Şeker fabrikaları ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ardından İlbank da gayrimenkullerini satışa çıkardı.
TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Ankara Şubesi 13. Dönem Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada, İlbank’ın satış ilanıyla ilgili şu ifadeler kullanıldı:
“Daha önce gayrimenkul satışlarıyla gündeme gelen Şeker Fabrikaları ve Sosyal Güvenlik Kurumunun ardından bu kez de sırayı İller Bankası aldı. Toplam yüzölçümü 16.795 metrekare ve muhammen bedeli 56.922.000 TL olan 3 ayrı gayrimenkul 11-13 Nisan tarihleri arasında açık arttırma ile satışa sunulacak.
İller Bankası A.Ş. tarafından satışa çıkarılan Ankara İli, Çankaya İlçesi, Beytepe Mahallesi, 28795 ada-1 parsel; Alacaatlı Mahallesi, 60714 ada-2 parsel ve Lodumlu Mahallesi 28589 ada-1 parselin satış ilanı geçtiğimiz günlerde İller Bankası tarafından duyuruldu. Asli görevi; İl Özel İdareler ve Belediyelerin finansman ihtiyacını karşılamak, mahalli-müşterek hizmetlere ilişkin proje üretmek olan İlbank yine amacından sapan yönetim ve üretim politikaları yüzünden kaynak sağlamak amacıyla diğer devlet kurumlarında olduğu gibi gayrimenkul satışı ile çözüm arayışına girmiştir.”
“GEÇİCİ ÇÖZÜM ARAYIŞLARIYLA YAMANARAK ÇÖZÜLEMEZ”
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası’nın açıklaması şöyle devam etti:
“Cumhuriyet döneminden bugüne dek gelen tüm süreçlerde uygulanan günümüzde göz boyamak için kullanılanın aksine gerçek anlamda ‘Yerli ve Milli’ olan- politikalar terk edilmiş ve yerini alan ‘Yap-İşlet-Devret’ politikaları ile devletin kurumları zarara uğratılmış, üretim sistemi kendini tamamen dışarıdan hizmet alımına ve satışa odaklı bir tüketim sistemine evirmiştir. Devlet kurumlarının içinde bulunduğu bu vahim durum, geçici çözüm arayışlarıyla yamanarak çözülemez.
Esas olan devletin kendi öz yapısında ürettiği ve halka hizmet amaçlı yapılan projelerle yeniden kalkınmanın önünü açarak, girilen bu zarar sürecinin bir an önce sonlanmasını sağlamasıdır. Bu şekilde ulusal ekonomisinin çarklarını döndüremeyip yerel piyasanın nakit ihtiyacını gayrimenkul satışlarıyla karşılamaya çalışan bir devlet, bekasını sürdüremez ve kaosla, ekonomik çöküşle karşı karşıya kalmaya mahkûm olur. Unutulmamalıdır ki satılan milli servetler Türkiye Cumhuriyeti halkının ortak kazanımıdır, kimsenin hatalarını kapatmak için peşkeş çekilemez.”
