Tarihi çok eskilere dayanan, milyonlarca çocuk ve yetişkinin sakat kalmasına yol açan, bulaştırıcılığı yüksek kızamık hastalığında Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) bildirdiği rakamlara göre, ocaktan beri vaka sayısı sürekli artıyor.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı’nda görevli Prof. Dr. Alper Şener, kontrolsüz nüfus artışının hastalığın artışında etkili olduğunu söyledi. Kızamığın sadece insanlarda enfeksiyon oluşturan bir hastalık olduğuna dikkat çeken Şener, toplumun özellikle aşı ile korunabildiğini kaydetti.
“ARTMASINI ÖNLEMENİN TEK YOLU AŞIDIR”
Çocukluk çağı hastalıkları içinde aşıyla korunabilen hastalıkların pek çoğunun doğada hayvanlarda da görülebilirken kızamığın sadece insanlar arasında görülen bir hastalık olduğunu belirten Şener, “Hastalığın kümelenmesi ya da olgu sayılarının artmasını önlemenin tek yolu aşıdır. Bir toplumda bağışıklık oranı yüzde 96’nın altına düştüğünde kızamık virüsünde kıpırdanma başlar. Bu doğal bir süreçtir. 1990’lı yılların sonlarında ve 2000’li yılların ortalarında bu durum yaşanmıştı. Kızamık deyip geçmeyin, aynı zamanda ölümcül bir hastalıktır. Aşılanmamış kişiler kızamık geçirdiğinde yoğun bakıma yatma riski vardır. Ayrıca ilerleyici nörolojik bir hastalığa maruz kalabilir. Hatta ömür boyu bu hastalıkla birlikte yaşayabilir” dedi.
‘İSTANBUL’DAKİ ARTIŞI DİKKATLİ İZLEMEK GEREK’
Çocukluk çağında aşılanmanın büyük önem taşıdığını ifade eden Prof. Şener, son 6 ayda kızamık olgu sayılarındaki kıpırdanmanın özellikle İstanbul temelli olduğunu vurguladı. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalara göre hastalığın henüz salgın aşamasında olmadığını belirten Şener, yine de çok dikkatli olmak gerektiği konusunda uyardı. Prof. Dr. Şener, “Geçmişte Covid 19’la birlikte farklı dönemlerde gördük ki, İstanbul’da başlayan salgın hastalıklar Türkiye’nin genelinde ciddi sorunlara neden olur. Çünkü Türkiye’deki her 5 kişiden 1’i İstanbul’da yaşıyor. 20 milyon nüfuslu bir şehirdeki artışı dikkatli izlemek gerekir. Toplumu bu konuda bilinçlendirmek lazım” diye konuştu.
Pandemi döneminde hem dünya hem Türkiye genelinde aşı karşıtlığının ve aşı yaptırmama eğiliminin yaygınlaştığını belirten Şener, Türkiye’deki göçmenlere dikkat çekti.
KESİNLEŞMİŞ OLGU SAYILARINA DİKKAT ÇEKTİ
Göçmenlerin bulaşıcı hastalıklar açısından ciddi bir tehdit olduğunu ifade eden Şener, “Bu kişilerin ciddi kesimi kayıtsız olduğu için çocukluk çağı hastalıkları aşılarının yapılmama durumu var. Türkiye’nin yıllık nüfus artışı belli. Aile hekimliği çocukluk çağı aşılarının yüzde 90’ını yapıyor. Kızamıktaki kıpırdanma eğer Türk nüfusta da aşıdan kaçanlara yansırsa ülkenin genelindeki yaygın kızamık kümelenmesi salgına dönebilir. Dünya Sağlık Örgütü’nün rakamlarına göre ocak ayından bu yana kızamık tanılarında artış var. Ancak çocukluk çağı döküntülü hastalıklar birbiriyle karışıyor. Kızamıkçık ve diğer hastalıkların hepsi kızamığı taklit edebilir. Döküntüler oluşturabilir. Kesinleşmiş olgu sayılarına bakmak gerekir” ifadelerini kullandı.