Devletimiz “Kültür ve Sanatı” diri tutmak ve teşvik amacıyla, bu alanda hak edenlere “Kültür ve Sanat Büyük ödülü” veriyor.
Bu ödül, yaptığı kültür ve sanat çalışmalarıyla devletin temel ilkelerine aykırı faaliyet göstermeyen kişi ya da kuruluşlara verilmeli değil mi?
Doğrusu bu? Doğru olan bu olmalı!
Benim gençlik yıllarımın sosyalist fikir babası Çetin Altan bu ödülleri alanlardan birisidir. Büyük Atatürk’ün; “İnsanlığın en büyük baş belası komünizmdir. Her görüldüğü yerde ezilmelidir” Dediği komünizmi öven birisiydi. O Çetin Altan ki, o yıllarda TCK’nın 141 ve 142. Maddeleri olduğundan direkt “KÖMÜNİZM” propagandası yapamazdı. Yumuşatarak sosyalizm derdi. Bu Çetin Altan: “Vatan sevmekte ne demek? Vatanı seveceğine git karını sev” diyen bir görüşün sahibiydi. Yetiştirdiği değerli (!) evlatlarından Ahmet Altan ise “ Ben vatanımı bir kadın memesine satarım” diye yazan, Mehmet Altan’ı ise FETO’nun kanallarında ordu-vatan düşmanlığı yapan ve ailecek böyle bir kültürün sahibiydiler.
Kısaca durumunu anlatmaya çalıştığım bu Çetin Altan’a “2008 Kültür ve Sanat Büyük Ödülü” veriliyor.
Bir ibret belgesi olarak dönemin Başbakanı Erdoğan, ödülü verirken “ Bugün mutlulukla ifade ediyorum ki; Türkiye artık ne Çetin Altan’ı 300 kez mahkeme kapılarına çağıran ve düşünceyi mahkûm eden bir Türkiye’dir ne de Nazım Hikmet’i 12 yıl boyunca hapishanelerde tutan Türkiye’dir. O alıngan, o vehimler üreten Türkiye, artık yerini öz güvene bırakmıştır.”Cümlelerini övünerek gururla söylemişti.
Gazi Mustafa Kemal, “ Türk devletinin temeli kültürdür” diyor. Çetin Altan ve oğullarının hangi kültürü; devletin temeli için yararlıdır?
Şimdi soralım; basılmamış kitaba yasak getirmek: bir vehim değilse nedir?
TSK’nın değerli komutanlarını FETO terör örgütünün kuyruğuna takılarak el ele gayretle yıllarca Silivri’ye doldurmak, hayatlarını karartmak, geleceklerini ellerinden almak: neyin nesi oluyor?
Türk ordusunu, düzmece CD’lerle ve birilerince verilen sahte belgelerle, PKK’lı teröristleri “GİZLİ TANIK” yaparak (Şemdin Sakık gibi) yıpratmak, ordudan atmak, şafak baskınlarıyla haplarını dahi almadan Silivri’ye doldurmak ne oluyor?
Bu nasıl bir Türkiye’dir?
Bülent ARINÇ’ın evinde dahi olmadığı bir zaman diliminde, Bülent Arınç’a komplo –suikast düzenleyeceklerdi diyerek tutuklamalar vehim değilse: vehmin tarifi nedir?
Onlarca gazeteci, yazar-çizer yıllarca sorgusuz sualsiz, iddianamesi bile hazırlanmadan içeride tutulmaları ÖZGÜVENİN tarifi midir?
Size göre düşünce özgürlüğü, sizi öven, yere göğe sığdıramayan, başınız sıkıştığında da sizi ilk satacak olan sahtekârlar, Çetin Altan gibi sicilli solcular, ya da çıkarları için size yağdanlık yapanlar için midir?
Sayenizde Türkiye, yıllardır üzerinde atamadığı VEHİMLERİNDEN kurtulmuş ve büyük bir ÖZGÜVENE (!) kavuşmuş bulunmaktadır ki toplum, birbiriyle kenetlenmştir.
Sahi, “ Kültür ve Sanat Büyük Ödülü” kimlere verilmeli?
Esen kalınız.