Roza Kurban
Roza Kurban

Mücadeleye Adanmış Bir Ömür: Muhsin Yazıcıoğlu.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun aramızdan ayrılmasının ardından 3 yıl geçmiştir. Fakat ne yazık ki, Yazıcıoğlu’nun ölümüne neden olan helikopter kazası üzerinden sır perdesi daha kalkmamıştır. 

  Muhsin Yazıcıoğlu’nun cenaze töreni, sokak, cadde, şehir, Türkiye’yi aşarak Türklerin yaşadığı tüm dünyaya dalga dalga yayılmış, sevgi seli tüm dünyayı sarmıştı. Genç, yaşlı, çoluk çocuk herkes Yazıcıoğlu için dua ediyor, yas tutuyordu. Çok az insana nasip olan, para ile satın alınamayan insanların sevgisine sahipti Muhsin Yazıcıoğlu. O, İbni Sina’nın (980–1037)  “Zalimden yana olmak, insanlara yakışmaz” sözlerinden yola çıkarak zalimim karşısında insan olarak yaşamış birisidir ki, onun en büyük özelliği insanlığıydı. Genelde Muhsin Yazıcıoğlu, ülkücü-alperenlere mal edilmektedir, aslında o gerçek bir Türkçü ve Türk Dünyası sevdalısıdır.   
 
  Muhsin Yazıcıoğlu her zaman mazlumun yanında olan gerçek bir Türk Dünyası sevdalısı ve tek parti genel başkanıdır. Başkent TV’nin Türk Dünyası programını hazırlayıp sunan Prof. Dr. Orhan Kavuncu’nun Muhsin Yazıcıoğlu’nu Anma programına Azerbaycan, Doğu Türkistan, Kerkük, Tataristan temsilcileri katılmıştı. Herkesin Yazıcıoğlu ile ilgili anlatacak bir anısı vardı. Adına şiirler yazılmış olan hatıralardan silinmeyecek bir insandır Muhsin Yazıcıoğlu. Zalimlerin karşısında gövdesini siper eden, zulme asla boyun eğmeyen ilkeli bir kişiliğe sahip olan Yazıcıoğlu, belleklerimizde güzel anılar bırakarak ayrıldı aramızdan.
 
  Muhsin Yazıcıoğlu, Kazan Tatarlarını yakından tanıyan, onların derdine derman bulmaya çalışan birisiydi. Kazan Tatarları ile olan ilişkisi uzun yıllara dayanmaktadır. Şöyle ki, 27 Nisan 1998 tarihinde düzenlenen BBP Kurultayı’na Muhsin Yazıçıoğlu, tarihçi, yazar ve siyasetçi Fevziye Bayramova’yı da davet etmiş; Bayramova Kurultay’da konuşma yapmıştır. Araya yıllar girmesine rağmen Türk-Tatar dostluğu samimiyetini ve sıcaklığını kaybetmemiştir. 2009 yılı başlarında, Tatar Milli Meclisi reisi Fevziye Bayramova zor günler geçiriyordu. 20 Aralık 2008’de Tatar Milli Meclisi’nin toplantısı yapılmış, bu toplantıda Bayramova Milli Meclis reisi seçilmiştir. Toplantı kararları içinde yer alan, 30 Ağustos 1990 tarihinde Tataristan Parlamentosu’nun kabul ettiği bağımsızlık beyanatı, 21 Mart 1992’deki Referandum, 6 Kasım 1992’deki Tataristan Anayasası’na dayanarak Tataristan’ın bağımsızlığının tanınması için BM’ye ve dünya parlamentolarına göndermek için yazılan müracaat ve bağımsızlık beyanatı Rusya’yı öfkelendirmiştir. FSB (eski KGB), hiç zaman kaybetmeden 24 Aralık 2008 tarihinde gece yarısı Bayramova’nın evine baskın yapmış ve RF Anayasası’nın 282. maddesi olan “Uluslar Arası Kin ve Düşmanlığı Körükleme” suçu ile hakkında soruşturma başlatmıştır. İşte milliyetçi Kazan Tatarları, bilhassa Tatar Milli Meclisi için zor olan o günlerde derdimizi anlatmak için Muhsin Yazıcıoğlu’dan randevu almıştık. 19 Ocak 2009 tarihinde eşim İklil Kurban, Türk Ocakları Genel Sekreteri Prof. Dr. Orhan Kavuncu ve ben Muhsin Yazıcıoğlu’nu TBMM’deki makamında ziyaret etmiştik. Bize ayrılan yarım saat içinde, Tataristan’daki son durum, Tatar Milli Meclisi reisi Fevziye Bayramova hakkında açılan soruşturma, Meclis üyelerinin takibi vs. konular üzerinde durmuştuk. Muhsin Yazıcıoğlu, Kazan Tatarları konusunu TBMM gündemine taşıyacağını, TBMM’de bir basın açıklaması yapacağını, ayrıca tüm parti genel başkanlarına konuyla ilgili mektup yazacağını söylemişti. TBMM’de görüştüğümüz günler seçim kampanyasının yürütüldüğü zamana denk gelmişti. Kim bilir belki TBMM’de en son görüşen kişiler bizlerdik Yazıcıoğlu ile. Kazan Tatarları ile ilgili konular seçim sonrasında yapılacaktı. Ne yazık ki, bunları yapmaya Muhsin Yazıcıoğlu’nun ömrü vefa etmedi… Bizim ziyaretimizden haberdar olan Rusya, derhal elçiliğe talimat vermiş ve elçilik de TBMM’ye “neden bölücüleri TBMM’de kabul ediyorsunuz?” diye nota göndermiştir. Bağımsızlık kelimesini ağzına alanlar Rusya’da ‘bölücü’ olarak adlandırılmaktadır. Muhsin Yazıcıoğlu Rusya’nın tepkisini tahmin etmiş olduğu halde bizleri kabul etmesi büyük bir cesaretti. Rusya Federasyonu’nun Ankara Büyükelçisi Vladimir İvanovskiy’in son gönlerde verdiği söyleşide “Biz Türk ve Rus heyetler olarak son 11 yıl içinde çok önemli mesafe aldık”, “Ben her gün buradaki (Ankara) milletvekilleriyle, yetkililerle görüşüyorum” gibi sözleri, Rusya’nın son 11 yılda Türkiye’de kök saldığının bir işaretidir. TBMM’de Rus zulmü altında ezilen, hakları ihlal edilen Türklerden söz etmek imkânsız hale gelmiştir. Fakat, Muhsin Yazıcıoğlu zalimlere boyun eğmeden yoluna devam ediyor, mazlumların sesini TBMM’de duyuruyordu. Yazıcıoğlu’nu yakından tanıyan Prof. Dr. Orhan Kavuncu’nun “Muhsin Bey mücadeleci ruhludur, kolay kolay pes etmez!” sözleri bu durum için de geçerlidir.
 
  Muhsin Yazıcıoğlu’nu geç bulduk erken kaybettik. Mücadele yolunun daha başındaydık, yapılacak çok işimiz vardı. Bugünlerde Kazan Tatarlarının durumu, 2009 yılına oranla gün geçtikçe daha da kötüye gidiyor. Gün geçmiyor ki, kötü bir haber gelmesin. Tatar okulları kapatılıyor, milliyetçiler yargılanıyor… Daha 21 Mart 2012 tarihinde milliyetçi Zinnur Ehliullin’in Çallı Mahkemesi’nde duruşması vardı. Ehliullin, milliyetçi Tatarların suçlandığı Rusya Federasyonu Anayasası’nın 282. maddesi ile yargılanıyor. 30 Nisan 2011 tarihinde Tataristan’ın Çallı şehrinde “Tataristan’da Rus Dilini Koruma” gösterisinde,  Zinnur Bey “Tataristan, Rusya Değildir!”, “Yerli milletlerin diline saygın yoksa – bavul, tren garı, Rusya!” yazılı pankartlar getirdiği, ayrıca gösteri sırasında “Tataristan işgal edilmiş bir devlettir”, “Bu topraklar bizimdir, sizin topraklarınız Moskova civarındaki Rusya” gibi sözler söylediği için mahkeme karşısına çıkarılmıştır. Duruşma 26 Mart 2012 tarihinde görüşülmeye devam edecektir. Zinnur Ehliulllin söyledikleri sözlerin arkasında olduğunun altını çizerek: “Haklarımız ihlal ediliyor, hiçbir hukukumuz yoktur. Tatar kendi ana dilinde konuşamıyor. Önümüzde iki yol var: Ya Savaş, Ya Ölüm!” demiştir. Milliyetçi Tatarlar son nefeslerine kadar mücadelelerine devam edeceklerdir, onlar zaten her şeyi ölümü bile göze almış insanlardır.
 
  Kazan Tatarlarının sıkıntıları, yaşadıkları zorluklar bugün de sona ermiş değildir. Türkiye’de, özellikte TBMM’de sesimizi duyuracak insanın aramızda olmaması daha da büyük bir kayıptır bizim için. Muhsin Yazıcıoğlu’nu çok arıyoruz, yokluğunu gün geçtikçe daha fazla hissediyoruz… Kazan Tatarlarına uygulanan zulüm ebediyen devam edecek değildir. Muhsin Yazıcıoğlu Rusya’nın şimdiki durumu ile ilgili “Bu geçici bir süreçtir, belki 20–25 yıl sürer, ama gün gelecek Rusya dağılacaktır!” demiştir. Muhsin Yazıcıoğlu o günleri göremedi, ama dediği olur diye umutla bekliyoruz. Ve Tataristan kölelik zincirlerini kırıp bağımsızlığına kavuştuğunda Muhsin Yazıcıoğlu’nun adı da Tataristan’la yeniden doğacak ve asla unutulmayacaktır.
 
  23 Mart 2012 tarihinde Muhsin Yazıcıoğlu’nu Taceddin Dergâhı’ndaki mezarını ziyaret ettik. Yazıçıoğlu’nun mezarı başında Türk bayrağı dalgalanmakta, üzerinde Türk bayrağının ay-yıldızı bulunmaktadır. Mezarı başından insanlar hiç eksik olmuyor. Genç, yaşlı, erkek, bayan her gruptan insanları Muhsin Yazıcıoğlu’na olan sevgi bir araya getirmektedir. Göz yaşarlı ve dualar bu sevginin bir göstergesidir… Zindanların susturamadığı, zalimlerin boğun eğdiremediği Muhsin Yazıcıoğlu’nu bir kaza sonrası kaybetmenin hüznü ve acısını kalbimizde taşıyoruz. Sonsuzluğa yürüyüşünün 3.yılında Muhsin Yazıcıoğlu’nu sevgi ve rahmetle anıyoruz!

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!