1. Haberler
  2. Manşet
  3. Zafer Partisi Gençlik Kolları Sözcüsü Aklan: Katillerin Yaşı Değil, İşledikleri Suçlar Konuşulmalıdır

Zafer Partisi Gençlik Kolları Sözcüsü Aklan: Katillerin Yaşı Değil, İşledikleri Suçlar Konuşulmalıdır

featured
0
Paylaş

Parti Genel Merkezi’nde haftalık Basın Açıklamasını gerçekleştiren Zafer Partisi Gençlik Kolları Sözcğsğ Şeymanur Aklan açıklamada, partinin il başkanlarına yönelik düzenlediği stratejik eğitim kampı ve akademik çalışmaların detayları paylaşılarak liyakat vurgusu yapılmakta. Sözcü, eğitim kurumlarına siyasetin karıştırılmasını ve üniversitelerdeki keyfi yönetim anlayışını sert bir dille eleştirmekte. Toplumsal güvenliğe de değinilen metinde, özellikle çocuk suçluluğu ve cezasızlık algısının yarattığı tehlikelere dikkat çekilmektedir. Son olarak, suçluların yaşından ziyade işlenen fiilin ağırlığının esas alınması gerektiği savunularak gençlerin güvenliği için somut adımlar atılması talep edilmektedir.

“Bir daha hiçbir çocuğun hayattan koparılmayacağının garantisini bize verecekseniz eğer, biz size yalvaralım. Ama çocuklarımızı koruyun. Bir şey yapın artık. Bu ülkenin çocuğunun, gencinin hayatı için hangi değere inanıyorsanız, hangi kutsala inanıyorsanız, onun hatırına bir şey yapın artık.” diyen Zafer Partisi Gençlik Kolları Sözcüsü Şeymanur Aklan, Türk gençliğinin gündemine ilişkin haftalık basın toplantısında konuştu. Aklan’In açıklamaları şu şeklde:

“Bugün 23 Aralık 2025 Salı. Sarıkamış şehitlerimizi anarak başlamak istiyorum. Sarıkamış Harekatı’nda kar, kış demeden yürüyen, koşan vatan evlatlarının ruhları şad olsun. Aziz şehitlerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız.

Geçtiğimiz hafta Antalya’daydık. Zafer Akademi ve Siyaset Okulu’nda Zafer Partisi Gençlik Kolları İl Başkanlarıyla çok yoğun, kapsamlı ve verimli üç gün geçirdik. Hepinizin bildiği üzere Zafer Partisi proje temelli bir partidir ve uluslararası hukuka uygun, uygulanabilir gerçekçi politikalar üretir. Bizler de il başkanlarımızla bir araya gelerek alanında uzman hocalarımızdan; diplomasiden ilkelerimize, politikalarımızdan ülkemizdeki mevcut duruma, stratejiden saha çalışmalarına, teşkilatlanmadan ideolojik altyapıya, misyonumuzdan fikrî kökenlerimize, Tertemiz Türkiye politikamızdan Öcalan Komisyonu’na kadar uzanan çok geniş bir skalayı kapsayan eğitimler aldık.

Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın açılış konuşmasıyla başlayan eğitimimizi yine Genel Başkanımızın eğitimiyle bitirdik. Genel Başkan Yardımcılarımız İbrahim Kaan Erten, Av. Fatih Eryılmaz, Prof. Dr. Sertaç Ak, Dr. Ülkü Özkaya, Dr. Fikret Bayır, Prof. Dr. Haydar Çakmak; Genel Başkanımızın Başdanışmanlarından Yıldırım Görgen ve Dr. Hayati Bice; Prof. Dr. Nadim Macit, Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu bilgi ve özverileriyle eğitimimize katkıda bulundular.

3. Zafer Partisi Gençlik Kolları İl Başkanları Eğitim ve İstişare Toplantısı kapsamında bizleri yalnız bırakmayan başta Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ olmak üzere, kıymetli divan üyelerine, genel merkez yöneticilerine ve il başkanlarımıza katılımları ve emekleri için teşekkür ederiz. Zafer Kuşağı platformumuzun yaptığı ve yayınladığı röportajları da izleyebilirsiniz. Toplantımızın ardından “TBMM’de Öcalan Komisyonu Ne Yapıyor?” konulu konferansa katılım sağladık. Gerçeklerle yüzleşeceğiniz bu konferansa katılımınız, pek çok şeyin farkına varmanızı sağlayacaktır.

Gündeme gelelim. Çok acayip işler oluyor. Okullara propaganda yapmaya gelenler mi dersiniz, bu propagandaya izin veren ve geçmişte AKP’den aday adayı olmuş olması mı dersiniz, ilkokul çocuklarını propagandaya alet edip sosyal medyada paylaşanlar mı dersiniz. Her türlüsü var.

Okul ne demek siz biliyor musunuz? Çocuk ne demek siz biliyor musunuz? Çocuklar oraya eğitim almaya gider. Veliler evlatlarını bilgiyle donansınlar diye okula gönderir. Siz garip hareketleriniz ve söylemlerinizle çocukların aklını bulandırıp kirli siyasetinize alet edin diye değil.

Eskiden ‘balık baştan kokar’ derlerdi, şimdi baştan ayağa her yeri kokuyor. Eğitim yuvalarına siyaset sokmak ne büyük bir saçmalıktır. Okulda siyaset olmaz, camide siyaset olmaz, kışlada siyaset olmaz. Bunu artık anlayın ve bu uygulamalardan vazgeçin.

Bu hafta gündeme gelen bir başka skandala değinmek istiyorum. Şırnak Üniversitesi Rektörü’nden bahsediyorum. 31 Aralık’ta süresi dolacak alımlara kendisine ‘itaat edenleri’ atayacağını ifade ediyor. Gerekçe olarak da İslam’da yöneticiye itaatin farz olduğunu öne sürüyor. Yetmiyor, YÖK Başkanı ve YÖK Başkanvekilinden onay aldığını iddia ediyor beyefendi. Kendisinin ‘mutlak iradesine’ karşı çıkanları ‘ahmak ve beyinsiz’ ilan edip üniversitede barındırmayacağını söylüyor.

Şırnak Üniversitesi’ni babasının çiftliği olduğu için pek tabii… Bir de ibret almak isteyenler üniversiteden attırdıklarına, örnek almak isteyenler de üniversitede atadıklarına baksınlarmış. Sayın Rektör böyle demiş ve sonra tabi ki yalanlamış. Daha önce kardeşi için alım açtığını da yine kardeşi açıklamış, sosyal medyada paylaşmış, ardından yalanlanmıştı. Sürekli söyleyip söyleyip yalanlıyor. Her hafta başka bir skandalla gündeme gelen bu rektörün ne zaman sakinleşeceğini bilmiyoruz.

Ayrıca şunu da belirteyim: Kendi menfaatlerinizi normalleştirmek için dini, kitabı, Allah’ı işlerinize karıştırmayın. İnançlarımızı, kutsallarımızı bu şekilde sömürmeyin. Zafer Partisi; kişilerin dinini, etnik kökenini, dayısını, torpilin, kimin oğlu kimin kızı olduğunu gözetenlerin aksine liyakati esas alarak hakkaniyetli yapıyı tesis edecek olanların partisidir.

12 yaşında bir ortaokul öğrencisi bahçede oturan okul müdürünü tüfekle vurdu. Ne yazık ki müdürün hayati tehlikesi devam ediyor. 13 yaşında biri de akranının kafasını taşla ezerek kafatasını kırdı. 6 gün tutuklu kaldı ve sonra serbest bırakıldı. Serbest bırakıldığı anda da baba tahliye diye sosyal medyada paylaşım yaptı. Sosyal medya kullanıcıları sağ olsunlar tekrar tutuklandı.

Geçtiğimiz hafta akranları tarafından katledilen Fatih Açacı’nın ilk duruşması görüldü. Ahmet Minguzzi davasında yeni gelişmeler yaşandı. Delil yetersizliğinden serbest bırakılan failler, cinayet günü çekilen fotoğrafları, yani delilleri silmişler. Ailesini korumaya çalışırken katledilen Hakan Çakır’ın davası da yaklaşıyor.

Bilirsiniz bir dönem failin meçhul cinayetler vardı. O cinayetleri kimin işlediğini bilemezdiniz. Şimdi ise faili meşhur cinayetler var. Herkes cinayeti görüyor, herkes faili görüyor, izliyor, biliyor. Adam cinayet işliyor, cezaevi övünç madalyası. İsimler popülerlik sebebi oluyor. Cinayete kurban giden çocuklarımız ise bize göre birisinden çok çok daha fazlası. O çocuklar bir hayat, bir gelecek, bir evlat, bir can.

Sormak istiyorum, canımızı koruyun diye yalvarmamız mı gerekiyor sayın yetkililer? Yalvaralım mı istiyorsunuz? Bir daha hiçbir çocuğun hayattan koparılmayacağının garantisini bize verecekseniz eğer, biz size yalvaralım. Ama çocuklarımızı koruyun. Bir şey yapın artık. Bu ülkenin çocuğunun, gencinin hayatı için hangi değere inanıyorsanız, hangi kutsala inanıyorsanız, onun hatırına bir şey yapın artık.

Daha nasıl sesleneceğimi, ne diyeceğimi bilemiyorum. Ama bu seslenişi elimden geldiğince sürdüreceğim. Ben çocukların, gençlerin sokaktayken bile evlerindeki gibi güvende hissettikleri bir Türkiye için inat edeceğim. Evet, yine söylüyorum, katillerin yaşı değil, işledikleri suçlar konuşulmalıdır.”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!