İstedikleri bu idiyse oldu işte.
Alkışlattıra-alkışlattıra…
Suç ve suçluyu övdüre-övdüre…
Ellerini kollarını sallaya-sallaya…
Kırk küsur avukat, toplayabildikleri kadar zılgıt çeker ve slogan atarla geldiler.
Önce “Kürt Açılımı” sonra “Demokratik açılım” olmadı “Milli Güvenlik projesi” adı altında yedirmeye çalıştıkları, kimsenin sonunu göremediği, bu vatan hainlerine açılım, önce vatan diyenlere demir parmaklı kapatılım olarak kendisini gösteren ucube şey sayesinde geldiler.
Önceleri gecenin karanlığından faydalanıp, namluları ölüm kusarak, kahpece pusular kurarak, bombalar atarak gelirlerdi.
Şimdi ağa babalarının gölgesinde güya suça karışmamış olanlar sorgulanacak.
Sorgulananlarını büyük bir bölümü serbest bırakıldı. Bırakılacak.
İçişleri Bakanın açıklamasına bakılırsa daha bekledikleri var.
Dağdaki belli.
Eli silah tutan belli.
Gelsinler bakalım.
Gelecekler de.
Kendilerine verilen garantiler ve sözlerden faydalanabilmek için gelecekler.
İçişleri Bakanına göre daha yapılacak icraatlar var.
Var tabi…
Görmek istemeyenler çoğunlukta olsa bile, icraatlar adım-adım gerçekleşiyor.
Ülke bir eşiğe doğru götürülüyor.
Ne memleket yahu?
Ne yönetenler var yahu?
Bakın bu memlekette ;
“1984-2009 Ocak arasında terör örgütü 43 bin 505 olaya sebebiyet vermiş bu olaylarda 4 bin 241 asker, 217 polis memuru, bin 378 geçici köy korucusu şehid edilmiş, 5 bin 669 vatandaşımız hayatını kaybetmiş”(*)
Ve bu olayları gerçekleştirenler şimdi ellerini kollarını sallayarak gelenlerden.
Sanki hiçbir şey yapmamışlar.
Vatana baş kaldırmak suç değilse?
Salıverin hepsini gitsin.
Salıverin.
(*) Prof.Dr. Ümit Özdağ Pusu ve Katliamların Kronolojisi