Yanlış hesap Bağdat’tan dönermiş!

Yeni aldığım arabamı Türkiye’de, şerefsizlerin memleketinde bıraktım… Üç tane şerefsiz yüzünden ülkemde arabama binemedim”. Bu sözler CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun mezarını ziyaret edeceğini söylediği Ahmet Kaya’ya aittir. “Kör ölür badem gözlü olur” söylemi gereği Kaya adeta Türkiye’de belli bir kesim tarafından ikon haline getirildi. Kılıçdaroğlu’nun da medyanın bu gazına geldiği açıktır.

İnsanların herhangi bir kabir ziyareti, elbette insani amaçlı olarak yapılabilir. Garip olan yanı bunun medya aracılığıyla siyasi bir kampanya haline getirilmesidir.. Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun Talabani ile bir araya gelip ondan davet alarak bir yerlere mesaj vermek anlamına gelen tavrı da dikkat çekicidir.

Kılıçdaroğlu’nun Güneydoğu’da Barzani’nin desteğine sahip olan AKP’ye Talabani’nin desteğini alarak karşılık vermeye çalıştığı açıktır. Böylece önümüzdeki seçimlerde Güneydoğu’da Barzani’nin desteklediği AKP; Talabani’nin desteklediği CHP ile İmralı/Kandil ikilisinin destek ve şiddet gücünü arkasına alan BDP siyaseti karşı karşıya gelmiş olacaktır.

Kılıçdaroğlu’nun yeni tavrı, referandum sürecindeki “genel af” söylemi ya da referandum sonrası “Türban” konusundaki tavrı, siyaseti yanlış okumanın ürünüdür. CHP daha çok AKP’ye benzemek ile zaman zaman da zikzak yapmak arasında gidip gelmektedir. Böyle bir siyasetin halkta karşılığı yoktur.

Öcalan’ı yanlış okuyanlar

Sözleri, ilişkileri ve görüşmeleri yanlış anlaşılan zatlardan birisi de Öcalan’dır. Son yıllarda medyanın “demokrasi” havarisi ve “barış” güvercini olarak gösterdiği İmralı’daki hükümlü Öcalan, ülkenin gündemine dâhil olmayı hiç ihmal etmiyor. Radikal Gazetesi’nin tam anlamıyla Kandil’in yayın organı haline geldiği ve ardından da “savaşma konuş” kampanyası düzenlediği şu sıralarda Öcalan’ın sözlerini doğru okumak daha fazla önem arz ediyor.

Öcalan, Osman Baydemir’in sözlerini kast ederek şunları söylüyor: “Bazıları çıkıp sorumsuzca ” silahlı mücadele miadını doldurmuştur “ diyor. Buna kendileri nasıl karar verirler, bu hakkı nasıl kendilerinde buluyorlar?” diyor. Terörün doğal patronu, açıkça ’silahlı mücadelenin miadı dolmadı ve Türkiye’ye yönelik terörü ben yönetiyorum diyor. Bu konuda  Açık söylüyorum Kandil bile tek başına yetkili değil” diye ilave ediyor. Bu sözler de “devlet” in organlarıyla görüşme/diyalog/müzakere yürüttüğü söylenen İmralı hükümlüsü Öcalan’a aittir.

Öcalan muhatap alınmıştır!

Öcalan’ın gerçek amacını ise şu sözleri özetliyor: “ABD’si Avrupa’sı bile artık bu konuda beni tek etkili-yetkili kişi olarak görürken bunların yaptıkları açıklamalara bakın!” Öcalan için esas olanın muhatabın yalnız kendisi olması ve muhataplığını tehlikeye düşürecek her şeye savaş açmış olmasıdır. İç İşleri Bakanı Beşir Atalay ise “BDP sadece bir siyasi parti değil, bu konularda meşru muhatap… Bundan sonra da görüşmeler devam edecek” diyor.

İç İşleri Bakanı, bir siyasi partiyi, siyasi partinin dışında başka görevlerle de tanımlıyor. Yine sayın bakanın sözlerinden, terör konusunda muhatabın meşrusundan söz edildiğine göre bir de gayri meşrusunun olduğu gerçeğini de itiraf etmiş oluyor.

Öcalan’ın ise niyeti çok başkadır. O, “Demokratik Özerklik Anayasası” istiyor. “KCK’nin örgütlenmesini hızla tamamlamasını” buyuruyor. KCK’nın bir an önce “Kürdistan illeri başta olmak üzere bütün il merkezlerinde Kent Konseyleri ilçe ve köylerde ise Bölge Konseylerinin oluşturulmasını” emrediyor.

Öcalan teröristleriyle ilgili olarak da “silahlı güçlerin sınır dışına çekilmesi konusunda bir anlaşmamız yok” diyerek sorunu, nasıl da “demokratik barışçıl yollarla” çözeceğini ortaya koymuş oluyor.

Kılıçdaroğlu’nun Talabani, AKP iktidarının ise üstü örtülü İmralı temasları ibret alınacak mesajlar içeriyor. İktidar ne yaptığını çok iyi biliyor. Kılıçdaroğlu ise Bağdat’a gitme hesabı yapıyor. Umarız Kılıçdaroğlu bütün yanlış hesaplarından Bağdat’a varmadan döner.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!