Nazım Peker
Nazım Peker

Kilis Bombarduman Altında: Kimse Sabrımızı Test Etmesin

Eskiler, “Lafla peynir gemisi yürümez.” dediklerinde ne kadar doğru bir söz diye bu söze şapka çıkarırdım. Zaman geçti, köprülerin altından çok sular geçti. Başlar ayak, ayaklar baş oldu. Cumhuriyetin koltuklarına cumhuriyet karşıtları oturdular.

Türkiye, sınırlarımızı yüz metre geçti diye Rus jetini düşürmüştü.

Şu an serhat şehri Kilis, IŞİD’in yoğun roket atışı altında. Kilis Valisi, abdestsiz sokağa çıkmayarak, evladını okula göndermeyerek gerekli tedbirleri alırken: Sayın İçişleri bakanımız da, dâhiyane ve kimselerin aklına gelmeyecek bir tedbir sundu: “Önlem olarak evlerinizden çıkmayın”

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Sayın Kalın: “Roketler yanlışlıkla Kilis’e düşmüş olabilirler” diyerek ne dediği belli olmayan garip bir açıklamada bulunmuştu. Sanırım gurur meselesi yapmışlar. Öyle ya! Füzeler, koordinatlı ve bilerek atılıyorsa; “Siz ne yapıyorsunuz?” sorusu sorulacak. Ama es kaza, yolunu şaşıran İsrail’e giderken kendini bilmez bir iki densiz roket Kilis’e düşüyorsa bunun hesabı sorulmaz değil mi? FITRAT işi olabilir.

Başbakan Davutoğlu, “IŞİD tehlikeli olacak, gerekli önlemleri alınız” diyen bizlere bıyık altından gülerek ve küçümseyerek: “IŞİD, can sıkıntısından bir araya gelmiş gururu incinmiş bir topluluktur” anlamında açıklama yaparak kendinden emin bir şekilde: “Ortadoğu’da bizden habersiz yaprak kımıldamaz” çıkışında bulunmuştu.

Kilis’e düşen bombalar, füzeler, roketler “yapraktan “ sayılmıyor mu? Sabrın testi olmuyor mu? Kilisli ayakta, Kilisli tedirgin! Kilis’te okullar korkuyla eğitim ve öğretim yapabilmekte. Ama ülkede İstikrar var ve 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra bu İstikrar daha artmış vaziyette.

İddialar doğru ise Kilis’e düşen roketler, karayoluyla Türkiye’den giden roketlerin havadan bize iadesi imiş.

Ülke içte ve dışta diken üstünde! Güneydoğudan her gün gelen üç-beş şehitler, emanet çocukların kız erkek cinsel istismarı, kadın cinayetleri, işsizlik, canlı bomba tehditleri, geçinemeyen işçi, memur, emekli, zamlar altında inleyen millet hükümeti ve C. B’nı asla ilgilendirmiyor. Onlar büyük düşünüyorlar: Yeni ve sivil bir ANAYSA. Ama Türklük olmayan, laiklik olmayan içi boşaltılmış Türkiye’yi bölünmeye götürecek: ilkokul mezununu bile Cumhurbaşkanı yapacak bir ANAYASA istemekteler. Mahalle yanarken, şehrin orospusu saçını tararmış.

Ama sayın hükümet yetkilileri bir zamanlar kükreyerek: “Kimse bizim sabrımızı test etmesin!” efelenmesini de yapamıyorlar artık. Oysa sabır taşı çatlayalı aylar oldu.

Onların işi, başkalarının yaptığı işletmeleri kendileri yapıyormuş gibi açılışlar yapmak. Bunca toplu açılışlara rağmen: ne hikmetse ülkede işsizlik de her geçen gün artmakta!?

Burada bir yanlışlık ya da hata yok mu?

Hem açılış yapacaksın hem de işsizlik artacak? Açılanlar her ne ise: istihdama yönelik değil mi?

Kilis roket saldırısı altında, okullar bombalanıyor, evler vatandaşın tepesine yıkılıyor. Ama kimse bizim gücümüzü de, sabrımızı da test etmesin.

Yediniz mi? Afiyet olsun. Fakat “Lafla peynir gemisi” yürütüyorlar helal olsun!

Adın ne? MÜLAYİM! Sert olsan ne yazar! Ama yaşasın istikrar! Yol yaptılar…

Esen kalınız. 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!