Yazıklar Olsun!

Milletvekili aday listelerinin açıklanmasından sonra Rahmetli Alpaslan TÜRKEŞ’in ikinci eşi Seval Hanım’dan olma küçük oğlu Ahmet Kutalmış TÜRKEŞ’in AKP’den milletvekili adayı olduğunu öğrendik.
Ahmet TÜRKEŞ’in AKP’den milletvekili adayı olduğunu duyunca ülkücüler olarak yadırgadık. Dünya çapında bir siyasi lider olan TÜRKEŞ’in oğluna babasının kurduğu,binbir çile ile büyüttüğü MHP’den aday olmak yakışırdı. TÜRKEŞ’in izinden milyonlar giderken elbette oğlunun da babasının izinden gitmesi gerekirdi. Ülkücüler, böyle düşündükleri için Ahmet TÜRKEŞ’in adaylığını yadırgadılar ve bunda haklıydılar.
Sonraki günlerde yapılan açıklamalar ülkücülerin haklılığını perçinledi. MHP yetkililerinin açıklamalarına göre Ahmet TÜRKEŞ’in adaylık için MHP’ye herhangi bir başvurusu olmamıştı. Herhangi bir başvurusu olsa da reddedilmiş olsa Ahmet TÜRKEŞ’in AKP’den adaylığı bir nebze olsun hoş görülebilirdi. Bu sebeble Ahmet TÜRKEŞ’in AKP’den aday olması yanlıştı, TÜRKEŞ’in oğluna yakışmıyordu.
Ahmet TÜRKEŞ’in AKP’den adaylığı yanlış olarak görülse de insani bir zaaf olarak değerlendirilerek çok üstünde durulmadı. Ancak, Ahmet TÜRKEŞ’in 15 Nisan 2011 günü yaptığı açıklama asıl büyük yanlış oldu. Bunu irdeleyebilmek için önce Ahmet TÜRKEŞ’in açıklamasından bazı bölümler aktaralım, sonra üzerinde yorum yapalım. İşte, Ahmet TÜRKEŞ’in açıklamasından bazı bölümler:
“AK Parti Türkiye’yi büyütmek, Türk insanını yüceltmek için önemli çalışmalara imza attı. Bu en büyük milliyetçiliktir. En önemlisi de bütün dünyada ‘Türk algısı’ değişmeye başlamıştır. Bugün Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Avrupa’da, Orta Asya’da ‘Türk’ olmak, ‘Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak’ özel bir anlam taşıyor. İtibarımız, saygınlığımız geçmişle kıyaslanmayacak oranda arttı. Büyük devlet olmaya, bölgesel ve küresel bir aktör olmaya başladık. Türkiye’nin, Türk insanının başarıları dünyanın dört bir yanında konuşulmaya başladı. Artık itilen, kakılan, dışlanan, hor görülen, küçümsenen insanlar değil, itibar edilen, önemsenen, övgüyle bahsedilen insanlar haline geldik.
AK Parti’nin Türk dünyasıyla ilişkileri sözde değil özde olmaya, daha somut işbirliklerine dönüşmeye başladı. Türklük açısından önemli olan Orhun yazıtlarına AK Parti iktidarı tarafından sahip çıkıldı. Milliyetçilikten dem vuran bir çok siyasetçi ne bu anıtlara el attı, ne de Moğolistan’ın yolunu biliyordu. Başbakanımız Erdoğan, sadece bu anıtlara sahip çıkmadı, anıtların bulunduğu bölgeyi önemli yatırımlarla tanıştırdı, dünya halklarının gezip görmesine uygun bir esere dönüştürdü.
Milliyetçiliği dışlayıcı, ayrıştırıcı bir özellik gibi görmek ve göstermek çok yanlıştır. Biz bu coğrafyada binlerce yıldır kardeşlik hukuku içinde yaşıyoruz, çok farklı kökenlerden insanlar bir ve beraber olduk, iç içe geçtik. Milletimiz, ortak tarih, ortak medeniyet, ortak değerler temelinde güçlü bir sosyal dokuya sahip oldu. Biz hiç dışlamadık, hep kucakladık; hiç hor görmedik, hep hoşgördük; hiç ötekileştirmedik, hep özümsedik; hiç ayrımcılık yapmadık, hep sahiplendik. Bugünün dünyasında farklı bir anlayışa da yer yoktur.
Milliyetçilik muhafazakar anlayışla yoğrulur, demokratik bir perspektifle geliştirilir ise bugünün dünyasına söyleyecek çok şeyi vardır. Ama etnik ayrışmayı, kutuplaşmayı, çatışmayı körükleyecek bir anlayış milliyetçilik diye sunulursa bunun çağdaş demokratik dünyaya söyleyecek fazla bir şeyi olamaz. Eğer milletimizin değerlerini yadsıyan, dünyanın gerçeklerini göz ardı eden bir anlayışa sahip olunursa bunu ne milletimiz benimser, ne de başarılı bir siyaset ortaya çıkar.
AK Parti’nin milletin değerlerini önemseyen, küresel ve yerel gerçekliği nazara alan bir siyaset ortaya koyduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede söyleyecek sözü olan herkesin bu dönüşüm süreçlerine gücü yettiği oranda katkıda bulunması milli bir görevdir. Dünya ve Türkiye dönüşürken biz gelişmeleri tribünlerden seyredemeyiz. Biz Türkiye sevdasıyla hareket ediyoruz ve yüreğimizin sesine kulak vererek süreçlere katkıda bulunmaya çalışıyoruz.”
Ahmet TÜRKEŞ’in bu açıklamasının kendi fikri olmadığı, bilakis eline verilen bir metni kendi açıklaması diye sunduğu çok açık belli oluyor. Açıklamadaki ifadeler, Tayyip ERDOĞAN’ın sürekli tekrarladığı gerçeklerle ilgisi olmayan propaganda cümleleri. Ahmet TÜRKEŞ’in açıklamasının gerçeklerle ilgisi olmadığını, salt propaganda amacıyla söylendiğini aşağıda madde madde açıklıyorum. Şöyle:
1-AKP, kesinlikle Türkiye’yi büyütmek, Türk insanını yüceltmek için hiçbir icraat yapmamıştır. Aksine, AKP’nin icraatları Türkiye’yi bölünme tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır. Bırakın yabancıları Azerbaycan Türklerinin, Irak Türkmenlerinin ve diğer ülkelerde yaşayan Türklerin bile AKP’nin politikaları sebebiyle Türkiye’ye duydukları güven azalmıştır.
2- “AKP’nin politikaları ile Türkiye’nin büyük devlet olmaya başladığı, bölgesel ve küresel aktör olduğu” iddiaları sadece palavra olan propaganda açıklamalarıdır. Aksine, AKP döneminde Türkiye ciddiye alınmayan, sınırlarını koruyamayan, kendisine güvenen Azerbaycan’ı yarı yolda bırakan, burnunun dibindeki Kıbrıs’ta, Irak’ta milli menfaatlerini koruyamayan güçsüz bir devlet haline gelmiştir.
3-“AKP’nin Türk dünyasıyla ilişkileri sözde değil özde olmaya, daha somut işbirliklerine dönüşmeye başladığı” iddiası da AKP yetkililerinin propaganda amacıyla yaptıkları açıklamalardır. Bu iddiaların gerçeklerle uzaktan, yakından hiçbir ilgisi yoktur. AKP döneminde Türkiye’nin Türk Dünyası ile ilişkileri zayıflamıştır. AKP’nin Bursa stadyumuna Azerbaycan Bayraklarının girişini yasaklaması halen zihinlerde canlılığını korumaktadır. Gerçekler böyle iken bir insanın bunları iddia edebilmesi için en azından gaflet içinde olması gerekir. Çünkü, aklı başında bir insanın bunları söyleyebilmesi mümkün değildir.
4- “Milliyetçiliği dışlayıcı, ayrıştırıcı bir özellik gibi görmek ve göstermek” AKP’li yetkililerin sürekli olarak MHP’ye yönelttiği bir suçlamadır. Aslında Milliyetçiliği dışlayıcı, ayrıştırıcı bir özellik gibi gören ve gösteren AKP yetkilileridir. Tayyip ERDOĞAN, konuşmalarında sık sık etnik milliyetçiliği, bölgesel ve mezhepsel milliyetçiliği reddettiklerini iddia etmektedir. Tayyip ERDOĞAN’ın bu iddiaları öncelikle kendi içinde çelişkilidir ve saçmadır. Çünkü, “ETNİK MİLLİYETÇİLİK” diye bir şey olamaz. Bununla kastedilen şey IRKÇILIKTIR. Gene, “BÖLGESEL MİLLİYETÇİLİK” ve “MEZHEPSEL MİLLİYETÇİLİK” de söz konusu olamaz. Bölgesel milliyetçilikle kastedilen BÖLÜCÜLÜK, mezhepsel milliyetçilikle kastedilen de MEZHEPÇİLİKTİR. Bu kavramların hiçbirinin milliyetçilikle ilgisinin olmadığını, salt milliyetçiliği karalamak için kullanıldığını lise öğrencileri bile kavrayabilirler. Hal böyle iken 33 yaşında, yüksek lisans yapmış Ahmet TÜRKEŞ’in bunları kavrayamaması en azından dolduruşa getirildiğinin en açık kanıtıdır.
5-“AKP’nin milletin değerlerini önemseyen bir siyaset ortaya koyduğu” iddiası da salt propaganda amacıyla söylenmiş, gerçeklerle ilgisi olmayan bir palavradır. AKP’nin 9 yıllık iktidar döneminde misyonerlik faaliyetleri almış başını gitmiştir. AKP’nin politikaları sebebiyle aile kurumu çatırdamaktadır. Son yıllarda boşanmalar hızla artmıştır. AKP’nin yıkıcı politikaları yüzünden uyuşturucu kullanımı yaygınlaşmıştır. Uyuşturucuya başlama yaşı oldukça aşağılara düşmüştür. Özellikle mala  ve ırza yönelik suçlarda neredeyse patlama yaşanmıştır. Gerçekler böyle iken aklı başında bir insanın bu iddialarda bulunabilmesi mümkün değildir.
AKP’nin 12 Haziran seçimlerinde MHP’yi barajın altında bırakmak istediği, bunun için özellikle tanınmış ülkücüleri milletvekili adayı göstererek MHP oylarını bölmeyi hedeflediği herkesin malumudur. AKP’nin Ahmet Kutalmış TÜRKEŞ’İ de bu amaçla aday gösterdiği tartışmasız bir gerçektir. MHP’nin barajın altında kalacağı kesin olsaydı, Ahmet TÜRKEŞ’in de aday gösterilmeyeceği de tartışmasız bir gerçektir. Bu durumda Ahmet  TÜRKEŞ, kendisinin AKP açısından MHP oylarını bölmek için bir vasıta olarak görüldüğünün farkında olması gerekir. Eğer Ahmet TÜRKEŞ, bunun farkında değilse soyadına layık bir evlat değil demektir. Farkında da buna rağmen aday olduysa o zaman makam, mevki hırsı uğruna büyük bir yanlış yapmış demektir. Bir de bunun üstüne yukarıda belirttiğimiz açıklamaları yapması yaptığı yanlışı katmerlemiştir. Kanaatimce bu açıklama yanlıştan da öte AKP’nin amaçlarına alet olmaktır. Bu durumda Ahmet TÜRKEŞ’ e söylenecek çok daha ağır sözler var. Ama, salt TÜRKEŞ soyadına duyduğumuz saygıdan dolayı bu sözleri içimize atarak sadece şunları söylüyoruz: YAZIKLAR OLSUN!
 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!