Var mısın Vekil Dokunulmazlığını Kaldırmaya

Yasama, bu milletin doruk ve şeref noktasıdır. Ona TBMM deniyor. Büyük milletin büyük ve şahsiyetli meclisi. Oradaki insanlar, 76 milyondan süzüle süzüle gelen insanlar olduğunu mu sanmaktasınız?
 
Keşke öyle olsaydı.
 
Bu milletin helal ekmeğini yiyip, bu millete hıyanetlik edenden tutunda, kendi pisliklerini ört-bas etmek için dokunulmazlık zırhına sığınanlara, ağzından millet yararına değil de küfür akanlarına kadar her çeşit insan var.
 
Böylesine “Sıfırın altında” bir meclisle karşı karşıyayız. (Bu söz bana değil S. C. Çiçek’e aittir)
 
Başbakan; Bütün bu yolsuzlukların kaynağı olan % 10 seçim barajı ile Siyasi Partiler Yasasını değiştirin diyenlere; “Bu yasaları ben mi getirdim.” deme pişkinliğini gösterirken; söz konusu ANAYSA olunca, “12 Eylül paşalar Anayasasından kurtulmamız gerek. Bu bir ayıptır. Bu TBMM’nin ayıbıdır” savunmasında.
 
Eğer sözünüzde samimi iseniz:
 
Paşaların getirdiği, Seçim ve Siyasi Partiler yasasını değiştirsin. Yüzde on barajını değiştirin, En önemlisi de  “MİLLETVEKİLLİĞİ DOKUNULMAZLIĞINI” kaldırın.
 
Bana göre demokrasinin ve millet iradesinin önündeki en önemli engel bu yasalardır.
  S. Başbakan Anayasa’ya; “12 Eylül,  Paşalar Yasası” demekte.  Ama gel gör ki, 12 Eylülün ve Paşaların yaptığı bu yasaları değiştirmeye bir türlü yanaşmıyor.
 
12 Eylülden en büyük zararı başta ÜLKÜCÜLER-MHP olmak üzere CHP gördü. Mal varlıklarına kadar her şeylerine el konuldu.  Başbakan’a ne oluyor da Paşalara bu kadar kızmakta; İyice düşünse, bugünkü iktidarını, o Paşalara borçlu olduğunu görecektir.
 
Çalışmayan bir Yasama, Yürütmenin yedeğinde olan bir yasama ki bunun örneğini, Görüşülmekte olan bir yasa teklifine MHP’lilerin, “EVET” oyu verdiğini gören AKP’lilerin “HAYIR” oyu vermelerinde gördük.( Oysa yasayı AKP getirmişti TBMM’ne)
 
Bu olaylar göstermektedir ki, Yasama; bu milletin dertlerine derman olacak yasalardan ziyade yürütmenin işini kolaylaştıracak yasalar çıkarmaktadır. Öyle ise vekilleri ya doğrudan millete seçtirin(Şimdi Genel Başkanlar seçmekte), ya da VEKİL DOKUNULMAZLIĞINI kaldırın.
   
550 milletvekili olan TBMM’inde hafızamda kaldığı kadarıyla; 1530 adet dokunulmazlık dosyası beklemekteymiş. Maşallah her vekile üç dokunulmazlık dosyası düşmekte! Acaba ABD ve AB’de de parlamenterlerin suç dosyaları böyle kabarık mı?
 
Son rüşvet olayları da göstermektedir ki, TBMM’ine seçilen vekillerin   dokunulmazlıkları kaldırılmadıkça; ne bu pislik, ne bu şaibe ne de bu kokular asla bitmeyecektir. Hatta vekillere tanınan KIYAK emeklilik, hatırı sayılır YOLLUK, devlet imkânlarından YARARLANMAK derhal kaldırılmalı ve Vekil aylığı, ATATÜRK’ün zamanında olduğu gibi ÖĞRETMEN aylığı kadar yapılmalıdır.
 
Böylesine suç isnatlı bir yasama meclisinden, ne bekleyeceğiz?
 
Bazı vekilleri, ANDIMIZ, bazı vekilleri İstiklal Marşımız, bazı vekilleri Ne Mutlu Türküm diyene sözü rahatsız ediyormuş. Onlara, “Rahatsız olduğunuz o koltukları derhal boşaltınız” demek yok mu?.
 
E. Hoca, “Sen Türküm dersen o’da Kürdüm der” demekteydi. Başbakan da ne diyor,” İçinde tahrik edici sözler vardı”. İstiklal Marşı’nda da var, “Irkıma yok izmihlal- Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi.” de acaba birer tahrik unsuru mu?
 
Ve kimleri tahrik etmekte?  Şahsen ben, bir Türk olarak tahrik olmuyorum. Aksine mutlu oluyorum, kıvanç duyuyorum.
 
S. Başbakan! Eğer gerçekten demokratsan ve demokrasiye samimiyetle inanıyorsan, “Kaldır VEKİL dokunulmazlığını” seni met hü sena edeyim.
 
Birazına inanıp birazına sahiplenilmez ki. Seçim, baraj, siyasi partiler, dokunulmazlık yasaları söz konusu olunca, “Canım ben mi yaptım bu yasaları?” demek,  demokrasiye ne kadar inandığınızın kötü bir örneğidir.
 
Evet, ilk seçim öncesi S. Baykal’la yaptığınız bir TV söyleşinde de söz vermiştiniz kaldıracağım diye. Size ve sözünüze inanmak istiyorum.
 
Esen kalınız.   
 
 
NOT:1– Bu acı rüşvet skandalından sonra zor kalkar ya!
        2- O söyleşiden sonra da bir daha muhalefetle TV’lere hiç çıkmadı neden ki?