Erol Sunat

Yeni Normal

0
Paylaş

Erol Sunat, pandemi sonrası ortaya çıkan “yeni normal” kavramına eleştirel bir bakış açısı getiriyor. Metin, pandemi öncesi yaşamın ekonomik ve sosyal refahını vurgularken, yeni normalin getirdiği finansal zorlukları ve yaşam kalitesindeki düşüşü karşılaştırıyor. Ayrıca, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların dünya genelindeki krizlere karşı pasif kaldığına değinerek, insanlık, insaf, merhamet ve adalet gibi değerlerin bu yeni dönemde eksikliğini sorguluyor. Genel olarak, makale yeni normalin insan yaşamı üzerindeki olumsuz etkilerini ve toplumun bu duruma uyum sağlamakta yaşadığı güçlükleri ironik bir dille ifade etmektedir.

 

Pandemiden sonraki normalin adına “yeni normal” diyenler var.

Gerçekleri söyleyeceksek Pandemi de feleğimiz şaştı…

Pandemi öncesi kendimize ait bir normal halimiz, yaşantımız vardı.

Bizim normalimiz veda dahi etmeden hani ansızın derler ya, tam da öyle bir anda tasını tarağını toplayıp çekti gitti…

Beş yıl geldi geçti, ondan ne bir haber ne bir selam ne de bir iz yok. Sizin normal sizlere ömür, yenisiyle iyi geçinin diyenler çevirdi etrafımızı.

Virüs her birimizde ayrı biz iz bıraktı.  Korkuttu, ürküttü, silkeledi, sarstı, vurdu, kırdı, öldürdü, karantinada, yoğun bakımda entübe hallerde süründürdü. Kimimizi uçurumdan aşağıya attı, kimimizin kolunu kanadını kırdı, kimimizi dibin dibine attı, kimimizi oradan oraya fırlattı.

Sonra sular duruldu. Dalgalar sakinleşti, her şey yeni bir hale, yeni bir normale büründü.

Pandemi öncesi, Pandemi dönemi ve Pandemi sonrası normaller girdi hayatımıza…

Ne mi yaptık?

Alışamadık…

Ayak uyduramadık…

Kaldık duman içi dağlarda…

Kaybolduk çıkmaz sokaklarda…

*****

Bu normal bizi normalimiz değil dedik. Biz kendi normalimizde çok daha mesuttuk. Paramız yetiyordu mesela. Hayallerimizi gerçekleştirmek için sarılacağımız umutlarımız vardı.

Kira dert değildi. Borcumuz olsa da ödeyebiliyorduk.

Lakin bu normalde, borçlar, kartlar, zamlar, fiyatlar çöktü boğazımıza.

Görünmez eller nefessiz bıraktı bir çoğumuzu…

Kıpırdayacak halimiz kalmadı.

Borcu borçla ödemek gibi, dökme suyla değirmek döndürmeye kalkmak gibi çıkmazlara ve açmazlara sevk etti bizi bu yeni normal…

Defalarca sorduk…

Bu normalin, normal bir tarafı, esneyen, nefes aldıran, elimizden tutup da kaldıran bir tarafı yok mu?

Keşke bir cevap veren olsaydı da içimiz bu kadar yanmasaydı…

Nasıl bir normal bu Allah aşkına?

Normalde hayatınız düzene girer…Dertler azalır, yüzler güler, kalpler ferahlar…

Bizim o kaybettiğimiz, bizden alınan, bizden çalınan normalimiz bizi bu şekilde orta yerde çaresiz, kimsesiz bırakmazdı.

Bu yeni normal bizim değil…

Bizim değilse kimin?

*****

Hani adama sormuşlar…

Nasılsın?

Normal demiş…

Nasıl normal…

Normal işte…

Normal diyelim normal olsun…

Aynen iyi diyelim iyi olsun der gibi…

Normale dönüp dönmediğimize bakılmaksızın, yeni oluşan halin adı bu…

Tahminimizce, bu normalin eski normalden bir farkı yok denemediği için adı yeni normal…

Ancak bu normal, nasıl bir normal?

Değişik bir sarmal…

Sonra…

Kime göre normal?

Bizim neyimiz normal?

Neremiz normal?

İşin o tarafı eskiye bakarsanız anormal, lakin yeni normal deyip geçmek herkesin kolayına geliyor gibi…

Yaşadığımız normal olmayan normallere bakarsanız, bu normal, normal olmayan bir yerlerde…

İki ayağı bir pabuçta…

Çıkmaz sokakların en karmaşığının tam ortasında…

*****

Dünya normal denen hali kabullenmekte o denli güçlük çekiyor ki, koskoca Birleşmiş Milletler geçenlerde Gazze’yi kıtlık bölgesi ilan etti…

Nihayet demek bile teselliden o denli uzak ki…

Gazze neredeyse haritadan silindikten sonra, 65 bin kişi hayatını kaybettikten sonra, taş üstünde taş kalmadıktan sonra…Halen bombalanmaya devam ediliyorken bile İsrail’in elini kolunu tutan yok.

Günaydın Birleşmiş Milletler….

Doğu Türkistan konusunda, Çin zulmü konusunda da Uygur Türklerinin feryatlarını ne zaman duyacak ne zaman bir açıklama yapacaksın?

Günlerce Çin zulmünü protesto için Gökbayraklarıyla yürüdü Uygur Türkü kardeşlerimiz ne gören ne duyan olmadı…

Birleşmiş Milletler duymaz, bizler duymayız, gören gözler görmez…

Neyimiz normal? Neremiz normal? Hangimiz normal?

*****

Bu yeni normalin eski normali hatırlatan herhangi bir tarafı, o bildiğimiz normalden bir esinti falan var mı?

Yok mu?

Ne var bu yeni normalde?

İnsanlık yok, insaf yok, merhamet yok, adalet yok…

Ne diyorsunuz?

Hiç normal değil mi diyeceksiniz?

Hadi canım…

Keşke diyeceğiz, keşke bile arada kaynayıp gidecek…

Yaşadıklarımız hiç normal değil mi diyorsunuz?

Yeni normal belki de böyle bir şey…

Alışırsın…

Hatta alışır gidersin farkında olmadan…

Bir bakmışsın kabullenmiş gitmişsin…

Bakın mesela…

Dünyada etin kilosu 275 lira, yani 6 dolar civarında. Bizde, kasaplarda yedi yüz, marketlerde beş yüz ve üzeri…

Normal mi?

*****

Ağız tadıyla şöyle hesaplı tarafından bir bardak çay içemeyen insanlar olmamız normal mi?

Simit bazı şehirlerimiz de 20 lira…Çayın yanına her zaman yakışan simidi alırken düşünüp kalmamız normal mi?  

Yeni normal sınırları zorluyor.

Lakin hiçbir şey normale dönebilmiş değil.

Normal nasıl bir şeydi onu bile unuttuk. Esas itiraf edemediğimiz şey …

Yeni normale alışabildik mi?

Yeni normalde ne arasanız var, market rafları lebalep dolu…

Lakin o raflardaki ürünleri alabilecek para var mı?

Yeni normal merak etmez mi, sormaz mı bu durum neden böyle diye?

Sormuyor, merak etmiyor, paran varsa alırsın, yoksa bakar kalırsın gibi bir şeyler söyleyecek, onu da şimdilik kaydıyla söyleyemiyor…

Rahmetli Orhan Veli, “Bedava” şiirinde şöyle diyordu;

“Bedava yaşıyoruz, bedava; / Hava bedava, bulut bedava; / Dere tepe bedava; / Yağmur çamur bedava; / Otomobillerin dışı, / Sinemaların kapısı, / Camekanlar bedava;”

Biz ondan ilham alarak şöyle diyelim;

Pazar tezgahlarına bakmak bedava, market reyonlarını dolaşmak bedava, ıspanak kaça, taze fasulye kaç lira, balık ne kadar oldu, soğan patates ne civarda diye sormak bedava…

On beş bin lira maaşla yeni normalin ortasında daha da ne yapacaksınız başka?

*****

Yeni normalde tek bir şey yok…

İnsanların maaşlarına dokunma gibi, güncelleme gibi bir güzellik…

Neden yok?

Bilen yok?

Yeni normal böyle devam ederse ne mi olur?

Aşkımız bitecek böyle giderse şarkısı yalan olur…

Aşk biter, yol biter, günah benden gider benzeri kelamlar çıkar ortaya…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!