Likidite, tahvil piyasası, önlemler

featured

ABD Hazine tahvilleri, çoğunlukla dalgalı vadeli blok alım satımları ve Birleşik Krallık hükümetinin bu haftaki yatıştırıcı mali bütçe u-dönüşü tarafından yönlendirilen uzun vadeli tahvil hariç salı gününü biraz daha hareketli kapattı. UST 2Y’nin getirisi %4.49 olurken, çok izlenen UST 10Y %4.07’de ve 15 yılın en yüksek seviyesinde kaldı. Piyasalar, 3 Kasım’da yapılacak bir sonraki FOMC toplantısında %3,75-4 aralığında 75 baz puanlık bir artışla tamamen fiyatlanıyor. Bu arada yatırımcılar, merkez bankası politikalarını, enflasyonu ve olası durgunluğu kapsayan belirsizlikler konusunda görüşlerle mücadele ediyor. Fed’in Ters Repo tesisindeki bakiyeler, devlet destekli kuruluşlardan gelen nakit fon piyasalarına girerken yeniden 2 trilyon doların üzerine çıktı. Hazine’den gelen açıklama QT ilerletilirken aynı zamanda piyasa likiditesinin de önemsendiğini gösteriyor: “ABD Hazinesi, piyasa likiditesini iyileştirmek için başlıca bankalara bazı ABD devlet tahvillerini geri alması gerekli olduğunu sordu“. Ağustos ayı TIC verilerine göre, Japonya’nın elindeki UST miktarı %2,8 azalarak 1199 milyar dolara geriledi. Bugün konut başlangıçlarını ve inşaat izinlerini kapsayan veri yayınlarına biraz dikkat edilecektir.

Özel sektör tahvillerinde 2 trilyon dolara yakın değişken faizli menkul kıymetler bulunmaktadır. Bu pazarda henüz bir kırılma görülmedi. Fed’in son toplantı tutanaklarında bu durum şöyle yansıma bulmuş: “Kurumsal tahvil spreadleri nette biraz daraldı ve kabaca tarihsel spreadlerin orta noktalarında kaldı. Hem politika faizlerindeki hem de şirket tahvili marjlarındaki artışları yansıtan şirket tahvillerinin getirileri, yılın başından bu yana önemli ölçüde yükseldi. Karşılaştırılabilir vadeli Hazine getirileri üzerinden belediye tahvili spreadlerini bir derece genişletti.”

Fed ekonomiyi resesyona sokmayan faiz artışları derecesini ayarlayadursun, çoğunluğun görüşü enflasyona karşı çok az şey yapmanın çok şey yapmanın maliyetinden daha fazla olacağı şeklinde. 10 yıllık tahvil faizleri bu konuda yeniden inisiyatifi eline almış durumda. Faiz oranı duyarlılığı arttıkça bunun verim eğrisinde de yansımasını izliyoruz. 30 yıllık Hazine getirisi, beklenenden daha sıcak gelen Eylül enflasyon verilerinin gelmesinden sonra 2011’den bu yana ilk kez kısa bir süreliğine %4’ü aştı. Kasım’da FOMC tarafından 75 baz puanlık olası bir faiz artırımının ardından, 14 Aralık için de art arda 5. bir faiz artırımının fiyatlaması ağırlık kazanıyor ve bu faiz artışı da jumbo boyutta olacağa benziyor. TÜFE tarafında yaşanan bu yükseklik ve katılık 2023’te %5’lik politika faizinin kartlara gireceğini gösteriyor.

Truss’un mali plandan geri adım atması biraz piyasaları rahatlattı, BOE ise geçici bono alımlarıyla piyasayı kontrol etmeye çalışıyor. BOJ ise yen ve getiriler nezdinde zorlanmaya devam ediyor. Para birimi müdahale seviyelerinin hemen üzerine gelirken, JGB getirisi %0,25 üzerinde kalıcılaşmaya başladığında politika değişikliğini zorlayan bir noktada olacaktır. İki merkez bankası açısından da hem kur hem de tahviller üzerinde kontrol sağlamak zor görünüyor. SNB de son toplantısında faizleri artırarak negatif faiz uygulamasına son verdi.

Türk varlıklarına bakacak olursak; devlet tahvilleri, ülkenin borç verenlerini merkez bankasının hırpalanmış para birimini destekleme stratejisinin bir parçası olarak daha fazla lira cinsinden menkul kıymet taşımaya zorlayacak bir kural değişikliğinden sonra yükseldi. 10 yıllık lira tahvil faizi 290 baz puan düşerek %10.22 ile rekor düşüş kaydetti. Lira ise çok az değişiyor.

Merkez bankası döviz mevduatlarından liraya çevrilmeyi teşvik etmeyi amaçlayan değişiklikleri duyurdu. Son hamlede, merkez bankası lira cinsinden menkul kıymet tesis oranını %3’ten %5’e yükselterek, borç verenleri menkul kıymetlerinin daha fazlasını lirada tutmaya zorladı. Merkez bankası, bu yıl ve 2023’te ek “liraizasyon stratejisi” adımlarının atılacağını söyledi. Bu tür önlemler, 2011’den bu yana en büyük düşüş yolunda, 2022 yılı için 10 yıllık lira tahvil getirilerini 1.277 baz puan aşağı çekmeye yardımcı oldu. Bunun asıl etkisi 5 yıl ve daha uzun vadeli tahviller üzerinde olacak. Bununla birlikte, getiri hamleleri, “gerçek yatırımcı tarafından değil, satın almak zorunda olan bankalar ve emeklilik fonları” tarafından yönlendirilen suni talebi yansıtıyor.

Kaynak: Tera Yatırım-Enver Erkan

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!