Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

KURTULUŞUN İLK ADIMI / SAMSUN’A ÇIKIŞ

KURTULUŞUN İLK ADIMI / SAMSUN’A ÇIKIŞ

19 Mayıs 2021 günü Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışının 102. Yılı.

18 Mayıs 2021 günü, akşam TV kanallarında 19 Mayıs ile ilgili programları izleyeyim, yarın için bir yazı yazmayayım dedim.

Akşam 20.30’dan 23.00’e kadar 40’ın üzerinde TV kanalına baktım. Kendilerini “Atatürkçü-Cumhuriyetçi” diye tanıtan kanallar dahil hiç birinde 19 Mayıs’ın anlam ve önemi ile ilgili bir yorum veya canlı yayın göremedim. Düşündüm..

Daha önce yazdığım, ileride kullanmayı düşündüğüm yazı serisinden bir yazıyı sizlerle paylaşmaya karar verdim.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.

***

İstanbul, 13 Kasım 1919 günü 22’si İngiliz, 17’si İtalyan, 12’si Fransız, 4’ü Yunan donanmasına ait 55 düşman savaş gemisi tarafından işgal edildi. Gemiler toplarını Dolmabahçe’den itibaren İstanbul’un üzerine çevirdiler. Gemilerden çıkan askerler İstanbul’u işgale başladılar.

Yerli Rumlar ve diğer azınlıklar sokaklara çıkıp, işgalcileri karşıladılar. İstiklal Caddesi yerlere kadar uzanan Yunan bayraklarıyla süslendi. Müttefikler aynı gün Musul ve İskenderun’u da işgal ettiler.

Mustafa Kemal, yanında yaveri Cevat Abbas olduğu halde aynı gün trenle İstanbul’a geldi. Şehir hatları vapuru ile düşman gemilerinin arasından geçerek Karaköy İskelesi’ne yanaştılar. Bu durum Mustafa Kemal’i çok etkiledi. Bir arabaya binerken savaş gemilerine bir daha bakar ve yaverine dedi ki:

“Gelirler…Geldikleri gibi giderler…”

İşgalin ilk günlerinde İngilizler Bahriye Nezareti’nden (Denizcilik Bakanı) dört otomobil istiyor ve alıyorlar. 400 İngiliz askeri, “İngiliz Sefaretinin Muhafız Kıtası” olarak karaya çıkıyor, bando eşliğinde yürüyüş yapıyor. Fransızlar Beyoğlu’nda beğendikleri on kadar büyük binanın “15 saat içerisinde boşaltılmasını  istediler.” Elde bulunan tüm benzin stoklarına el koydular. (1)

Mustafa Kemal, ülkenin yaşadığı bu sıkıntıyı atlatmak için padişah Vahdettin ile hemen görüşmek istiyor. Görüşme 22 Kasım 1919 günü gerçekleşiyor. Konuyu anlatmaya çalışırken padişah araya girerek diyor ki:

“Ordunun kumandan ve subayları seni çok severler, bana güvence verir misin ki, onlardan bana bir fenalık gelmeyecektir?” (2)

Görüldüğü gibi padişah önce kendi makamını düşünüyor.

Padişah, İstanbul’un işgalinden sonra işgalcilerin her isteğini yapıyor. Bazen acı itiraflarda bulunuyor. Örneğin 27 Ocak 1919 günü Başkatibi Ali Fuat Türkgeldi’ye şöyle yakınıyor:

“Yabancılar pek acımasız. Gece gündüz çektiğimi bir Allah bilir, bir ben bilirim. Bize baskı ile millet meclisini dağıttırdılar.” (3)

Mustafa Kemal kurtuluşun İstanbul’a kalarak değil, Anadolu’da halkı aydınlatarak gerçekleşeceğini düşünüyor. Bir gün İsmet İnönü’ye, Anadolu’ya geçecek en kolay mıntıka ve yolun hangisi olduğunu soruyor. Şu cevabı alıyor:

“Yollar çok, mıntıkalar çok.” (4)

İngilizler ve Fransızlar öne çıkmak için İstanbul’da yarışa girerler. 7 Şubat 1919 günü İngilizlerin Suriye ve Kilikya’daki İşgal orduları komutanı Mareşal Allenby, 8 Şubat 1919 günü Fransız Mareşal d’Esperey İstanbul’a geliyor. Allenby, Osmanlı hükümeti ve üyelerini aşağılıyor, Mustafa Kemal’in İstanbul’daki varlığından rahatsız oluyor. “Mustafa Kemal’i Irak’taki 6. Orduya gönderin” diyor. D’Esperey Salı Pazarı’nda rıhtıma çıkıyor; Ermeni, Rum ve Fransızlar kendisini coşkuyla karşılıyorlar. D’Esperey için 21 pare top atılıyor, dizginsiz bir at ile Galata Köprüsü’nün üstünden geçerken atı Osmanlı bandosunun sesinden ürküyor, bir kırbaç işaretiyle bandoyu susturuyor. (5)

İstanbul hükümeti, Allanby’in Mustafa Kemal’i Irak’a gönderme önerisine uyuyor, Mustafa Kemal’e 6. Ordu Komutanlığı’nı öneriyor. Oyunun farkına varan Mustafa Kemal bu görevi kabul etmiyor. Bunun üzerine Mustafa Kemal’in yaver ve otomobili alınıyor, ödeneği kesiliyor. (6)

Mustafa Kemal İstanbul’da boş durmuyor. Fevzi Çakmak, Rauf Orbay, İsmet İnönü, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir gibi kişilerle konuşma ve planlar yapıyor. İngilizler bunu farkına varınca; 28 Şubat 1919 tarihli bir raporla, Mustafa Kemal ve bazı yurtseverin tutuklanmasını istiyorlar. (7)

İstanbul işgal altında iken Padişah Vahdettin ve Sadrazam Damat Ferit 21 Mart 1919 ve 30 Mart 1919 günlerinde İngilizlere yaptıkları müracaat ile Osmanlı’nın İngiliz mandası olmasını istiyorlar. (8)

İçimizdeki Rum, Ermeni gibi azınlıklar İstanbul, Samsun gibi illerimizde bir taraftan halka saldırıyor, bir taraftan da: “Azınlıklara kötü muamele ediyorlar” diyerek halkı hükümete şikayet ediyorlar.

İstanbul Hükümeti ve İşgalciler Mustafa Kemal’in İstanbul’da oluşundan rahatsızdırlar. Bu soruna çözüm bulmak (!) için Padişah ve Damat Ferit hükümeti Samsun ve çevresindeki şikâyetleri araştırmak adına Mustafa Kemal’i 9. Ordu Müfettişi olarak yöreye gönderme kararını alıyor. Harbiye Nazırı Şakir Paşa Mustafa Kemal’i çağırıyor, 9. Ordu Müfettişi olarak atandığını bildiriyor. Mustafa Kemal için iyi bir fırsat doğmuştur. Müfettişlik görev ve yetkilerini belirten yazı, Mustafa Kemal’in isteği doğrultusunda hazırlanıyor. “Harbiye Nâzırı Mehmet Şakir Bin Numan Tahir” mührüyle Mustafa Kemal’e verilir. (9)

Mustafa Kemal’e verilen teftiş görevi yazısında: “Asayişsizliğe sebep olan hadiselerin tespit edilmesi, ötede beride dağınık olarak bulunan cephane ve silahların toplanıp depolanması, silahların kontrol altına alınması, toplantılara engel olunması, halk sağlığına yardım edilmesi” isteniyor. Damat Ferit Mustafa Kemal’den kuşkulandığı için yola çıkmadan ağzını arıyor:

“Samsun havalisinde ne yapacaksın” diye soruyor. (10)

Mustafa Kemal ve karargahı 16 Mayıs 1919 günü Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan yola çıkıyor. İngilizler İstanbul’a giriş-çıkışa vize uygulamaktadır. Vapur kontrol edilirken Mustafa Kemal arkadaşlarına şunları söylüyor:

 “Ahmaklar. Biz kaçak eşya veya silah götürmüyoruz, azim ve iman götürüyoruz. Bunlar bir milletin istiklâl aşkını ve mücadele azmini takdir edemezler. Bütün güvendikleri maddi kuvvettir.” (11)

Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919 günü sabah erkenden Samsun’a geliyor. karargâhı ile birlikte iki ayrı otele yerleşiyor. Şehrin merkezinde İngiliz askerleri, liman ve kıyılarda İngiliz, Yunan gemileri dolaşmaktadır. Samsun ve çevresi Pontus eşkıyasının baskısı altındadır.

Mustafa Kemal 25 Mayıs’a kadar Samsun’da kalıyor. “Düşünüp taşınıyor, şehir ve bölgenin havasını kokluyor.” Samsun’a geldiği gün Sivas, Van, Erzurum, Trabzon, Ankara, Kastamonu, Elazığ, Diyarbakır Valilikleri ile Erzincan Mutasarrıflığına, Erzurum’daki 15. Kolordu,  Ankara’daki 20. Kolordu Komutanlıklarına birer telgraf çektiriyor. Sorumlulukları dahilindeki bölgenin asayişi ile ilgili bir rapor hazırlayıp acilen kendisine göndermelerini istiyor.

Mustafa Kemal 20 Mayıs 1919 günü Sadaret Makamı’na bir yazı gönderiyor.  Yazıda, İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalinin millet ve orduyu derinden üzdüğünü, belirtiyor; padişah ve hükümetin teşebbüse geçmesini istiyor. 21 Mayıs günü Erzurum’daki 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir’e bir telgraf çekiyor; kendisiyle buluşmak istediğini, kendini aydınlatacak bilgiler varsa bildirilmesini istiyor. (12) 21 Mayıs günü tuttuğu raporda, Rum ve Ermeni çetelerinin bölgedeki faaliyetlerinde siyasal amaçlar bulunduğunu, yöredeki  Pontus idealinin Rum Metropoliti Germanos tarafından idare edildiğini belirtiyor.

Mustafa Kemal 23 Mayıs 1919 günü Ankara’da bulunan 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa’ya çektiği bir telgrafta, Samsun’a geldiğini, kendisiyle daha sıkı temas kurmak istediğini belirtiyor. Aynı gün 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir’e çektiği telgrafta İzmir’in Yunanlılarca işgalinin protesto edilmesini, ordunun buna destek vermesini istiyor. 24 Mayıs 1919 günü Erkan-ı Harbiye Riyaseti’ne çektiği telgrafta: “İtilaf Devletleri bölgedeki jandarma sayısını az tutmuşlar. İç asayişin sağlanması için bölgede en az 70.000 jandarma olmalı” diyor. 25 Mayıs 1919 günü Samsun’dan Havza’ya hareket ediyor.

Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışından on gün sonra yurdun dört bir tarafında işgaller protesto edilmeye, İstanbul hükümeti ve Padişah’a telgraflar çekilmeye, mitingler yapılmaya başlıyor. Harbiye Nezareti kaygılanmaya başlıyor, gelişmelerin nedenlerini Mustafa Kemal’e soruyor. Mustafa Kemal İstanbul’a çektiği telgrafta diyor ki:

“Milletin göğsünden fışkıran üzüntünün birer yankısıdır, işgal ve cana kıymalar sürerse başkaldırılar artar, sorumlusu da ben olmam..”

Müttefiklerin Karadeniz Ordusu Komutanı General Milne 6 Haziran 1919 günlü Osmanlı Hükümeti’ne bir yazı göndererek Mustafa Kemal’in yanındaki kişilerle birlikte derhal İstanbul’a çağrılmasını istiyor. Mustafa Kemal Samsun yoluyla İstanbul’a gönderilmekte olan 10.000 tüfeğin sürgü kolu ile 12 top kamasına el koyuyor, Havza silah deposundaki silahları halka dağıttırıyor.

Tarih 8 Haziran 1919. General Milne’den sonra Yüksek Komiser Calthorpe da İstanbul Hükümeti’ne şu direktif veriyor:

“Karışıklık çıkaranların başını Mustafa Kemal çekiyor, derhal görevden alınsın.”

Aynı gün İngiliz Askeri Ataşesi Deeds, Şeyh ül İslam Mustafa Sabri’yi ziyaret ediyor. Mustafa Sabri de Mustafa Kemal’in görevden alınması için yaptıkları girişimler nedeniyle İngilizlere teşekkür ediyor. (13)

 

  KAYNAKÇA:

(1) Yılmaz Çetiner Son Padişah Vahdeddin. s. 43-44,

(2) Alev Coşkun, Samsun’dan önce Bilinmeyen 6 Ay, s. 55.

(3) Alev Coşkun, a.g.e. s. 108 (Ali Fuat Türkgeldi’den naklen.)

(4) Alev Coşkun, a.g.e. s. 183, Falih Rıfkı Atay, Çankaya s. 158.

(5) Alev Coşkun, a.g.e. s. 223, 224.

(6) Alev Coşkun, a.g.e. s. 230, 231.

(7) Alev Coşkun, a.g.e. s. 241, 242.

(8) Alev Coşkun, a.g.e. s. 288. (S. Rasih Sonyel’in kaynak göstererek)

(9) Alev Coşkun, a.g.e. s. 357-360.

(10) Hikmet Bayur, Atatürk Hayatı ve Eseri s. 294-299.

(11) Hikmet Bayur, a.g.e. s. 304.

(12) Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam c. 2, s. 19-21.

(13) Alev Coşkun, a.g.e, s. 424-427.

Açıklama: Alev Coşkun kitabında olayların kaynak ve belgeleri var.

 

                             İngiliz gizli servisi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının tutuklanmasını istiyor.

 

                               İngilizlerin Atatürk ve Arkadaşlarına İstanbul’dan çıkabilmeleri için verdiği vize.

 

       İngiltere Yüksek Komiseri Calthorpe’un  Osmanlı Hariciye Nazırı’na: “Mustafa Kemal ve Cemal Paşa’nın               şartsız ve gecikmesiz olarak İstanbul’a çağrılmalarının zorunluluğunu isteyen 2 Temmuz 1919 tarihli                      mektubu. (Hüseyin Menç; Milli Mücadele’de Amasya, s. 272-273)

 

 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!