Dün İsveç’in NATO üyeliğine şiddetle karşı çıkan “Yerli” Recep Erdoğan ile “Milliyetçi” Devlet Bahçeli’nin yüz seksen derece geri dönüşleri Türk halkının uyanması için yeter ve artar. Bu iki kişiye bakın, Suudi Arabistan’ın Türk bayrağı, istiklal marşımız, Atatürk posteri, yurt ve dünya barışı karşısındaki düşmanlığına ses çıkarmıyorlar. Saray ve ilgili bakanlık iki futbol kulübümüze: “Maçınızı Türkiye’de oynayın, gidemezsiniz” deseydi, iki takım Suudi Arabistan’a gidemezlerdi. Hadi gittiler, bu “Yerli ve Milliyetçi” iki zat, Atatürk’ ve Türkiye’ye karşı gösterilen husumet karşısında niye tepkisizler? Kimin ne olduğunu böylesi olaylar gösterir.
Kurtuluş Savaşında Atalarımız Batılılarla savaşırken, içimizdeki ajanlarla, uşak ruhlularla, ahmaklarla uğraşmak zorunda kalmıştı. İçimizdekiler Batılılardan daha tehlikeli idiler. Çünkü bilinmiyor, görünmüyorlardı. O durum bugün de aynı.
Dünkü “Rabıta” ve “Yeşil Kuşak” projesi, bugünkü “Ilımlı İslam, Aydın” tiplemesi, “İslam kardeşliği“, “BOB” bağlantısı, güdümlü “Türk milliyetçiliği” kafamızı çeliyor, bizi çukura itiyor.
1 Mart Tezkeresi’ni, Kürecik Radar Üstünü, Exeter kültürünü, Irak ve Libya’nın bölünüşünü, Suriye’nin iç savaşa itilmesini, Türkiye’deki bazı üst düzey yetkililerin bunlarda rol aldıklarını unutmayalım.
Dün İsveç’in NATO üyeliğine şiddetle karşı çıkan “Yerli” Recep Erdoğan ile “Milliyetçi” Devlet Bahçeli’nin yüz seksen derece geri dönüşleri Türk halkının uyanması için yeter ve artar.
Bu iki kişiye bakın, Suudi Arabistan’ın Türk bayrağı, istiklal marşımız, Atatürk posteri, yurt ve dünya barışı karşısındaki düşmanlığına ses çıkarmıyorlar. Saray ve ilgili bakanlık iki futbol kulübümüze: “Maçınızı Türkiye’de oynayın, gidemezsiniz” deseydi, iki takım Suudi Arabistan’a gidemezlerdi. Hadi gittiler, bu “Yerli ve Milliyetçi” iki zat, Atatürk’ ve Türkiye’ye karşı gösterilen husumet karşısında niye tepkisizler? Kimin ne olduğunu böylesi olaylar gösterir.
Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılında oynanacak önemli bir maç için futbol takımlarımızın yöneticileri, ilgili federasyon, neden bu oyuna geldiler? Biz Suudi Arabistan’dan gelecek maçın parasına kadar düştük mü?
Bu olay gösterdi ki, yöneticilerimiz ve siyasilerimiz yeteri kadar akıllı ve öngörülü değiller, millî ve manevi değerlerimizi kişisel ve evrensel sofraların pastası yapıyorlar.
Bunları yazarken Atatürk, cumhuriyet ve uygarlık düşmanı bir S. Arabistan Kralının geçmişte Türkiye’ye geldiğini, TBMM ve Anıtkabir’e gitmediğini, bir otele yerleştikten sonra Recep Erdoğan ve Abdullah Gül’ü ayağına getirtip birisini sağına, öbürünü soluna oturtarak poz verdiğini hatırladım. Oyunun yeni perdesi Suudi Arabistan’da oynandı. Türkiye’yi yönetenlere bakın, T.C. ve halkının onurunu çiğnetiyorlar.
Bir yandaş kanalın yorumcuları, “Dikkat edin ha, içimizdeki karıştırıcılar bizi birbirimize düşürmek için uğraşıyorlar” diyorlar, Atatürkçüleri, cumhuriyet sevdalılarını suçluyorlar. Ceviz kafalı bir milletvekili Atatürk posterlerini “tahrik unsuru, bölme aleti” sayıyor. Ayarı bozulmuş bir teyp bandı, “Hükümetimize ve kulüplerimize operasyon çekiliyor” diyor, milleti ahmak sanıyor.
Bir ölüm kalım savaşı verdiğimizi, bu savaşta dışarıdakilerden çok içeridekilerden tekme tokat yediğimizi artık kabul edelim, görelim.
İçimizdeki gizliler dışımızdaki açık düşmanlardan daha tehlikeliler.
