Yusuf Ziya Karataş
www.yusufziyakaratas.com
[email protected]
Müslüman-Türk’ün kelamı olarak Besmele’yle kınından çıkardığım kalemimi, bu yazımda 6 Nisan 2012 tarihinde vizyona girecek olan “Ülkücüler” belgeselini belki bir kişiye daha duyurabilirim niyetiyle mürekkebine bandırıyorum.
Ülkemizin bütün basın yayın kuruluşlarının sol ve sağ gruplarının elinde olduğu bir ülkede 1968 ve 80 arasındaki dönemde “vatan ve din” uğruna canını veren ülkücülerin, uğruna canını verdiği milletine eli silahlı katil caniler olarak tanıtılması milliyetsizleştirme ve dinsizleştirme senaryolarının birer parçasıdır. Hz. Haris(r.a) ve Hz. Sümeyye(r.anha) ile başlayan Kılıçkıranlarla Özmenlerle devam eden şehitler kervanına benim de kanım İ’ay-i Kelimetullah yolunda, Türk-İslam Alemi uğrunda feda olsun diyerek fikrinde zerre şüphe olmadan yürüyen ülkücüleri bu şekilde lanse etmeye çalışan yüreksizlere en büyük cevap Ülkücüler belgeseli ile verilecek ve Türk toplumu hipnozdan uyanıp gerçeği fark edecektir.
Yapımcılığını kendini Seyyid Ahmed Arvasi’nin “Ben, Afrika’nın her hangi bir kabilesinde de dünyaya gelsem, yine Türk Milliyetçisi Ülkücü olurdum…” sözüyle tanımlayan saygıdeğer hemşerim Arif İlke ve “Türk Milletinin hakkını savunmaya borçlu, suçlu, yalnız Türk kalmayana dek devam edeceğiz…” sözüyle mücadelesinin sonsuz olduğunu belirten Sayın Bilal Kalyoncu’nun yaptıkları “Ülkücüler” belgeselini izlemek ve izlettirmek hepimizin görevidir. Yıllarca acındırılan, masum gösterilen kızıl katiller ortada, TV’lerde cirit atarken; dizilerden özendirilen gençlik her gün biraz daha kaybedilirken “artık dur!” deme sırası geldiğini düşünüyorum. “Hatırla Sevgili” adlı diziyle başlayan, “Öyle Bir Geçer Zaman ki”, “Bu Kalp Seni Unutur mu”, “Behzat Ç” ve son olarak devrin son anarşisti mahsun kırmızıgül’ün “Hayat Devam Ediyor” adlı TV dizilerinde ülkücü hareket düşmanlığı ve devrin modası komünizm hayranlığı seri şekilde devam etmektedir. Türk’e sövmenin moda olduğu, seyit demekten çekindiğimiz rızaların, mahirlerin, denizlerin ve daha nice hainlerin kahraman ilan edildiği ülkede “Bayrağa kan gerek, solmasın” diyerek canlarını kanlarını feda eden devletin üniformasız şehitleri ülkücüler hain ilan edilmiştir. Ama sehpasını çekmeye gelen cellâttan dahi helallik alan, son nefesinde Kelime’i Şehadet’i haykıran Ülkücüler, eğrilerin hükümdar olduğu toplumda inadına dik, inadına doğru olarak kalmışlardır.
6 Nisan günü Türk’ün haykırış günüdür. 6 Nisan günü ülkücülerin düzenden öç alma günüdür. 6 Nisan günü Türk Milleti’nin ırgalanış günüdür. 6 Nisan günü ezber bozma günüdür. 6 Nisan günü hepimizin günüdür. Sinema salonlarında en önlerden yerlerimizi alıp saflarımızı sıklaştıralım. Türk’ün hükmetmediği devlete, kurumlara, hatta sinemalara saygı duymayalım…