Dini/Milli Müktesebat ve MHP

Milli eğitimin üç kademeli olmasını öngören tasarı yasalaştı. Bu yasa tasarısının ‘Fatih Projesi’ bağlamında öngörülen on milyarlarca liralık ihalelerinin Kamu İhale Yasası kapsamının dışına çıkartılmasının hiçbir izahı kamu vicdanını tatmin etmeye yetmeyecektir.

Ayrıca üniversitelere milli görüşçülerin adlarının verilmesine karşın Şeyh Edebali’nin adının Bilecik, Alparslan Türkeş adının ise AKP’lilerce Erciyes Üniversitesi’nden esirgenmesi ibretlik bir nankörlük olarak kayıtlara geçmiştir.

Diğer yandan bu yasanın okul öncesi eğitimi zorunluluk kapsamına almamış olması son derece yanlış olmuştur. Çocukların okula başlama yaşının altmış aya indirilmesi de pedagojik yönden sorunlar yaratacaktır. Müfredatın yeni duruma uyarlanması, yeni derslik ve bina yapımlarının da ekonomik bakımdan maliyeti yüksek olacaktır.

Yasa tasarısında öğretmenlerin sorunlarına hiç değinilmiş olmaması da ayrı bir handikaptır. Herkes şunu çok iyi bilmelidir ki iyi ya da kötü yasa yoktur, iyi ya da kötü uygulayıcılar vardır. Uygulayıcıların, yani öğretmenlerin ekonomik ve sosyal sorunlarını hesaba katmayan bir yasa eksiktir, sorunludur.

Yasa tasarının MHP’nin ortaya koyduğu milli, dini ve tarihi şuur kazandırmaya yönelik tavır; iktidarı harekete geçirerek sonuç almıştır. Yüce kitabımız olan Kur’an’ı Kerim’in ve mealinin, Peygamberimizin hayatının seçmeli ders olarak okutulacak olması büyük bir kazanımdır. Katsayı sorununun halli, İmam Hatip’lerin orta bölümünün açılması ise kan davasına dönmüş olan bir sorunu çözmüştür.

Yasalaşan kanunun ihale ile ilgili kısmı tamamen AKP’ye aittir.

MHP’nin genel kurulda ortaya koyduğu tavır belirleyici olmuş ve Başbuğ Alparslan Türkeş’in  “Kur’an-ı Kerim”in okullarda öğretilmesi yönündeki vasiyeti de böylece gerçekleşmiş bulunmaktadır.

MHP adına yasanın birinci bölümü üzerine bizzat yaptığım konuşma şöyledir: “Eğitim konusunda ‘anlaşamamakta anlaşmak’ anlayışını siyaset edinmek topluma yapılacak en büyük kötülüktür.

Birbirlerine bakışları sorunlu olanların, olaylara ve dünyaya bakışları da sorunludur. Parça bakışı, bütünü ve tamamı anlamanın önündeki en büyük engeldir.

Madde ile mana; ilmi ile dini; millet ile devlet, ruh ile beden ayrımcılığı yapılacak hataların en büyüğüdür. Bu hatayı AK Parti sürekli olarak yapmaktadır.

Şu sözlerim meclisten dışarıdır. Kimse üstüne alınmasın!

Bir yerde bazı insanların dinle, bazı insanların bilimle; bazılarının Türklükle bazılarının Müslümanlıkla, bir kısım insanların devletle diğer bir kısım insanların milletin değerleriyle kavgası varsa orada barış olmaz. Değerlerin birbirine karşı kullanıldığı yerde fanatizm ve dogmatizm vardır. Bu yaklaşım tarzlarının hastalıklı olduğunu söylemeye gerek yoktur.

Milli ya da dini değerlerinden birisi eksik olan insan gerçekte tam insan değildir. Bilgi ile desteklenmiş inançtan daha büyük güç yoktur.

Bu yüzden biz MHP olarak milli, dini ve ahlaki değerlerin her üçü yönünden de gelecek nesilleri güçlendirecek şuurun onlardan esirgenmemesini istiyoruz.

Dinini, milliyetini ve tarihini bilmeyen nesiller, başkalarının avı olurlar. Bu anlamda İmam Hatiplilere uygulanan katsayı adaletsizliğinin kaldırılması iyi olmuştur. İmam Hatip liselerinin orta bölümünün de açılmasını da biz MHP olarak gerekli ve zorunlu görüyoruz. Ancak dinini öğrenmesi ve bilmesi her Müslüman Türk çocuğunun hakkıdır. Bu nedenle bütün öğrencilere seçmeli olarak Kur’an’ı Kerim’i, Yüce Peygamberimizin hayatını, hafızlık derslerini ve İslami bilgileri öğrenmesini zorunlu görüyoruz. Kur’an-ı Kerim’in seçmeli ders olarak konulmasının bakanların ya da yönetmeliklerin inisiyatifine bırakılmaması ve bizzat dokuzuncu maddede açıkça seçmeli ders olarak, “Öncelikli olarak Kur’an-ı Kerim olmak üzere diğer seçmeli dersler” şeklinde ifade edilmesi doğru olacaktır”. Öyle de oldu!

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!