Mehmet Edip Ören
Mehmet Edip Ören

Son Kalemiz Zafer Partisi İçine Attık Kendimizi

featured

Bugün, Türk Milliyetçiliği ve onun yıkılmaz abidesi “Ülkücülük”ten bahsetmek istiyorum… Her Milliyetçi Ülkücü olamaz, ama her Ülkücü Milliyetçidir… Türk Milliyetçi – Ülkücülerinin Ana Partisi MHP, karargâhları da Ülkü Ocaklarıdır… Bu Anayasanın değişmez maddeleri gibidir… Gel gör ki parti, işgal altında olup, ümmetçilerin, bölücülerin, federasyoncuların ve de ne idüğü belli olmayanların payandası haline dönüştüğü için, yuvamızdan ayrıyız… Sığındığımız limanlarda da aynı oluşumların belirmesiyle son kalemiz, Zafer Partisi içine attık kendimizi… Durumun, çok çok özeti budur… Ve bu durum herkesçe de biline…

Küçüklüğümüzde, Şubat ayının lakabı, cüce idi. Şubata herkes, cüce şubat derdi. Şimdi unutuldu gitti. Herhalde ; cüce şahsiyetleri, dev gibi göstermek ve de görmek istemekten dolayı olsa gerek. Hepinize merhabalar olsun, kardeşlerim…

Bugün, Türk Milliyetçiliği ve onun yıkılmaz abidesi “Ülkücülük”ten bahsetmek istiyorum… Her Milliyetçi Ülkücü olamaz, ama her Ülkücü Milliyetçidir… Türk Milliyetçi – Ülkücülerinin Ana Partisi MHP , karargâhları da Ülkü Ocaklarıdır… Bu Anayasanın değişmez maddeleri gibidir… Gel gör ki parti, işgal altında olup, ümmetçilerin, bölücülerin, federasyoncuların ve de ne idüğü belli olmayanların payandası haline dönüştüğü için, yuvamızdan ayrıyız… Sığındığımız limanlarda da aynı oluşumların belirmesiyle son kalemiz, Zafer Partisi içine attık kendimizi… Durumun, çok çok özeti budur… Ve bu durum herkesçe de biline…

Daha önceki yazılarımdan birinde, milliyetçilerin, partiler bazında resmi yekûnu %25 civarında demiştik. Bunu AKP ve CHP, vs. içindekileri de eklediğimizde. % 30’ların üstüne çıkış var. Yani birinci veya ikinci parti olmak işten bile değil… En bariz örneği Ankara… İki Ülkücü mücadele ediyor ve de kazanan mutlaka Ülkücü olacak. Şahsi tercihimi soracak olursanız Mansur Başkan…

Konumuza devam edelim. Kripto Kemal ve ortağı Meral için kerhen de olsa ne demiştik… Bir oy Kemal’e, bir oy Meral’e… Tahminlerimiz çerçevesinde olan ama hiç bir zaman bozgunculuk yapmadığımız, seçim sonuçları sonrası “Bir defol Kemal’e, Bir defol Meral’e” ilanımız olmuştu… Kripto çok direndi, demek ki daha verdiği sözler vardı ama partisi şutladı. Kala kala elimiz de Meral kaldı. Onu da aylar önce ilan ettik… Cumhur’a katıldı diye. Şimdi, bir yanda hamburgerini yiyor bir yandan da gereğini yapıyor… İşte O Meral, geçenlerde 12 Eylül öncesini kastederek, o zaman cinayetler mertçe işlenirdi dedi… Biraz öyle olsa da tamamen değil…

Olayları yaşayanlardan üst düzey biri olarak, çok yakınlarımın bile bilmediği bazılarını, sırf tarihe not açısından isimleriyle yazacağım… Pek mertlik falan yoktu. Ben tesadüfen iki pusu içinden çıktım… Yardımcım, kardeşim Ercüment Yahnici’nin vücudundan çıkan mermileri sayamadılar. Ercüment, MHP Milletvekili değerli ağabeyim, Şevket Bülent Yahnici’nin kardeşidir… Hakkımda verilen “Vur Emri”ni öğrenen Fen Fakültesi, ileri devrimcilerinden Hemşerim Müslüm Satıcı ve yanındakiler okula gelerek etrafımda çember oluşturdular. Beni eve kadar getirdiler. Allah onlardan razı olsun. Şimdi nerededir, hayatta mıdır bilemiyorum… TRT yılarımın başlarında, öğlen arası Bestekar sokaktaki bir kahvede eşli tavla partilerimiz olurdu. TRT-DER in Başkanı Ağabey’im Hoca lakaplı Yüksel Hoca, beni ordaki pusudan, kendisini ortaya koyarak çıkardı…Yakın zamana kadar birlikteliğimiz devam etti. Kripto Kemal’in ilk ne mal olduğunu açıkladığım ve yazdığım için, benle irtibatı kesti. Kendisi, ne yaparsa yapsın, her zaman ellerinden öpeceğim kişidir. Allah ondan razı olsun… Bunlar birkaç olay ama, çoğunu, kimsenin haberi olmadan bizler yaşadık… Haaa, bir de evimin önündeki silahlı saldırı var ki, Rahmetli Fikret Ergani Ağabey’imde şahit olmuştur, O’nun anlatımıyla yakın çevrem de haberdar oldu… Sözün özü, Meral, öyle mertçe falan bir durum yoktu ortada. Olanlarda anlattıklarımın benzeri, münferit olaylardı… Ortada, Türk olan ve Türklüğü savunan tek bir sistem vardı. Karşısında, Rus yanlıları, Çin Yanlıları, Kürtçüler, Arnavutluk’un Enver Hocası yanlılarına kadar, vs. vs. hatta yeni yeni palazlanan dinci yapılar bile vardı… Şu an bunların hiçbiri yok, sadece dinciler ve biz kaldık… Kimse hiçbir kuşku duymasın bu sahte dindar, din tacirlerini de mutlaka alt edeceğiz. Benim dileğim, bizlerin de görebilmesi.  Mutlaka olacağından, hiç  kimsenin en ufak bir şüphesi bile yok…

Gelelim Sinan Ateş olayında gündeme gelmeyen gizli ama esas neticeye… Hiçbir Ülkücü, ağabeyine kahpece silah doğrultmaz… Bu, şu anki kandırılmışlar içinde geçerlidir. İşte bu yüzden torbacılar kullanılmıştır. Şimdi anladınız mı meseleyi… O devrin insanları, bu yüzden ölümden zerre kadar korkmaz. Kimileri psikolojik sıkıntılara girerken, bizler, sanki hiç ölmeyecekmişiz psikolojisiyle yaşarız… Bozuk saat konumundaki Bülent Arınç’ın bile 1980 öncesi Ülkücüleri için söylediklerini yabana atmayın…

Gelelim final : Ülkücü yan kuruluşlar etrafında oluşan, idealist kesimden farklı olarak, menfaat hesapları yapan bir kesim türedi… Onlarda maalesef, bizlerin siyasetten uzak kalması sebebiyle partiyi ele geçirdiler… Dansöz gibi kıvırtmaya başlayanların, bir taraflarına 3-5 kuruş sıkıştıranlar, onları istedikleri gibi oynatmaktalar, alayının tapularını da üzerlerine kaydedebilmekteler… Bu, kader ötesi bir hal aldı. Aynı sisteme İYİ Parti de dahil oldu… İşte bu yüzden Zafer Parti’sine ve Genel Başkan’ına çok iş düşüyor… Bıkmadan usanmadan,1-3-5 gerekirse 10 kere,  seri davetler dönemi başlamalıdır. Çok ehil kadrolar derhal oluşturulup, topluma güven aşılanmalıdır… Oyları %30-35 aralığındaki milliyetçi-ülkücü oylar tek bayrak altında toplanmalıdır. Türkiye’nin kurtuluşu buna bağlıdır…

Final: CHP nihayet, İzmir adayını buldu. Bundan bize ne diyeceklere, “Evet” dedikten sonra iki kelam edip kapatalım… Baba’sından ötürü Tunç Soyer’e peşin antipatimiz vardı… Sıkıyönetim Savcı’sı olan babası, Genel Merkez yönetimimizle çok uğraştı. Birimiz, istenilenleri konuşmasına (ötmesine) rağmen suç isnat edemediler. Ülkücü kuruluşlar içinde Mamak’a gönderemedikleri yegâne kuruluş olduk. Nurettin Soyer diyaloglarımız, kitap hacmine varır. Hele hele Taner kardeşimin ince ince hakaretleri, savunma abidemizdi. Bunları, hala yazma niyetinde değilim. Kabuğu bile düşen yarayı kanatmanın alemi yok…Ama, bir Soyer’in elenişi hoşuma gitti…

Hepiniz Allah’a emanet olun, hoşça kalınız…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!