Lütfü Şahsuvaroğlu
Lütfü Şahsuvaroğlu

Parlamento Geleneğimizin Gücü

23 Nisan günü Ankara’da Gönüllerde Birlik Vakfı’nda rahmetli hocamız Prof. Dr. Erol Güngör’ü andık. Erol Güngör’ün modern dönem Türk milliyetçiliği içindeki rolünü dinleyenlerimle, dostlarımla paylaştım. Erol Hoca bizim çıkardığımız Millet gazetesinde başyazarlık yapıyordu.
 
12 Eylül arakesitinden sonraki demlerdi. Mamak cehenneminden kurtulduktan sonra hemen bir mevkute çıkarmaya karar vermiştik. Durmak yoktu. Zor zamanlarda da devam edecektik. Ya dergi ya gazete, ya yeni bir mahfil…
 
Eski Tekel Genel Müdürlerimizden (Efsane Gümrük Bakanı Şehit Gün Sazak’ın bürokratlarından) Esat Güçhan günlük gazete çıkaralım dedi ve bizi İstanbul’a çağırdı.
 
Ben Hayatın İçinden adlı tam bir sayfa hazırlıyordum her gün. Erol Hoca da başyazarımızdı.
 
24 Nisan hocanın rahmet-i rahmana uğurlandığı bir gündü.
 
Millet’te beraber mesai yaptık onunla ama 1974’ten 1980’e kadar da o eski Ortadoğu gazetesinde yazılarıyla fikriyatımızı geliştirmiştik. O elini taşın altına koyan akademisyenlerdendi.
 
Tatlı su milliyetçisi değildi.
 
Onun 23 Nisan ile alakalı 20 Nisan 1974 tarihinde Ortadoğu gazetesindeki köşesinde ‘Şimdi Her Gün 23 Nisan’ başlıklı bir yazısı yayınlanmıştı.
 
Bu yazıda hoca 1920 Meclisi’ni ele alıyordu.
 
Parlamenter sistemin Türkiye’de ne kadar köklü bir geleneği olduğuna işaret ediyordu.
 
23 Nisan 1920’de açılan Birinci Meclis savaşı yapan meclisti. Düşman Polatlı’ya dayandığında başkentin taşınması gündeme gelmişti. Kayseri’ye taşınması yolunda girişimler de olmuştu. Ailelerin bir kısmı gönderilmişti bile.
 
Birinci Meclis’in 2. Grup liderlerinden Hüseyin Avni Bey:
 
“Düşman madem Polatlı’ya dayandı, Başkenti o zaman niçin Polatlı’ya taşımıyoruz?” diyerek tarihi bir çıkış yaptı.
 
İşte o meclisin içinde çok farklı görüşten insanların olduğunu yazdı Erol Hoca.
 
Ona göre bütün bu farklılıklara rağmen istikamet birdi. Emperyalizme karşı savaşmak ve istiklalimize kavuşmak.. Millet iradesini egemen kılmak..
 
“1920 Meclisi doğrudan doğruya milletin kurtuluş azminden ve gücünden doğmuştur.”
 
Maalesef bugün Birinci Meclisin ne kadar önemli bir fonksiyon icra ettiğini takdir edemeyen ve parlamenter yapımızın ne kadar köklü olduğunu anlayamayan aydınlarımız var.
 
Gökalp’ten Mümtaz Turhan’a uzanan organik milliyetçilik çizgisinin yeni ve modern söylem ve eylem planı Erol Güngör’ün fikriyatı üzerinde şekillendi.
 
Yine Ortadoğu gazetesindeki köşesinde 9 Kasım 1974 tarihinde şunları yazdı hoca:
 
“İmparatorluğun yıkılışı ile milliyetçilik hareketlerinin aynı zamana rastlaması bazıları tarafından hâlâ yanlış anlaşılmakta, milliyetçilik bize imparatorluğu kaybettirdiği zannedilmektedir. Milliyetçilik bizi yıkmadı, sadece enkaz altında kalıp ezilmekten kurtardı.”
 
Bu çok önemli bir tespitti ve ne yazık ki bugün bile; bir takım ezberlerini bozmuyorlardı bir kısım kesimler bir türlü… Erol Güngör Türk milliyetçiliğine hasım sözde İslâmî hareketleri kabilecilikle itham eder. Cemiyetin soysuz değişimlerin pazar yeri haline getirilmeye çalışılması üzerine yine cemiyet kendi ruh kökünden dirençle karşılık verecektir.
 
Milliyetçilik milli kültürü bizzat bir medeniyet kaynağı haline getirmek ve cemiyeti soysuz değişimlerin açık pazar yeri halinden kurtarmak hareketidir.
 
Geniş kitlenin iradesine dayanan bağımsız bir siyasi idare ve bu siyasi birlik içinde milli bir kültür meydana getirmektir milliyetçilik.
 
1920 parlamentosu öyle pat diye ortaya çıkmadı elbette.
 
Osmanlı Devleti’nde de modernleşme dönemine ait nice tecrübe bu geleneğin öyle temelsiz olmadığını gösteriyor.
 
Önemli olan bugün; bu kadar tarihi dönemeçte büyük işlevler gören meşveret, şura, meclis geleneğinin güçlü köklerinden asrın idrakine söyletilecek yeni yol açıcılıklar ortaya koyabilmek ve kendi demokrasi öykümüzü yazabilmek olmalı…
 
Erol Hoca 23 Nisan’a büyük önem verirdi.
 
Onu bir 23 Nisan’da vefatının sene-i devriyesinde (24 Nisan 1984 günü kaybettik) özlemle anıyoruz.
 
Sonsuzluğa uğurladığımızda ardından yazdığım ve Türk Edebiyatı dergisinde yayınlanan şiirimin son mısraında şöyle demiştim:
 
“Söyle nasıl okunur bitmemiş eserlerin?” Hayatının baharında 44 yaşında bıraktı bizi öksüz.
 
Ruhu şad olsun.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!