Ülke bizim, ülkede yaşayanlar da… Onların tasası beni tasamdır. Onların mutluluğu benim de mutluluğum ve sevincimdir.
Ülkemin nerelerden nereye getirildiğini şöyle bir araştırdım da, “nereye gidiyoruz?” diye sormak geldi içimden.
Parkta bir AKP’li dostun, “Hocam bizimkiler istikrar diye diye bizi bir yerlere götürüyorlar. Fakat gittiğimiz yer hiç de iyiye benzemiyor” demişti. Sanırım haklı imiş.
Aşağıda 2002 ile 2017!nin kıyaslamasını yaptım. Rakamlar gerçektir. Devletin kaynaklarından derlenmiştir.
2002 YILI 2017 YILI
Kredi kartı borçlusu: 277.133 kişi 2.700.000 kişi
İcralık dosya sayısı : 10 milyon 24 milyon
Bir kilo gram ekmek : 1 lira 4 lira
Bir litre BENZİN : 1.66 TL 5.41 TL
Vatandaşın Banka borcu: 6.5 milyon TL 428 milyar TL
Çeyrek Altın : 28 TL/adet 239.72 TL/Adet
Bir ABD doları : 1.60 TL 3.70 TL
Bir kg. Kırmızı et : 8 TL/kg 40 TL/kg
Bir litre SÜT : 18 Kuruş/litre 1.15 Kuruş/litre
Devletin Toplam BORCU : 149 milyar Dolar 411.5 milyar Dolar
Sevgili okurlarım! Eğer bu tablonun adı İSTİKRAR ise, istikrarsızlığın tarifinin nasıl yaparsınız? Her alanda her şey ülkenin ve yurttaşların aleyhine bozulmuş/kötüleşmiş.
Terör de de ne yazık ki durum böyle.
2002 de neredeyse sıfırlanan bir terör ve gelmeyen şehit haberli yıllar yaşamaya başlamıştık. 16 Nisandan bu yana gelen şehit sayısı 30 a yaklaşmıştır.
AKP’li arkadaşın dediği gibi: istikrar diye diye bizi nereye götürüyorlar?
Düşünmenin ve “Ne oluyoruz?” demenin zamanı gelmedi mi? Terör tavizle, ekonomi tatlı hayaller ve vaatlerle düzelmez. İstikrar için ÜRETİM şart. Üretmeyen ve tüketim ekonomisiyle nereye kadar?
Lütfen yol yakın iken, bu hoş olmayan gidişata “DUR” demeliyiz. Türkiye denen gemide hepimiz yolcuyuz! Avrupa’da pirzola 12 TL bizde dolmalık biber 14 TL. Avrupa bizi kıskanıyor.
Esen kalınız.