Nazım Peker
Nazım Peker

TL’nin de Başbakan’ın da Seyir Hali

Hükümet en güzel günlerindeydi. Kendinden önceki 57. Hükümetin sandıkta gömülmesi pahasına bankaların içini doldurması, ekonomiyi rayına oturtması hükümete ekonomik bir ferahlık sağlamıştı.
 
İlk yıllar, elektriğe, akaryakıta zam yapılmamış. Hükümet, bunu kendi başarısı gibi göstermiş, “Biz, bizden öncekiler gibi sık sık ona buna zam yapmayız. Biz ayaklarımızı sağlam basarız Elhamdülillah!” reklamlarındaydı.
 
Özelleştirmeden gelen sıcak para hazineye aktıkça; bunların ağızları kulaklarındaydı.
 
Derken S. Başbakan’ın, “Sosyal yardımları, kömür, makarna elektriği olmayan köylere dahi çamaşır makinesi “dağıtmaları. Bunları yaparken de, “Benim Valim, Kaymakamım kömür arabasının şoför mahalline oturup dağıtacak” beyanları halka hoş ve şirin gelmişti.
 
Muhalefetin de pek etkili, muhalefet yapamaması üzerine işler tamda istendiği gibi gitmekteydi. Yasalar görmezden geliniyor, teamüller öteleniyor, TSK’nın kalbine giriliyor, kozmik oda tarumar edilerek, paşalar eften-püften gerekçelerle Silivri’ye doldurularak akıl almaz cezalara çarptırılıyor.
 
Bütün bunlar bir yere kadar da halkın ve özellikle de okumamış takım tarafından alkışlanıyordu.
 
Gelirler azaldı. Yatırımlar yapılmaz oluyor. Borsanın % 75’i, Türk Bankalarının ise % 85’i yabancıların eline geçiyordu.
 
Sanırım 2006 idi. Türk lirasından 6 sıfır atıldı. Milyonlar lira oluverdi. Bu da halkın hoşuna gitmişti. YTL, yurt içinde ve yurt dışında değer kazanmış, yatırım ve tasarruf aracı olmuştu.
 
O yıl Hicaz’da bir YTL’ye 3.30, yüz YTL’ye 330 Riyal veriliyor. Arap bankerler YTL’i havada kapıyordu.
 
Bu durum, S. Başbakan’a ayrıca bir artı kazandırıyordu.
 
Bu durum biraz devam etti.
 
Bozulan ve kaynak sıkıntısı çekmeye başlayan Türk ekonomisi, çareyi zamlarda buluyor; zam üstüne zam yapıyordu. Zam tokadından yanakları kızaran halk, önceleri işi kavrayamıyor, “Ne yapalım bunlar olacak!” diyordu.
 
Kasım 2009’da motorin 2.79 TL/ Litre idi. Kasım 2009’da üç aylık maaşım 3.370 TL idi ve ben bu maaşımla: 1208 litre mazot alıyordum. Ağustos 2013’de: 4.700 TL üç aylık maaşım. Eylül 2013’de motorin: 4.63 TL/litre ve ben toplam: 1015 litre alabilmekteyim. Bilmem anlatabildim mi? Zararım 193 litre. TL olarak: 193x 4.63=:893 TL kaybım olmuş. Başarı bu mudur? Başarı bu ise başarısızlığın tarifi nedir?
 
Sonunda olanlar oldu. Başarısızlık bir dağ gibi gözüktü: ne kaldırılıyor ne de aşılabiliyordu.
 
Sıcak para Türkiye’yi bir kanser gibi sarıyor. Para babaları Avrupa’da 15-20 yılda, Japonya’da 30-40 yılda kazanacaklarını Türkiye’de dört beş yılda kazanıyorlar. Türk insanının zar-zor verdiği vergiler: FAİZ olup başka ülkelerin kasalarına akıyordu.
 
Nihayet acı gerçek, bir ayaz gibi suratlarımızda şakladı. “Elhamdülillah IMF’ye borcumuzu bitirdik. Üstüne üstlük IMF’ye beş milyar dolar yardım eder hale de geldik” palavrası bile tutmadı.
 
Bu yıl (2013)  Hicaz’da bir TL, 1.90 Riyal, yüz TL ise 190 Riyal ancak alabiliyordu. Kaybı lütfen hesaplayınız? Arap bankerler de artık TL’ye sıcak da sevecen bakmıyorlar.
 
Bu neyin nesi? TL’nin, güçlü para konumundan çıkıp üçüncü az gelişmiş ülkeler parası konumuna düşmesiydi. Acıydı ama gerçekti.
 
S. Başbakan’da eski popülaritesini yitirmiş görünüyordu. O sevgi ve saygı, hem TL’den hem de S. Başbakan’dan uzaklaşmıştı.
 
Araplar, Başbakan için, “TV’de İsrail ve Yahudi aleyhtarı gibi konuşuyor öyle gözüküyor amma.. Perde arkasından da Yahudi ve İsrail ile el sıkışıyor.” Demekteydiler.
 
İçte her türlü pompalamayla sürdürülmeye çalışılan başarı ve popülarite yalanı, dışarıda, ne yazık ki sürdürülememekte. Arap dünyası da artık S. Başbakan’a inanmıyordu.
 
TL de, S. Başbakan da güneş görmüş buz misali hızla erimekte.
 
Esen kalınız.   

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!