Uzun bir süre önce, devlet terbiyesi görmüş bir büyüğümüz ile görüşürken, sıra Yunanistan’a gelmişti. Ben Selanik, Dede ağaç ve adalar hakkında sorular sormuştum. Sorularıma tek kalemde cevap vermişti. Şimdilik bizim böyle bir düşüncemiz yok!
Belki bizim bir düşüncemiz olmaya bilir ama!, Ya Yunanistan’ın, Yunanistan’ı kuran devletlerin, Dünya kiliseler birliğinin, gizli veya açıkta olan düşmanlarımızın, içimizdeki düşmanlarımızın niyetleri acaba ne idi ;diye kendimi sorgulamadan edemedim.
İlk yazılarımı yazmaya başladığım 1990 yılından beri, Fener Rum Patrikhanesinin kin kapısı- EOKA- kara Eylül, Megalo idea’ yı Sürekli göz önünde bulundurmuşum. Askeri çevrelerde 1970’i yıllardan beri tekrarlanan i ki buçuk savaştan buçuğunu şimdilik yapıyoruz. Avrupa ve ABD’nin tutumu belli, Kiliselerin tutumu belli,
Tetikçilik yapmak üzere kurdurulan iki devletçiğin hali de belli. Kiliseler üçüncü tetikçi devletçiğin hazırlıklarına hız vermiş durumdalar. Bizler buna terör koridoru. –diyoruz.
Karşımızdakiler bizleri oyalamak için ellerinden geleni, geri koymuyorlar. Yapılan anlaşmalar- mutabakat belgeleri, verilen sözlerin hiçbir anlamı yok .Zaman-zaman tehditle, şantajla, terbiyesizlikle, iş görmeye çalışıyorlar.
Beni umutlandıran ise; bazı akıl sahibi yazarların, görülen gelişmeler üzerine benimle aynı görüşü paylaşır olmaları. Suriye’de yapılması düşünülen 5,harekat geç kalmak üzere . Vaktinde yapılmayan iş, iş değildir.
Avrupa’sı- ABD’Sİ Rusya’sı çok zor durumdalar, Dengeler ve diğer şartlar bizden yana. Düşmanları basite almak- hor görmek, pislikle meşgul olmaktır. Atalarımız ”düşmanın karınca olsa da merdane bil demişlerdir.” Benden demesi.
Kaplumbağa ile tavşanın yaptığı yarış ve kaplumbağanın kazanması, bizim durumumuza cuk oturmaktadır. Diplomasiye harekât başladıktan sonrada devam edebiliriz. Nasılsa son sözü; güçlü olanlar- başarılı olanlar söylüyor.
Tarih-coğrafya ve fırsatlar bizden yana. Çekinmeye hiç gerek yok. Bizler daha büyük savaşlar için hazırlık yapmalı, hazır olmalıyız. Güzel yurdumu işgal etmek, yüce ırkıma soy kırım yapabilmek için kan içici İsevist dünya; 3, dünya savaşını çıkarmakta bir an için bile tereddüt etmez!
Hayati durumlarda; kim ne der , nerede durur diye düşünülmez. ”Aş taşınca keçenin pahası(ederi)olmaz.” Diyen atalarımızdır. Öyle ise; haydin iş başına! Yitirecek biran bile yok. Kutül umare savaşında atalarımız ne diyordu;” Düşman çok, vakit yok.” Şimdi işte; zaman o zaman.
Var olmak, varlığını sürdürmek istiyorsak , onurlu olarak konumlanmak istiyorsak, güçlü olmak savaşa sürekli hazır olmak zorundayız. Bizim için , NATO, güven verici olmaktan çoktan çıkmıştır. Derhal alternatif bir oluşum meydana getirmeliyiz.
Din Kardeşlerimize güvenmek,, onlardan basit de olsa bir şeyler beklemek ahmaklığın tescilli halidir. Hepsi İran’a benzerler. Türk dünyasını birleştirmek ,kendine yeter hale getirmek, Çekim merkezi oluşturmak gerek. Ancak bazı girişimlerin yapıldığını bilmekle beraber çok yavaş ilerleme kaydedildiğini söylemeliyim.
Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları, onurlu konumlanmayı ,var olmayı ,varlığını sürdürmeyi hedefleyenlerin üzerine olsun vesselam.
