Terör örgütü kaleşlerle dağda barınamayınca el yapımı bombalarla mahallelerdeki hendeklere indiler. Hendeklerden kazıtılınca da canlı bombalarla ve bomba yüklü araçlarla kentlere sızdılar.
PKK terör örgütü “özerk bölge” elde etmek için gerçekleştirdiği “kıra dayalı şehir gerillacılığı” faaliyetleri hezimete uğramıştır. PKK’nın eli kanlı kurmaylarının başlattığı “devrimci halk savaşı” paradigması ise arkasına halkı alamayınca iflas etti. Böylece terör örgütü riski düşük, sayısı az militanlarla canlı bomba ve bombalı araç eylemlerine hız verdi.
PKK, halk nezdinde kaybettiği gücünü ve etkisini patlayıcılarla elde etmeye çalışıyor. Bombalı araç ve canlı bombalarla PKK eylem kapasitesinin var olduğunu gösterme cabası içindedir.
Örgüt canlı bomba eylemleriyle dikkatleri Suriye’den Türkiye’nin içine çevirmiş oluyor. Böylece kanlı örgüt, hem Türkiye’yi istikrarsızlaştıracağını hem de Türkiye’nin etkisini Suriye’de sınırlayacağını düşünüyor.
PKK’nın “öz savunma” adı altında kentleri kontrol etme hevesi kursağında kalmıştır. Bu nedenle terör örgütü eylemlerini Türkiye’nin geneline yaygınlaştırmaya çalışıyor. Örgüt eylemlerini İstanbul, Gümüşhane, İzmir’e kaydırarak doğuda kaybettiğini batıda telafi etme stratejisi izliyor.
PKK aynı zamanda Türkiye’de kaybettiğini Suriye’nin kuzeyinde elde edeceği kazanımlarla dengelemeye çalışmaktadır.
Türkiye’de hendek ve barikatlarla inşa etmeyi tasarladığı “özerk bölge” hayali kazılan çukurlara gömülen PKK, ABD ile işbirliği sayesinde Suriye’nin kuzeyinde elde ettiği kazanımları kalıcı hale getirmek için elinden geleni yapmaktadır.
İktidar çözüm sürecine zorlanacak!
Kuzey Suriye’de durumunu güçlendirecek olan PKK, Rusya-ABD-İngiltere üzerinden Türkiye’yi “çözüm masasına oturtma” stratejisi izliyor.
Önümüzdeki günlerde Türkiye’de en sık duyulacak sözlerin başında “çözüm sürecine dönüş”, “sorunu masada halletmek”, “siyasi çözüm” sözleri olacaktır. Örgüt ciddi kayıplara uğradığı her dönemde zaman kazanmak ve toparlanmak için sivil çözüm tartışmalarına ihtiyaç duymuştur.
Daha önce yapılmış olan bu tür tartışmalar “çözüm süreci”ni ortaya çıkarmış, çözüm süreci de Türkiye’yi bu duruma getirmişti.
Terör örgütü ve onun siyasi temsilcileri şimdiden askeri yöntemlerle terör sorununun çözümlenmesinin mümkün olmadığına ilişkin psikolojik bir iklim yaratmaya çalışmaktadır. Tartışmalar demokrasi güvenliğin, güvenlikte demokrasinin alternatifi olmadığını bilemeyecek kadar naif kafalar arasında geçmektedir.
PKK’ya zaman ve zemin kazandıracak bu tür tartışmalara devlet yetkililerinin izin vermemesi gerekir. Terörlü mücadelenin her alanda ve her biçimde kesintisiz sürdürülmesi zorunludur!
PKK’nın Türkiye dışındaki kazanımları!
Terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı doğrudan Batı medeniyetini tehdit eden IŞİD’e karşı bölgede alternatif bir görüntü verdi. PKK, PYD makyajıyla laik, seküler ve sol yanını öne çıkararak kendisini Batıya pazarladı. Böylece PKK, ABD özelinde IŞİD karşıtı koalisyonunu önemli bir aparatı haline getirildi.
ABD gerçek anlamda Suriye’de PYD’yi kara kuvveti gibi kullanmaktadır. Türkiye’ye rağmen ABD PYD’ye terör örgütü diyememektedir. İşin daha vahim yanı ABD ve Fransa gibi ülkelerle PYD-PKK birlikte IŞİD’e karşı savaşmaktadır. Bu durum Türkiye’nin çıkarları yönünden vahim sonuçlar doğuracaktır.
Diğer yandan PKK Avrupa’da IŞİD’le savaşan bir kurtuluş örgütü gibi kendisini pazarlamaktadır. Bu konuda PKK’nın propaganda makinesi çok ciddi mesafe almıştır. Bu yüzden TSK’nın PKK’ya karşı yürüttüğü mücadeleyi Muhammet Ali’nin cenaze törenindeki haham alçakça “Türkiye’nin Kürtleri öldürmesi” olarak niteleyebilmiştir.
Suriye’de devletleşen PYD’nin üzerinden meşruiyet devşiren PKK, terör örgütü listesinden çıkmak için ciddi girişimlerde bulunmaktadır. Bunu görmek gerekir. Giderek Suriye’de devletleşen PKK’nın Türkiye’ye terör ihraç etme yeteneğinin her zaman var olacağını gözden ırak tutmamak gerekir.
Terörün kazandığı yeni boyutlar da dikkate alınarak terörle mücadele uzun vadeli, bütünsel, sürekli ve kurumsal bir biçimde sürdürülmelidir!
