Süleyman Pekin
Süleyman Pekin

SORSAN HERKES REŞİT OYSA KÖLELİK ÇEŞİT ÇEŞİT

Bücür maskara

‘Kokuşmuşluk’ yazımızda “Sırf hayatını idame ettirebilmek için özgürlüğünü satana
köle, bu şartlar altında satın alana da efendi/sahip denir hatta mâlik; insanı mülk
edinen” demişiz. Hayatı, arkası yarın’sız tek bölüm ve ölümü de mutlak yokoluş gibi gören
bir insan ancak imza atar böyle bir mukaveleye. Yaşamın putlaştırılması karşılığında her
şeyden vazgeçiş.. Hayvanca da olsa yaşayabilmek için insanlıktan çıkmayı kabullenmek..
Kenan Göçer’e kalsa “Kendini kullandırmak veya kullanılmasına müsaade etmek”
de insanı köle kılar. Yani insanın kendisinin ürün yada meta olduğu ticarete kölelik
diyoruz. Fakat bu ticaretin de nakit-kart, taksit-vade, çek-senet, hisse-tahvil, swap-swift,
sigorta-reasürans, dolaylı-dolaysız, kayıtlı-kayıt dışı ve sair oğlu sair türleri/türevleri vardır.
Meselâ bazı insanlar paranın kölesidirler, tek atımlık dünyada tek güç/tanrı hazret-i
para’dır; toplu tapınma nesnesi, topluluk mekânlarında.. Bazı insanlar ihtiraslarının
kölesidirler; karşı cins tatmini, makam ve itibar tatmini, güç ve iktidar tatmini… Bazıları ise
alışkanlıklarının, otomat davranışlarının kölesidir. Değişemezler, değiştiremezler,
değiştirilemezler; belgesellerdeki canlılar gibi neyi niçin yaptığını bilmezler, sadece
yaparlar.
Kimileri fikir ve ideolojilerin kölesidirler, kimileri sembollerin ve tüzel kişiliklerin,
kimileri de din ve inanç öğretilerinin.. Bunların tamamında soyutluk somuta, manâ
maddeye indirgenir ve kölelik basitleştirilir. Köle, anlam aramaz; sorgulayanlarda sıkıntı
arar zira onun için yaşamsal tehdit sorgulayandır. Derinliği olmayandır köle, meselesi
meselesizlik olan..
“Kutsal dâvâmız…”, “Lidere sadâkat…”, “Seyda hazretleri”, “…… Dünyasının lideri”,
“Efendi babamız”, “Teşkilat ne derse o”, “Şeyhimizin himmetiyle…”, “Ebedî lider”, “Ulu
önder…”, “Sayın ……… tâlimatıyla/tensipleriyle”, “Efendim, siz nasıl uygun görürseniz”
gibi klişeler ve sloganlarla kölelik antrenmanları yaptırılır; maç kadroları ve tribünler en
ateşli üçlük çektirenlerle doldurulur.
Rusya-Ukrayna Savaşı, benzin zamları, hayat pahalılığı, seçim barajı, mayınlar, şiddet
salgını, sokak hayvanları, çevre olayları, tedarik zinciri vb. gündemde konu mu yok da
kölelik & hürriyet, ahlâk & ilke diyoruz; kavramlarla ilerliyoruz, varlığımızı anlamlandırma
talimleri yapmaya yelteniyoruz?!
Ne ki iş, insanın zihninde bitiyor. Kader, kişinin zihniyetinde beslenip şekilleniyor.
Devrim dediğin insan beyninde hücresel bir faaliyet.. Kavgası da kullananlarla
kullanmayanlar yada ihtiyaç duymayanlar arasında..
“Depremler oluyor beynimde” diyor ya Yusuf Hayaloğlu ve Ahmet Kaya ile Haluk
Levent. “Dışarıda siren sesi var.” Köleliği, gönüllülük görüntüsüyle kutsayanlardır
özgürlüğün tadına varmayanlar. Ve her türlü rezilliğe rağmen sürüden ayrılamayanlar..
Sorsan herkes reşit, herkes yetişkin.. Sayılara ve istatistiklere asker olup, sembollere
ve geometrik şekillere mürit olup, kişilere ve kurumlara kul olup, çıkar ve beklentilerine
köle olup, kelimelere ve kavramlara işportacı olup, yeme-içme ve temel gereksinimlere
bende olup, düzene ve durgunluğa payanda olup, dünya dolusu şeye ve şeyleşmeye
mahkûm olup; özgürlük ve irade beyanına düşmanlık edenler, farklı fikirlere ve hak
taleplerine kan davası güdenler, seçimde bulunmaktan ve bireysel tercih koymaktan ödü
kopanlar için de yazdık.
“Boşa geçmiş ömre yaşam denir mi?” – “Yaz dostum!”

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!