Nazım Peker
Nazım Peker

Bitişik Eğik Yazı Fiyaskosu

Türkiye gündemi öylesine dolu ve meşgul ki, burnumuzun dibinde evlerimizin içinde olan felaketin farkına bile varamıyoruz. Bilindiği gibi ülkemiz eğitim ve öğretiminde “Bitişik eğik yazı” yaygın bilinen dıyla “EL YAZISI” sistemine geçilmişti. Ben sisteme değil sistemin geldiği noktaya karşıyım.
 
Büyük bir ilimizde misafir olarak bulunmaktayım. Kendim emekli öğretmen olduğum için öğrencilerimizin yazıları dikkatimi çekti. Burada çok değerli iki özel okul ile çok meşhur bir devlet okulumuzun üçüncü sınıflarının test kâğıtlarını görme fırsatım oldu.
 
İnanır mısınız yazılar o kadar kötü ki. Ne okunabiliyor ne de anlaşılabiliyor.
 
Üçüncü sınıfın üç sınıfında okuyan toplam öğrencilerden bir tekinin bile yazıları düzgün değil. Okunması zor, harfler anlamsızlaşmış, “f” ile “t” öyle hatalı ki hangisinin hangisi olduğunu inanın o kadar test kâğıdında doğru dürüst ayırt edemedim. Diğerleri de pek doğru ve sağlıklı değil.
 
Bu yazı, ya bizim el alışkanlıklarımıza uygun değil ya da alt yapımız yetersiz. Öyle görünüyor ki gelecekte yazdıkları okunmayan ve anlaşılamayan bir nesille karşı karşıya kalacağız.. Bitişik dik yazıyı Almanya’da iken görmüştüm, Alman okullarında bu uygulama var. Ama onların yazıları gayet güzel ve anlaşılırdı.
 
Sınıf öğretmenlerimiz, bitişik eğik yazıyı uygularken, branş öğretmenleri yazılanları okuyup anlayamadıkları için “düz yazıyı” tercih ediyorlarmış ve öyle yazmalarını istiyorlarmış. Bu ise başlı başına bir hata ve iki başlılık değil mi?
 
Bu uygulama yaklaşık sekiz yıldır yürürlükte. Benim neden şimdi ilgimi çekti? Çünkü ben de ilk defa yakından ilgilenmiş odlumda ondan
 
Ben şunu demek istiyorum: bizde bu uygulama pilot bölgelerde denenmeden, sonuçları görülmeden uygulanmış olmalı ki sonuç böylesine içler acısı.
 
Bu çocuklar bizim. Bu okullar bizim. Öğretmenler bizim, ülke bizim. Neden çocuklarımıza böylesine bir kötülük yapmaktayız ve bu hatayı devam ettirmekteyiz?
 
Bakanlığın buna derhal müdahale ederek, hata nerede ise düzeltilmesini ya da şimdilik bu sistemden vazgeçilmesi gerekir diye düşünmekteyim.
 
Geleceğimiz olan yavrularımıza yazık etmekteyiz onları, yazdıklarını okuyamaz ve okunmaz bir yaşama hazırlamaktayız. Bunu bu ülkenin evlatlarına reva görmek olası mı?
 
Yazıları gördükçe içim cız etti. Değerli ana-babalar siz yavrularınızın yazılarına bakmıyor musunuz, baktığınızda neler görmektesiniz? Yoksa ben mi yanılıyorum?
 
Belki müstesnalar olabilir. Ama şu bir gerçek ki, “İstisnalar kuralı bozmadığı gibi kural da olmaz..”Öğrendiğime göre her sınıfta bir iki bilemedin beş öğrencinin yazısı normal okunabilmekte imiş. Öğretmenler yazılılarda pek çok öğrencinin ne yazdığını okuyamadıkları için. “acaba doğru mu?” endişesiyle baş başa da kalmakta imişler.
 
Ben burada okullarımızı deşifre etmek, değerli öğretmenlerimizi, Milli Eğitim Bakanlığımızı töhmet altına sokmak istemiyorum. Gördüğüm bir hatayı ülkem ve ülkemin çocukları adına dile getirmekteyim. Hata ve olumsuzluk var ise düzeltilmesi ya da uygulamanın sonlandırılması da bir ERDEM değil midir diye düşünmekteyim.?
 
Esen kalınız.   
 

NOT: O kadar çok ödev veriliyor ki, öğrenciler okuldan da öğrenmeden de soğutuluyor.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!