Seçime Beş Kala!..

12 Haziran seçimlerine beş kala Türk Milleti çok yönlü bir kıskaca sıkıştırılıyor. Yazılı ve görüntülü basın özellikle de özdeş basın yoğun bir yönlendirme çabası içerisinde. Tek yanlı ve güdümlü propagandaları yalan ve iftira üzerine kurmakta hiç endişe etmiyorlar.
   “Vatandaşın sesi” adıyla AKP mitinglerinden dağılan vatandaşların sesi olan TRT devletin değil iktidarın radyo ve televizyonu haline mi dönüştürülüyor? Sakarya’da %30 oy alan MHP’nin TRT mikrofonlarına konuşacak bir seçmenine bile denk gelemediler mi?
  Televizyon ekranlarını Başbakan ‘a açanlar soracak bir tane bile doğru düzgün soru bulamadıklarından mı, övgü soruları soruyorlar? Genlerinde darbecilik olan köşebaşı yazarları ve basın patronları genlerinin gerektirdiği yeni mevzilerinin keyfini sürüyorlar…
  İktidara gelene kadar koalisyon dönemlerinde ne kadar iyi işler yaptıklarını anlatanlar bugün tek başına iktidarı kutsayıp koalisyonları kötülüyorlar. AKP’li politikacılar kökleri ile bağlarını kesip kendilerini her çatışmanın dışına çekerek tarafların hepsine saldırarak fayda sağlamaya çalışıyorlar. Bu saldırılar insanların sinirlerini tahrip ediyor.
Genlerinde darbecilik olan gazetecinin Pazar gecesi Başbakanın karşısındaki hal, durum ve tavrı içinde yaşadığımız sürecin en net ifadesidir. AKP’ye hala oy vermeyi düşünen ya da MHP için oy istemeyen herkes, Pazar geceki programı tekrar izlemeli ve Başbakan’ın gözlerinin içine bakmalı. Aynı zamanda Başbakan’ın miting meydanlarında “bunlar güya milliyetçi! Irkçı, kafatasçı bunlar…” sözlerini kulaklarında duymalı… Siyasal İslami gelenekten gelen birinin İslam’da Irkçı ve kafatasçının hükmünü bilmeden konuşmasını düşünmek zordur. Bilerek konuşuyorsa vahim olan budur.
  Ancak son sözü yüzyıl kadar önce Sultanahmet meydanından Münevver Saime Hanımdan dinleyelim; “Efendiler! Az söylemek, çok iş görmek zamanı hulul etmiştir. Biz yalnız ağlıyoruz. Ağlamakla kazanılacak hak, hıçkırıklarımızı işitecek kalp yok. Teşkilata, nihayet fiiliyata mübaşeret!”