Feridun Yıldız
Feridun Yıldız

Milli Mücadelede Kürtçü Faaliyetler

Malazgirt Zaferi’nin yıl dönümünde DTP’li Belediye Başkanı tarafından ileri sürülen “40.000 Kürt süvarisi olmasaydı Sultan Alparslan Malazgirt Savaşını kazanamazdı” efsanesi Doç. Dr. Erhan Afyoncu tarafından belgelerle çürütüldü. “Çanakkale’de, Millî Mücadele’de beraber çarpıştık, bu vatanı ortak kurtardık, bu devleti beraber kurduk” efsanesi üzerine yazdığım “Biz bu ülkeyi Kürtçülerle birlikte kurtarmadık” yazımız kamuoyunda çok ilgi topladı. Benden sonra Hürriyet’te Özdemir İnce, Yeniçağ’da Behiç Kılıç da aynı mealde yazılar yazdılar. Önceki yazımızda MSB Arşiv Genel Md.lüğünün yayınladığı 5 ciltlik şehir envanteri kitabına dayanarak şehit sayılarında bir mukayese yapmıştık. Bu yazımızda her karış toprağı şehit kanı ile sulanmış vatanımızı düşman işgalinden kurtarmak için bizimle beraber savaştıklarını iddia edenlerin Millî Mücadelede nasıl destek(!) olduklarını ele alacağız.

Kurtuluş  Savaşımızın başlarında millî güçleri idare etmek için Erzurum’da Heyet-i Temsiliye adında bir heyet kurulur. 24 Ağustos 1919’da kurulan Heyet-i Temsiliye Mustafa Kemâl Paşa’nın başkanlığında 9 kişiden oluşuyordu. Diğer üyeler ise şu isimlerden müteşekkildi: Eski Bahriye Nazırı Rauf Bey, Eski Trabzon Milletvekilleri İzzet ve Servet Beyler, Eski Erzurum Milletvekili Raif Efendi, Erzincan’dan Nakşî Şeyhi Feyzi Efendi, Eski Beyrut Valisi Bekir Sami Bey, Eski Bitlis Milletvekili Sadullah Efendi ve Mutki Aşireti Reisi Hacı Musa Bey.

Bu heyet içerisinden sonuna kadar Millî Mücadele Atatürk ile beraber olanlar sadece Rauf Bey ve Bekir Sami Bey’dir. Kurtuluş Savaşı’nın ilk önder kadrosu olan Heyet-i Temsiliye’de yer alanlar Hacı Musa Bey Kürt asıllıdır ve Mutki aşiretinin lideridir. Hacı Musa Bey daha sonra Mayıs 1923’te Erzurum’da kurulan Millî Mücadele karşıtı Kürt Azadi Cemiyeti’nin de başkanlığını yürütmüştür. Cemiyetin üyelerinden birisi de Şeyh Sait’tir. Azadi Cemiyeti İngiliz, Fransız ve Sovyetlerle temasa geçerek “Bağımsız Kürdistan” için destek aramıştır. Bu dernek daha sonra İngiliz desteği ile başlayan Nasturi İsyanı’na da katılmıştır. Dernek elebaşları isyanın bastırılmasından sonra İran’a kaçmışlardır.

Atatürk’ün Türk’ü Kürd’ü ayırmadan Meclis’e aldığı Kürt milletvekilleri de onlardan farklı davranmamıştır. Bitlis milletvekili Yusuf Ziya Bey de Azadi örgütü üyesidir. Yusuf Ziya Bey’in İngilizlere ajanlık da yaptığı daha sonradan ortaya çıkmıştır. Atatürk’ün şüphelenerek takip ettirdiği Yusuf Ziya Bey de Nasturi İsyanı’na katılmıştır. İşin daha da acı olanı ise Yusuf Ziya Bey’in askeriye içindeki işbirlikçileridir. Nasturi İsyanı’nı bastırmakla görevlendirilen fırka(tümen)nın komutanı İhsan Nuri kendisi ile birlikte hareket eden bazı Kürt subaylarla birlikte 270 askerle karşı tarafa geçmiştir.

Görüyorsunuz bu ülkeyi bizimle birlikte kurtaranların yaptıkları fedakârlıkları…

Cahil Kürt ahalisini kandırarak isyana sürükleyen bu Kürtçü hainler aslında Millî Mücadele’nin başından itibaren Atatürk’ün karşısındadırlar. Mustafa Kemâl’in idam emrini veren Kürt Mustafa Paşa’dır. Kürt Mustafa Paşa’nın eniştesi Kürt İzzet Bey İstanbul Hükümeti’nin İçişleri Bakanı’dır. Kürt İzzet Bey de İngilizlere ajanlık yapmıştır. Kürt İzzet Bey’in yeğeni olan Şerif Paşa da Kürt Teali Cemiyeti’nin Paris temsilcisidir.

İstanbul Hükümeti Kuvay-ı Milliye’yi bastırmak için sürekli olarak Kürt örgütleri ile işbirliği yapmıştır. Bir “Kürt Açılımı” yaparak Kürt Teali Cemiyeti’ne “demokratik açılım” vaat edip anlaşan Sadrazam Damat Ferit Paşa, Kürtlere verilecek özerklik karşılığında onlardan Kuvay-ı Milliye’yi bastırmalarını istemiştir. Bununla kalmayan Damat Ferit, İşgâl Orduları Yüksek Komiseri De Robeck ile görüşerek Sevr Antlaşması gereği 15.000 kişilik bir Kürt Ordusu kurularak onlarla Kuvay-ı Milliye üzerine yürünmesini teklif etmiştir.

Bu işbirliğine dayanarak İngiliz ajanı Binbaşı Noel, Ali Galip ve Kürt Teali Cemiyeti’nin liderleri terörist bir Kürt örgütü kurmak için Malatya’ya gitmişlerdir. Plâna göre bu örgüt Mustafa Kemâl Paşa’yı öldürecek ve Sivas Kongresi’nin toplanmasını engelleyecektir. Ancak Mustafa Kemâl Paşa’nın durumdan haberdar olması ile bu ekip Türk askerlerince kıstırılır. Binbaşı Noel kaçarak kurtulur.

Görüldüğü  gibi Kürt örgütler Millî Mücadele esnasında İstanbul Hükümeti ile birlikte hareket etmekte ve İngilizlerde destek almaktadırlar. 28 Kasım 1919’da İngiliz Yüksek Komiseri Mr. Kindson’un Londra’ya gönderdiği şu telgraf gerçekleri ortaya koymaktadır:

Kürtlere her ne kadar inanmasak da onları kullanmamız çıkarlarımız gereğidir.

İhanet bu kadar da değildir. İngiliz Gizli Belgeleri’nden anlaşıldığı üzere Kürt örgütleri Yunanlılar ile de işbirliği yapmışlardır. Amasya’da Yunan temsilcisi ile görüşen Kürt liderler onlara esir aldıkları askerler arasındaki Kürtleri ayırarak kendi ordularına almalarını ve Türk ordusuna karşı onlardan yararlanmalarını teklif ederler. Nitekim bu teklife uyan Yunanlılar Kürtleri Yunan Ordusu maiyetinde kullanmışlardır.

Kürt-Yunan işbirliğinin en büyük eseri Koçgiri İsyanı’dır. Bu isyan Yunan Ordusu Büyük Yürüyüşe geçmeden hemen önce çıkartılmıştır. Bu isyanın başlama tarihi aynı zamanda Londra ve San Remo Konferanslarının yapıldığı tarihlere denk düşürülerek Ankara Hükümeti sıkıştırılmak istenmiştir.

Batı  Cephesi’nde Yunanlılar Bursa’yı ele geçirmelerine rağmen Millî Ordu bu isyanı bastırmak için bir kuvvet oluşturarak başına da Nurettin Paşa’yı getirir. Topal Osman komutasındaki Giresun Alayı da Nurettin Paşa’nın emrine verilir. Türk ordusu 11 Nisan 1921’de harekete geçer. 45.000 kişilik Kürt çetesi ile çatışmalar üç ay sürer. 17 Haziranda âsiler teslim olur.

Bu isyanın bastırılmasından sonra Meclis’te bulunan Kürt milletvekilleri isyanı bastıran Nurettin Paşa’nın halka kötü muamele ettiğini iddia ederek gizli oturum yapılmasını teklif etmişlerdir. Kürt milletvekilleri Nurettin Paşa’nın kellesini istemektedirler.

Nurettin Paşa Meclis kararı ile Kasım 1921’de görevinden alındı. Meclis’i etkileyen Kürt milletvekilleri Nurettin Paşa’nın yargılanmasını  da istediler. Meclis Başkanı Mustafa Kemâl Paşa, Fevzi Paşa’nın da desteğini alarak Meclis’te Nurettin Paşa’yı savunmuş, ağır bir ceza almasını önüne geçmiştir.

Tarih ancak ibret alınırsa bir kıymet ifade eder. Sevgili okuyucular; yukarıdaki kısa tarihçeyi defalarca okuyun. Bugünle benzerlikleri karşılaştırın. Ders alın ki geçmişte Damat Ferit ve işbirlikçilerinden kurtulmak için ödediğimiz bedeli bugünde ödemeyelim. 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!