Müyesser Yıldız
Müyesser Yıldız

Suikastten Bir Gün Önce Röportaj Yapan Gazeteci: “Hablemitoğlu ‘MİT Müsteşarı Oluyorum’ Dedi”

featured

18 Aralık 2002’de evinin önünde öldürülen Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı davasında tanıkların dinlenmesine devam edildi. Merhum Hablemitoğlu’nun avukatı Hüseyin Buzoğlu iddianameyi eleştirirken, Ergenekon kumpasından sonra bu davanın en önemli tanığı gazeteci Zihni Çakır için, “Aynı kişinin ipiyle başka kuyuya iniliyor” dedi. Buzoğlu, öldürülmese tüm yurtseverler gibi Hablemitoğlu’nun Ergenekon’dan tutuklanacağını söyledi.

28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Necip Hablemitoğlu davasının bugünkü celsesinde dinlenen ilk tanık Ziver Özkan, sanıkların hiçbirisini tanımadığını söyledi.

Özkan şunları anlattı:

“Necip Hablemitoğlu’nu tanıyorum, komşumdu. O akşam maç vardı. Misafirim geldi. Otoparkta bir kişinin yattığını söyledi. Oraya gittik. Başı arabaların arasında olduğu için yüzünü çıkaramadım. Polisi arayıp kapıcıyı çağırdım, o da tanımadı. Sonra polisler ve Necip Bey’in eşi geldi. Öncesinde patırtı gürültü duyudum, ama silah sesi duymadım.”

Ziver Özkan’ın, “Olaydan önce şüpheli bir şey görmedim” demesi üzerine Av. Ali Soykan suikastten sonra polise verdiği ifade de, evin karşısındaki boş arsaya giren araçtan inen bir kişinin apartmana doğru yürüdüğünü, bundan sonra hareketlilik olduğunu söylediğini hatırlatıp bu kişinin gelişinden sonra hareketlilik olduğunu sordu.

Hatırlamadığını belirten Özkan, “O gün için ufak bir anekdottu.” karşılığını verdi.

Dinlenen ikinci tanık 1999’da merhum Hablemitoğlu’nun, 2004-2007’de da suikast soruşturmasının avukatlığını yapan Hüseyın Buzoğlu, sanıklardan sadece Levent Göktaş ve Fikret Emek’i Ergenekon dosyasında birlikte yargılandıkları içın tanıdığını bildirdi.

TEHDİTLER ALDIĞINI AÇIKLADI

Başkan ve avukatların soruları üzerine Hablemitoğlu’nun bir kez MİT Müsteşarlığı teklifi geldiğinden söz ettiğini, bunun 3 Kasım seçimleri öncesıne ait olduğunu, ama teklifin kimden geldiğini söylemediğini anlatan Av. Buzoğlu, Hablemitoğlu’nun Fetullah Gülen ve örgütü ile Bergama altın madeni ve Alman vakıfları konusundaki kitapları ve açıklamalarından dolayı tehditler aldığını kaydetti.

Necip Hablemitoğlu’nun 1990’dan itibaren, siyasetle arasında kirli bir ittifak varken Gülen ve örgütünün irticanın odağında gerici bir örgüt olduğunu gündeme getirdiğini, ama kirli siyasi ittifak sürdüğü için bunların yeterince kamuoyuna ulaşamadığını vurgulayan Av. Buzoğlu, tanıklardan Av. Refik Ali Uçarcı’yı yalan söylemek, eski milletvekilleri Ramazan Toprak ve Halil Şıvgın’ı da Hablemitoğlu hakkında yanlış algı oluşturup onu itibarsızlaştırmaya çalışmakla suçladı.

Av. Buzoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Bu iddianamenin nereye gideceği konusunda takdir sizde olacak, ama Necip Hablemitoğlu’nu itibarsızlaştırmaya yönelik, AKP’den milletvekili olmak istediği gibi en çirkin iddia var.

Açılan davalardan dolayı maddi sıkıntı çektiği için bunu istediği iddia ediliyor. Sadece 2014’te bir davada tazminata hükmedıldi, o da Yargıtay’da bozuldu. Kesinlike maddi sıkıntı iddiası doğru değil. Bir dava bittiğinde, ‘Çocuklarımın rızkını kurtardım.’ dıye hüngür hüngür ağladı.”

‘EĞER ÖLDÜRÜLMESEYDİ…’

Ergenekon kumpası için FETÖ’cü eski emniyet müdürü Recep Güven’in hazırladığı şema ve Sabri Uzun’un açıklamalarının Necip Hablemitoğlu’nun Ergenekon’a dahil edilmek istendiğini ortaya koyduğunu kaydeden Av. Buzoğlu, “Öldürülmeseydi, tüm vatanserler gibi o da Ergenekon’dan alınacaktı.”  şeklinde konuştu.

‘BU CİNAYETİN AYDINLANMASI İÇİN…’

Av. Buzoğlu, Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın’ın ilk soruşturma sürecine iliskin tespitlerine yönelik sorusunu da şöyle cevaplandırdı:

“Böyle bir cinayetin aydınlanması için mevcut iktidarın gitmesi gerekir. Gitmedikçe aydınlanmaz. Bildiğim kadarıyla o gün nöbetçi Savcı Hakan Kızılarslan’dı, ama Cengiz Köksal görevlendirildi. Köksal’ın gazeteci Yasemin Güneri’ye, ‘Bu dosya zaman ‘aşımına uğrayacak.’ demesi, AKP’den önce atanan Ankara Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz’ın yıllarca görevde kalması önemlidir. Çok ciddi katkılarını görmedim.”

“Şengül Hanım’la Emniyet’e ifadeye gittiğimizde sabah arabada gördüğü şahısları TEM’in bilmediği görülürken verilen arada istihbaratçılar, bu kişileri isimleri, resimleriyle gösterdi. Emniyet’te ikili bir yapılanma vardı. Bu durumu Ercüment Yılmaz’a söylediğimde, “Yine mi bunu yaptılar?’ dedi.”

‘BU İŞİN SONU…’

Sanık avukatlarından Emrah Yücel’in, “İfadede bu yaşananları Savcı Zafer Ergün’e verdiğiniz ifadede anlattınız mı?” şeklindeki sorusu üzerine Av. Buzoğlu şunları söyledi:

“Ne sorduysa onun cevabını verdim. Ben Savcı’ya, ‘Bu işin sonu Recep Tayyip Erdoğan’a kadar uzanırsa devam ettirecek misiniz?’ diye sordum. ‘Tabii.’ dedi.”

Sanıklardan Gökhan Nuri Bozkır, Av. Buzoğlu’na gazeteciler Zihni Çakır ve Abdurrahman Simşek’i tanıyıp tanımadığını sordu. Zihni Çakır’ın Ergenekon davasındaki rolünü hatırlatan Av. Buzoğlu, “Şimdi aynı kişinin ipiyle başka kuyuya iniliyor” dedi.

‘BU SORUŞTURMA ÖRTBAS EDİLDİ’

Av. Buzoğlu, Av. Ali Soykan’ın sorularını cevaplandırırken de Erdoğan’ın Danıştay cinayetinde öldürülen Yücel Özbilgin’in Kocatepe Camii’ndeki cenaze törenine katılmayıp Antalya’ya gittiğini ve burada Hablemitoğlu soruşturmasının örtbas edildiğini söylediğini vurguladı.

Av. Eren Turan’ın, Hablemitoğlu’nun MİT Müsteşarlığına ilişkin soruları üzerine de Buzoğlu, bu konudan 3 Kasım seçiminden önce söz ettiğini tekrarlayıp, “Ayrıca AKP, Abdullah Gül hakkında bu kadar ağır yazılar yazmış birisine bu iktidar bu teklifi yapar mı?” dedi.

Av. Buzoğlu bir başka soruyu cevaplandırırken de, “Necip Bey’in manevi şahsiyetini bu kadar itibarsızlaştıracak böyle bir iddianamenin altına imza atılabilir mi?” diye konuştu.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!