Nazım Peker
Nazım Peker

Devlet At Gözlüğüyle İdare Edilemez

Ülkenin geleceği 102 vatan evladı, bir ihmal sonucu teröre kurban gitti. Evlere ateş, anaların yüreğine korlar düştü. Hani terörün belini kırmıştınız?
 
AKP, her alanda olduğu gibi bu konuda da, görmedim, duymadım, bilmedim, haberim yoktu politikası gütmekte. Sevgili okurlarım hemşehrim A. Davutoğlu’nun, “Biz bir AKP hükümeti değiliz; bir SEÇİM HÜKÜMETİYİZ” açıklamasının akıl ve mantıkla bağdaşır bir yanı, yönü var mı?
 
Sen hükümet olmanın, bakan olmanın, başbakan olmanın bütün nimet ve olanaklarını sonuna kadar kullanacaksın. Ama söz konusu sorumluluk ve ciddiyet olunca; “Biz seçim hükümetiyiz” ucuz mazeretine sığınacaksın. Olmaz öyle şey. Buna bizde, “Nimete varım ama külfete yokum” denir.
 
AKP, her alanda sıfırı tüketmişe benziyor. İç güvenlikten tutunda sınır güvenliğine kadar. Bozmadık, batırmadık hiçbir kurum ve kuruluş da ne yazık ki kalmadı. Kurumlar birbiriyle anlaşır, işbirliği yapar durumdan çıkarıldı ve birbirleriyle çatışır hale getirildi.
 
Güneyimiz yanıyor. Güneyimizde Akdeniz’e koridoru olan bir Kürdistan kurulmakta; bizimkiler hâlâ ESAD’ı ESED yapacağız sığ mantık ve politikalarında.
 
R.T. Erdoğan’ın Başbakanlık döneminde Türkiye, mezhepçi bir yaklaşımla Ortadoğu’da ne kadar radikal İslami kuruluş ve örgüt vardıysa hepsiyle dirsek temasına girdi. Yaralılarını ülkemizde tedavi ettirdi, lojistik her türlü desteği sağladı.
 
Gelinen sonuç; iki ucu da boklu bir değnek örneği: ne tarafından tutarsan tut, eline bokun bulaşması kaçınılmazdır artık.
 
ABD-RUSYA çatışmasının ortasındayız. Türkiye kimi tutmalı? Elbette şimdilik Rusya’yı tutmalı. Nedeni Rusya’nın dış politika çıkarları Türkiye’nin çıkarlarına uygun da onun için. Bizim için Suriye’nin toprak bütünlüğü şart. Bizim için PKK ve PYD’nin Akdeniz’e koridor açması tehlikeli. Rusya için de tehlikeli.
 
Şimdilik ESAD’ın kalması Rusya için de bizim içinde hayati önem taşımakta. Çünkü AKP’nin ESAD düşmanlığı bizi; yetmiş iki buçuk milletin ruh hastası ve delisini toplamış IŞİD ve ÖSO’sunun militanlarıyla burun buruna getirdi. Bu durum, bizi oldukça rahatsız etmekte ve daha uzun süre de edeceğe benzemekte.
 
Demokrasi bir FAZİLET rejimidir. Demokrasiyi ahlak, dürüstlük,  sorumluluk temelleri üzerine oturtan ülkelerde İSTİFA mekanizması bir ERDEM olarak işler. Bizde Bakanların istifa etmesi AKP, iş başında olduğu sürece işe yaramaz. Esas mesele AKP ve AKP zihniyetini DEVLETTEN uzaklaştırmaktır. Bu, olmadığı sürece yargı sağlığına kavuşamaz. Yargısı hastalıklı olan ülkelerin baştan aşağı her şeyi hastalıklı olmaya mahkûmdur. Daha da kötüsü: Devlet içine düşürüldüğü BATAKLIKTAN çekip çıkarılamaz.
 
Onun için devleti, ideolojimizin esaretinden kurtarmalıyız. Devleti AT GÖZLÜĞÜ siyasetiyle de yönetemezsiniz. O zaman işte geldiğiniz nokta burasıdır. Yalnızlık, dışlanmışlık, üçüncü dünya ülkeleri muamelesi!
 
Türkiye bunu asla hak etmiyor.
 
Halkımız uyanmalı, muhalefet bu tehlikeleri halkın anlayacağı bir dille vatandaşa anlatmalıdır. Devlet adamları, hak ve hakikatin önünde eğilmeli yanlışlarından dönmesini bilmelidir. Ne yazık ki AKP’de bu basireti göremiyoruz.
 
Devletimizin büyüklüğüne inanalım. Halkımızın irade ve erdemine güvenelim. Eğer bu pencerelerden bakabilirsek; ülkemizi içine düştüğü bataktan kurtarmamız çok daha kolay olacaktır.
 
Asla ümitsiz olmayalım.
 
Esen kalınız,

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!