Atsız Burucu
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Üzgünken Karar Verme, Mutluyken Söz Verme, Kızgınken Yanıt Verme

Üzgünken Karar Verme, Mutluyken Söz Verme, Kızgınken Yanıt Verme

0
Paylaş

Bu alıntılar, Atsız Burucu’nun “Üzgünken Karar Verme” adlı metninden alınmıştır ve hayat tecrübesine dayanarak insan hatalarının en sık yapıldığı üç anı ele almaktadır. Yazar, yaşamda en büyük hataların üzgünken karar verme, mutluyken söz verme ve kızgınken yanıt verme anlarında yapıldığını savunmaktadır. Metin, üzüntünün gerçeği çarpıtarak geçici duygularla kalıcı kararlar alınmasına yol açtığını; mutluluğun ise abartılı bir coşkuyla geleceğin yükünü taşıyacak sorumsuz sözler verilmesine sebep olduğunu açıklamaktadır. Ayrıca öfke anında verilen yanıtların en yıkıcı hatalardan biri olduğunu belirterek, dingin kalmanın, beklemeyi ve susmayı bilmenin yaşamın incelikli sanatı olduğunu vurgulamaktadır. Genel olarak, parçalar duygusal yoğunluk anlarında mantığın devre dışı kaldığına dikkat çekerek, olgunluğun duyguları bastırmak yerine onları tanıyıp yönetmekle elde edildiği fikrini işlemektedir.

 

Yaşam bana şunu öğretti: insanın en çok hata yaptığı üç an vardır — üzgünken karar vermek, mutluyken söz vermek, kızgınken yanıt vermek. Bu üç hal, insanın ruhunu farklı yönlere savurur; akıl pusulası şaşar, sözcükler ve eylemler duyguların gölgesine düşer.

Üzgünken karar vermek, bir sisin içinde yön bulmaya benzer. Üzüntü, gerçeği olduğu gibi değil, eksik ve bulanık gösterir. İnsan o anda bir çıkış arar; kaçmak ister değiştirmek ister kurtulmak ister. Ama o kararlar, geçici bir duygunun kalıcı izlerini taşır. Oysa her fırtına diner, her gece sabahı getirir. Karar, gözyaşının değil, dinginliğin ardından verilmelidir.

Mutluyken söz vermek ise başka bir tuzaktır. Coşku, insanı olduğundan güçlü hissettirir. Her şeyi başarabileceğini, herkesi mutlu edebileceğini sanır. Oysa mutluluk geçer, sorumluluk kalır. Verilen söz, yalnızca o anın değil, geleceğin yükünü de taşır. Söz vermek bir heves değil, bir irade işidir.

Kızgınken yanıt vermek, belki de en yakıcı olanıdır. Öfke, insanın yüreğini yakar ama en çok dilini yakar. O an söylenen bir cümle, yıllar sonra bile yankılanabilir. Sessizlik bazen zayıflık değil, bilgeliktir. Çünkü her yanıt hak edeni için değil, zamanı geldiğinde anlam bulur.

İnsan, duygularını bastırarak değil, onları tanıyarak olgunlaşır. Ruhun fırtınaları arasında dingin kalabilmek; beklemeyi, düşünmeyi, susmayı bilmek, aslında yaşamın en ince sanatıdır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haberiniz ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!