H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

Diyalog: “Davul Tozu, Minare Gölgesi”

Ruhban Okulu konusuna, iktidarın yumuşatarak yansıtmaya çalıştığı gibi, diyalog ve kardeşlik gözüyle değil de; ‘haçlı düşüyle’ bakan zihinlerin gözünden bakalım bir de. Hatta derinlere inersek, Haçlının gözüne batan ‘minare’ kısmını da daha iyi görebiliriz diye düşünüyorum.
 
Gerçek şu ki, yapılmak istenen “Dinler arası diyalog” adı altında, Haçlı projesinin bir ayağı olan ruhban okulunu çalışır duruma getirmek; devamında ise İstanbul içinde bağımsız bir ‘Rum Ortodoks’ cemaati oluşturarak, (devlet içinde) devlet statüsünde bir  (Haçlı) din devleti kurmaktır.
 
Bu sona ulaşmak için atılacak adımlar elbette belirlenmiştir. ABD Başkanı Obama’nın: “Ruhban Okulu’nu açın” direktifine uyumlu, Rum cemaatinin isteklerine olumlu cevap verecek şekilde kamuoyu yaratmak ve siyasi ortamını hazırlamak bu planın ilk parçaları.
 
Amerika’nın derdi (din üzerinden) bu coğrafya üzerinde güçlenmek. Bunu da elbette, bu topraklarda yaşayan ‘Rum cemaati’ üzerinden yapmak istiyor. Bu siyaseti devam ettirmek adına ülkemiz insanını amaca uygun,  istenilen şekilde düşündürüp, yönlendirmekte de maalesef, iktidar partimize yüklenmiş bir görev gibi gözüküyor. Bütün bunlar iktidarın eliyle şekillenirken; Türk milletinin gözünü boyamak adına kurulan pazarlık tezgâhında ki camiyle de, isteklerimizin Batılı tarafından yerine getiriliyor havası yaratılmak isteniyor.

Nihayetinde, başkentinde cami olmayan tek Avrupa ülkesi olma özelliği taşıyan Yunanistan’ın, yıllar sonra yerine getireceği cami isteğimizin arkasında da, ‘diyalog’ adı altında, gizli kötü bir iktidar paylaşımı olduğunu; ‘Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis’in ülkemizi ziyareti sırasında söylemiş olduğu: “İkili ilişkilerin gerçek anlamda ilerlemesinin tek yolunun Ruhban Okulu’nun açılmasıdır.” şeklinde ki ifadesinden anlıyoruz.
 
Bunun üzerine çok geçmeden Yunanistan hükümeti; Atina’nın Votanikos semtindeki Yunan Deniz Kuvvetleri’ne ait eski bir garajdaki depo’yu camiye dönüştüreceğini açıklıyor. Yapılacak caminin: İki yüz bin Müslüman’ın yaşadığı başkentte; sadece üç yüz elli kişinin ibadet edebileceği büyüklükte olması ve mimarisin, Osmanlı değil de, Avrupa mimarisi tarzında olması sebebiyle, sadece göz boyamak amaçlı yapılacağı aşikar.
 
Maketinde gördüğümüz kadarıyla da şeker kutusuna benzeyen bu cami’nin; ‘çevreye uyumsuz olduğu gerekçesiyle’ minareleri de yok. (Hani dua ederken semaya kalkan eller gibi, ta uzaklardan: “Ey Müslümanlar ben buradayım.” diyerek bizleri ibadete davet eder gibi, bin bir nefesi gökyüzüne ulaştıran can direğimiz İslam işaretimiz olan minareler.)
 
Bu inkar, bu düşmanlık, hangi diyalog projesinin içinde yer bulur ki acaba? Yunan’ın bu kararlarına onay vermek, Müslüman’a ‘ezansız namaz kıl’ demek gibi bir şey değil de nedir?
 
Türk milletine başarı gibi sunulan (camiye karşılık) bu pazarlıkta, bizden karşılık olarak istenen şey ise: Öncelikle Rum Patrikhanesinin, Ekümenik (bütün Ortodoksların lideri olma) iddiasında yol almasının önünü açmamız; Ruhban Okulu’nun, Rum Patrikhanesi idaresine bağlı olarak, yabancı öğrencilerin kabul edilmesi ve bu yabancıların bir kısmına Türk vatandaşlığı verilerek Patrikhane ve bağlı kiliselerde istihdamının sağlanması isteği oluyor.
 
1927’den bu yana azalan nüfusuyla varolma mücadelesi veren ‘Türk Rum cemaatinin’ en önemli dayanağı, şüphesiz ‘Fener Rum Patrikhanesi’; bu hızlı yok oluşa karşı bulunan formül ise Heybeliada’daki Ruhban Okulu’nun (cemaatin istediği şekilde) yeniden açılması oluyor.
 
Bu dayanağın iç sesi nedir derseniz, elbette beş yüz yıllık Bizans’ı geri alma düşü; dış politikada Ortodoks (Moskova’ya karşı ABD) gücü, içeride Fener’in Vatikanlaşması’dır derim.
 
Ah ülkem ahh. Türk kimliğin İmralı’da pazarlık konusu oldu. İslam kimliğin de Yunan sofrasında (Ruhban Okulu adına) haraç-mezat. Allah aşkına, peki bizi yönetenler hangi başarıyı ortaya koydular? Hepsi: “Davul tozu, minare gölgesi”

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!