17-25 Aralık Operasyonları Hükümete Darbe Teşebbüsü mü, Yolsuzluk Operasyonu mu?

2013 yılının 17 Aralık tarihinde yapılan operasyon ile 25 Aralık tarihinde yapılması engellenen operasyon, başta o dönem AKP Genel Başkanı ve Başbakan olan Recep Tayyip ERDOĞAN ve tüm AKP yetkilileri tarafından “Hükümeti yıkmak amacıyla yapılmış olan darbe teşebbüsü” olarak propaganda edilmiştir. Recep Tayyip ERDOĞAN ve AKP yetkilileri bu propagandayı öyle gürültülü, öyle yüksek bir tonda yapmışlardır ki sonunda vatandaşların %43’lük bölümünü bu propagandaya inandırabilmişlerdir. Bu %43’lük oy oranıyla 30 Mart yerel seçimlerinden zaferle çıkmışlardır. Bu gürültülü ve yüksek tondaki propagandayı 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tekrarlamışlar, bu seçimden de başarıyla çıkmışlardır. AKP’lilerin aynı propagandayı belki de daha da gürültülü ve daha da yüksek bir tonda  2015 seçimlerine kadar sürdürecekleri kendi açıklamalarından anlaşılmaktadır.

Tayyip ERDOĞAN ve ekibi propagandalarında  Fethullah GÜLEN Cemaati’ni bu operasyonların faili olarak göstermişler, Cemaat’in özellikle emniyet ve yargı içinde kadrolaştığını iddia ederek bunu “Paralel Yapı” isimlendirmişlerdir.  Kendi açıklamalarına göre 2015 seçim propagandası 3 temel konu etrafında şekillenecek, bunlardan birisi de “Paralel Yapıya Karşı Mücadele” olacaktır.

Kanaatimce, 17-25 Aralık operasyonlarının ne olduğu ve ne olmadığı konularında vatandaşlarımızın kafası epeyce karışıktır. AKP sempatizanı vatandaşlarımız kendilerine empoze edilen propagandanın neticesinde bu operasyonların AKP Hükümeti’ne karşı yapılmış bir darbe teşebbüsü olduğunu iddia etmekte, ancak iddialarını izah etmekte zorlanmaktadırlar. Muhalefet partilerine oy veren vatandaşlarımız ise bunun aksini savunmakta, ancak Onlar da iddialarını tam olarak izah edememektedirler. Politize olmayan vatandaşlarımız ise bu konulara karşı ilgisiz kalmaktadırlar.

 AKP 2015 seçimlerine çok büyük önem atfetmektedir. AKP, bu seçimlerden anayasayı değiştirecek milletvekili sayısıyla çıkması durumunda anayasayı değiştireceğini, adına “Çözüm Süreci” denen ihanet projesini sonuçlandıracağını açık açık ifade etmektedir. Bu sebeple vatandaşlarımızın kafası 17-25 Aralık operasyonlarının ne olduğu ve ne olmadığı konularında netleşmelidir. Bu netleşme sağlanırsa AKP’nin 2015 seçimlerini kazanması çantada keklik olmayacaktır.

17-25 Aralık operasyonları konusunda vatandaşlarımızın kafalarının netleşmesine katkıda bulunmak amacıyla hukukçu kimliğimin de verdiği sorumluluk duygusuyla naçizane bu yazıyı yazmaya karar verdim. İnşallah, yararlı olur. Önce, Hükümete Darbe Teşebbüsü Suçunun şartlarını ve unsurlarını açıklamaya, daha sonra da 17-25 Aralık operasyonlarının ne olup, ne olmadığını irdelemeye çalışacağım.

“Hükümete Karşı Darbe Teşebbüsü” suçu Türk Ceza Kanunu’nun 312. maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre bir fiilin Hükümete Darbe Teşebbüsü olarak nitelendirilebilmesi için şu şartların oluşması zorunludur:

1-  Fiil, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmak veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemek amacıyla yapılmış olmalıdır.

2-  Bu fiil işlenirken cebir ve şiddet kullanılmış olmalıdır.

Suçun oluşması için zorunlu olan şartları açıkladıktan sonra bu şartların oluşup oluşmadığını inceleyebiliriz.

1- Bugüne kadar medyaya yansıyan bilgilerimizi hatırlayacak olursak, 17 ve 25 Aralık operasyonlarında Hükümeti ortadan kaldırmak veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemek gibi bir amaç güdüldüğüne dair ayrıntı olduğunu söyleyemeyiz.

2- Bu operasyonlar sırasında cebir ve şiddet kullanıldığını söylemek mümkün değildir. Burada kastedilen cebir ve şiddet kanunun suç saydığı cebir ve şiddet fiilidir. Güvenlik güçlerinin yasal çerçevede mahkeme kararlarını ve savcı talimatlarını uygularken cebir ve şiddet kullanmak durumunda kalmasını suç unsuru olarak nitelendirmek kesinlikle  hukuk mantığına aykırıdır.

3- Bu operasyonlar sırasında hiçbir hükümet üyesi gözaltına alınmadığı gibi hiçbir hükümet üyesine ait herhangi bir binada arama yapılmamıştır.

Yukarıda yaptığımız açıklamalardan sonra şu hususu net olarak vurgulayabiliriz: 17-25 ARALIK OPERASYONLARI KESİNLİKLE HÜKÜMETE KARŞI DARBE TEŞEBBÜSÜ DEĞİLDİR.

17-25 Aralık operasyonları Hükümete Darbe Teşebbüsü olmadığına göre ne operasyonudur? Bu sorunun cevabını gene medyaya yansıyan haberleri değerlendirerek bulmamız gerekmektedir. Zira şu anda gerek Meclis’te bulunan fezlekeleri, gerekse 25 Aralık operasyonu ile ilgili bilgi ve belgeleri inceleme imkânımız yoktur. Bugüne kadar 17-25 Aralık operasyonları hakkında medyaya yansıyan haberleri değerlendirerek şu sonuçlara varmak mümkündür:

1- Bizzat Tayyip ERDOĞAN’ın 4 bakanını yolsuzluk iddiaları nedeniyle istifa ettirmesi ve bu bakanlar hakkında TBMM’de soruşturma komisyonu kurulması 17 Aralık operasyonunun yolsuzluk operasyonu olduğunu göstermektedir.

2- 17 Aralık operasyonu ile ilgili medyaya yansıyan fotoğraflar ve telefon tapeleri hiç kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde bu operasyonun yolsuzlukları ortaya çıkarmak amacıyla yapıldığını kanıtlamaktadır.

3-  25 Aralık operasyonunun ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet, nüfuz ticareti, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek için örgüt kurmak ve yönetmek suçları ile ilgili olarak yürütüldüğü operasyonu yapan polis müdürleri tarafından bizzat ifade edilmiştir. Bu çerçevedeki haberlere göre bu operasyon kapsamında hiçbir hükümet üyesi dinlenmemiş ve hakkında teknik takip yapılmamıştır. Bu açıklamalar da 25 Aralık operasyonunun yolsuzluk operasyonu olduğunu açık ve net olarak göstermektedir.

Bu açıklamalarımızdan sonra da şu hususu net olarak söyleyebiliriz: 

17-25 ARALIK OPERASYONLARI YOLSUZLUK OPERASYONLARIDIR.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!