TEMA Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hikmet Öztürk, “Her yere gelişigüzel ağaç dikilemez, doğa size hangi türü istediğini söylüyorsa, o bölgede o ağaç dikilir” dedi.
Hürriyet gazetesinden Ömür Kurt’a konuşan TEMA Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hikmet Öztürk, orman yangınları sonrasında yapılması gerekenleri anlattı.
Yanan bir bölgenin ağaçlandırılması için ne kadar zamana ihtiyaç olduğu sorusuna Öztürk, “Bu konu yanan alanın büyüklüğüne göre değişiklik gösterir. Öncelikle bölgede yanan, tahrip olmuş ağaçların çıkarılması gerekir. Ardından bu sahanın ağaçlandırma etüt çalışması yapılması için bir süreye ihtiyaç vardır. Bu işlemlerden sonra ağaçlandırma çalışmalarına dair hazırlıklar başlar. Karşımıza “Sahayı ağaçlandıracak uygun fidan var mıdır” sorusu çıkar.” dedi.
Yangından ortalama 1.5 yıl sonra ekime başlanabileceğini belirten Öztürk, “Eğer uygun fidan yoksa, o fidanın da fidanlıkta büyütülmesi gerekir. Bir fidanın büyütülüp sahaya ulaşması için de ayrıca ortama 8-10 aya ihtiyaç vardır. Temmuz ayında çıkan yangını ele aldığımızda yaklaşık ekim/kasım aylarına kadar saha incelemesi yapılacaktır. Nerede ağaçlandırma çalışması yapılacağı, nerede kendiliğinden topraktaki tohumlarla gerçekleşecek çimlenme yapılacağı belirlenecek. Tohum için ocak-şubat aylarını beklemek gerekecek. Büyüme periyodu 10 ay ise, 2022 kasım-aralık en erken dikim tarihi olarak karşımıza çıkacaktır. Kızılçam için konuştuğumuzda, nisan-mayıs ayında kozalak hasadına başlamak gerekir. Kozalaktan tohum çıkarma işlemi devreye girer. Bu da yanan alandaki ekim süresinin 2.5 yıla uzaması anlamına gelir” şeklinde konuştu.
Kızılçamın diğer türlere göre hızlı büyüdüğünü söyleyen Öztürk, şöyle devam etti:
“Bu ağaçların tekrar, yanmadan önceki büyüklüklere ulaşması yaklaşık 30-50 yıl alabilir. Bu, toprağın özelliğine, derinliğine, yağış miktarına, bulunduğu konuma göre değişiklik gösterir. Fidanlar dikilen bölgelere göre farklılık gösterir. Bütün yanan alanlar ağaçlandırılmaz, fidan dikilmez. Yeterince yaşlı ağaçların bulunduğu ve toprakta yeterli yaşayabilir tohum olduğu görünen alanlar, o tohumlar çimlenerek yeniden orman oluşturduğundan, gelişimi için bırakılabiliyor.”
‘Doğa size hangi türü istediğini söylüyorsa o bölgede o ağaç dikilir’ diyen Öztürk, “On binlerce yıldır o bölgede hangi ağaç türünün yaşayacağını doğa kendisi belirlemiştir. Başka ağaç türünü getirdiğinizde, adaptasyon sorunları, hastalık ve büyüme gerilikleri gibi sorunlar ortaya çıkar. O nedenle kural eski orman nasılsa benzer yapıda ormanın kurulması beklenir. Öte yandan ağaçlandırma çalışmaları yapılırken, mümkün olan yetişme ortamlarında karışık ormanlar kurulabilir” değerlendirmesinde bulundu.