oldular, akıllı evlere doldular dört çekerlere bindiler, “Huzurun” da “PARADA” olduğunu öğrendiler. Kutulara çil çil dolar doldurup, para sayma makineleri ile oynamaktalar. Neden eline Molotof kokteyli alsınlar ki, yaşamak, zevkü-sefa, para, menfaat güzel şey.
Esen kalınız.
NOT; sizleri şöyle biraz geriye götürerek, bazı şeyleri hatırlatmak istedim.
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı