Lütfullah Kaleli
Lütfullah Kaleli

Alışkanlıklar

ALIŞKANLIKLAR

İnsanoğlu edindiği huylardan, alışkanlıklardan kolayına vazgeçemez.örneğin parçalanma alışkanlığı, başkalarının oyuncağı olma alışkanlığı, belasını cebinde gezdirme alışkanlığı, önünü ardını düşünmeden bir şeye kalkışma alışkanlığı, kolayca kanma alışkanlığı ve daha niceleri.

Biz Türklerinde bazı alışkanlıkları vardır; devlet kurma alışkanlığı, mazluma yardım etme alışkanlığı, hükmetme alışkanlığı, merhamet etme alışkanlığı ve eylemlerini son dakikaya erteleme alışkanlığı gibi.

Gelelim konumuza; Rum Yunan ikilisinin yenilmekten bıkmaması,  önüne gelenin oyuncağı olmaları, kolayca ikna edilmeleri gibi. Bir yüz yıl sonra Rum –Yunan ikilisinin intihara hazırlandıklarını görür gibiyim. Türkleri tahrik etmenin, Türklerin karşısında konumlanmanın bedellerinin olması kaçınılmazdır.

Havlayana değil de, havlatana bakmak iyi olacaktır. Batı dünyası kiliselerin baskısı altındadır. Bunalmış haldeler. Türklerin karşısında yer almayı ve Türkleri orta Asya’ya sürebileceklerini sanmaları akılsızlıklarının resmidir.

Yüzlerce yıldan beri , biz Türklere karşı verdikleri savaşları hep kaybetmişlerdir. İçimizdeki düşmanların el vermesi ve Osmanlı sarayında Türk kalmaması, Aydınların beyinlerini ve yüreklerini batıya kiralamaları sonucunda geçici zaferler elde edebilmişlerdir.

Ancak! Türker’de kendilerini geliştirdiler, sebep sonuç ilişkisini kurdular. Amerikan maymunundan, Moskova’nın ayısından hesap sormak için sabırsızlanıyorlar. Batının sabırsızlığı başlarına iş açacağa benziyor.

Kıbrıs Rum kesiminin PKK-YPG’YE büro açma izni vermesi, zamanın daraldığının göstergesidir. Adamalar bir an önce intihar etmek istiyorlar. Biz Türklerin barışçıl olması, hoş görülü olması benim düşünceme göre yanlış değerlendiriliyor. Zafiyet göstergesi gibi algılanıyor.

Batılı ülkeler Suriye’den umutlarını kesmişe benziyorlar. Yine eski silahlarını ateşleyeceğe benziyorlar. Avrupa’da ve Amerika’da mabetlerimize saldıranları – Türk düşmanlarını durdurmanın yolları bellidir. Onların anlayacağı dilden konuşmak zorundayız.

Kıbrıs’taki ve Trakya bölgesindeki varlığımızı artırmalıyız. İçi boş teraneleri (söylemleri)artık terk etmeliyiz. Rüya âleminden uyanıp gerçeklerle yüzleşmenin zamanıdır.  İlk gerçeğimiz kuvvet hazırlamaktır. Kuvvetin atmak ve vurmak olduğunu sanırım biliyoruz.

Kıbrıs’taki soydaşlarımızı güçlendirmeli, içlerindeki çürük elmaları(hainleri) derhal temizlemeliyiz. Kıbrıs’ı asla riske atmamalıyız. Kıbrıs Türk cumhuriyetinin toprakları güneye doğru genişlemelidir. Oralardaki camilerimiz Rumların insafına bırakılmamalıdır.

Balkanlardaki gelişmeler ile Rumların davranışları doğrudan bağlantılıdır. Ordumuzun personel sayısı hızla artırılmalı, cephane fabrikalarımızın sayısı hızla çoğaltılmalıdır. Ekonomimiz güçlendirilmeli en küçük bir esintide yıkılmamalıdır. Nice güçlü kasırgalara-fırtınalara dayanıklı hale getirilmelidir. Yöneticilerimiz şunu asla hatırlarından çıkarmamalıdırlar.

“Düşman çok  ; vakit az.” Çok çalışmalı barışta çok ter dökmeliyiz ki! Savaşta kanımız heba olmasın. Kanımız boşa akmasın.Düşman ittifaklarını daha çabuk dağıtmanın yollarını bulmak durumundayız.Öyle ise!”Türk’üm-doğruyum –Çalışkanım.” Düsturuna yeniden sarılmalıyız.

Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları, aldığı nefesten çok, ulusumun-devletimin yararına çalışan aklı-bilimi- elden bırakmayan- serinkanlı personellerimizin üzerine olsun vesselam.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!